Irak'ın merkez ilçesi
Telafer'de kurulan Milli Barış Komisyonu, Şii-Sunni arasındaki olayların sona erdirilmesi konusunda mutabakata vardı.
İstanbul Hilton Otel'e 2 gün önce gelen Telafer barış elcileri uzun görüşmeler sonunda
bildiri yayınladı. Bildiride, "Başta Mezhep kaynaklı olmak üzere her türlü şiddet reddedilecektir" maddesi de yer aldı.
Telafer'de Şii-Suni çatışmasının bitmesi için Milli Barış Komisyonu kuruldu. Komisyon nihai karara varmak için 2 gün önce İstanbul Hilton Otel'e geldi. İki günlük görüşmelerin ardından yapılan basın toplantısına,
Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu,
Türkiye Musul Başkonsolosu
Ahmet Yıldız, Telafer Milletvekilleri, Telaferdeki Şii-Sunni liderleri katıldı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Telafer'de Şii-Sunni mücadalesini sona erdirecek adımlar atıldığını ifade etti. Davutoğlu, Irak'ın kaderinin, Türkiye'nin de kaderi olduğunu ifade ederek, "Telafer mezhep
kavgasından dolayı 2 bin şehit verdi. Onları rahmetle anıyoruz. Bu arada benim de özüm
Türkmen'dir. Biz Şii-
Sünni bilmeyiz. Hangi aşiretten olduğunuzu da bilmeyiz. Siz Telaferlisiniz. Bizim kardeşimizsiniz. Bugün sizi bir arada el ele görmek bizi dünyanın en bahtiyar insanı yaptı. Bunda emeği geçenlerin hepsine teşekkür ederim.
Allah emekleri zayi etmesin" dedi.
2004 yılında kendisine bir
telefon geldiğini aktaran Davutoğlu, "Telefonda, 'Telafer kuşatıldı. Ve heran saldırıya maruz kalabilir.' deniyordu. Hemen dönemin
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı
Colin Powell telefon ettik. 'Onlara dokunan Türkiye'ye dokunur' dedik. Bizim için oralar azizdir. Hepsi bizim yüreğimizdedir. Telafer yüreğimizin en köşesindedir. Nerede en ufak bir saldırı olursa hemen harekete geçer elimizden geleni yaparız. Ebediyete kadar onların yanında olacağız." diye konuştu.
"Gardaşa
yardım etmenin vaciptir" diyen Davutoğlu, "Onları hiçbir zaman yalnız bırakmayacağız.
İmar zamanı başlıyor. Irak hükümetiyle birlikte Telafer'i Irak'ın en zengin ilçelerinden biri yapacağız. Sözünü sözünü verdiğimiz üniversiteninin en iyi şekilde kurulması için elimizden geleni yapacağız." diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti Musul Başkonsolosu Ahmet Yıldız, göreve ilk başladığında ilçede kardeşler arasında kavgaların olduğunu ifade etti. Yıldız, "Kendi gayretleri ve bizim desteğimizle birbiriyle görüşmeye başladılar. Birçok toplantı yapıldı. Bu toplantıların nihai şeklini burada taçlandırdılar. Bu
anlaşma Telafer'i eski haline döndürecek. Artık
Kuzey-
Güney, Şii-Sünni kullanılmayacak. Buna izin vermeyeceğiz." dedi. Yıldız'ın konuşmasından sonra Şii ve Sunni aşiretlerin birer temsilcisi konuşma yaptı.
Şii tarafının temsilcisi, Irak
İslam Yüksek Konseyi Musul
Milletvekili Şeyh Taki El Mevla, Türkiye'nin her zaman yanlarında olduklarını ifade etti. Telafer'in Türkmenlerin kalesi olduğunu aktaran Mevla, "Türk halkı her zaman bize yardım gönderdi. Bize unutamayacağımız zor günlerimizde yardımcı oldu. Telafer'in bütün halkı Türkmen'dir. Orda tek dil konuşuruz. Birbirimize kardeşiz, birbirimize kız alıp veririz. Kimse ben Sünniyim, ben Şiiyim demiyor. Ancak bir fitne bize eziyet etti. Bu yüzden 2 bin şehit verdik." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin yardımlarının devam etmesini istediklerini aktaran Mevla, "Türkiye bize üniversite yapmaya söz verdi. 900'e yakın Telaferli
genç terör olayları gibi sebeplerden başka yere gidip okula devam etmediler. 500 den fazla gençte başka yerlerde okuyor. Yapılacak üniversiteyle birlikte bunlar gelip okullarını kendi memleketlerinde okuyacak." diye konuştu.
Sunni tarafının temsilcisi Irak Türkmen Cephesi Musul Milletvekili Nebil Harbo ise asıllarının Türk olduğunu aktardı. Bugüne kadar birçok baskıya maruz kaldıklarını aktaran Harbo, "Kendi dilimizi konuşamadık. Suni-Şii mezhep meselesiyle 8 yıldır bizi öldürdüler. Anladık ki öyle kalsak, mezhep meselesiyle kavga yapsak bütün Irak'ın şehirleri birbirine girer. Ancak kendimize geldik. Oturup en doğru kararı verdik. Taraflarda olan aşiretler ağaları oturdu anlaştı. Bizim barışımız birliğimiz kuvvettir. Bu sadece bize değil, Kerkük'te olan Türkmenlere, Erbil'de olanlara da, diğerlerinededir." dedi. Konuşmalarının ardından Bakan Davutoğlu iki tarafın temsilcilerine Kuran'ı Kerim
hediye ederek, espriyle "Anlaşmanıza inşallah bu şekilde uyarsınız" dedi.