Sabancı Üniversitesi
Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Ersin Kalaycıoğlu,
Türkiye'de
seçmen davranışının değiştiğini, 2002'den itibaren çok sayıda siyasal partinin
seçim meydanlarını boşalttığını belirterek, ''Parti sayısında ciddi azalma var. Türkiye çoğulcu parti
sisteminden daha az parti sistemine evriliyor'' dedi.
Kalaycıoğlu,
İstanbul Sanayi Odası (İSO)
Meclis toplantısında, ''Türkiye'de Seçmen Davranışı: Şimdi Ne Olacak?'' konulu sunum yaptı.
Türkiye'de seçmen davranışını 1990'lardan itibaren değerlendiren Kalaycıoğlu, ''Türkiye'de seçmen davranışı değişiyor. 2002'den itibaren çok sayıda siyasal parti seçim meydanlarını boşalttı. Parti sayısında ciddi azalma var. Geçerli ve önde gelen parti sayısı 5 küsürden 3 küsüre indi. Türkiye çoğulcu parti sisteminden daha az parti sistemine evriliyor.
AK Parti'nin oransal olarak yüksek oranda bulunması ve seçim sisteminin sonuçları nedeniyle bu yapı bir tek siyasal partinin hakim olduğu bir siyasal sisteme doğru evriliyor. Önümüzdeki 1-2 seçimde de bu devam edecek. Çoğulcu bir yapıdan hakim parti sistemine doğru evrim geçirmekte olduğunu görüyoruz'' diye konuştu.
Bunun iki nedeni olduğunu, birinin Seçim Yasası, diğerinin de Türkiye'deki seçmen davranışı olduğunu anlatan Kalaycıoğlu, seçmen davranışı konusunda ortaya konan 5 hipoteze işaret etti.
Kalaycıoğlu, AK Parti'yi seçmenlerin neden
tercih ettiğine ilişkin etkenleri; ''parti tutma,
ekonomik tatmin, din ve etnik kimlikten etkilenen
dindar kimlik'' olarak sıraladı. Dindarlık arttıkça sağcı seçmen oranının arttığını ve bu seçmenin de AK Parti'ye oy verdiğini belirten Kalaycıoğlu, CHP'de de bu etkenleri; ''
laiklik, parti tutma, ekonomik tatminsizlik ve solda olma'' şeklinde saydı. Kalaycıoğlu, MHP'yi seçmenlerin neden tercih ettiğine ilişkin etkenleri ise ''parti tutma ve ekonomiden büyük ölçüde tatminsiz olma'' şeklinde ifade etti.
Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, seçmene kendisini sol ve sağ arasında nerede tanımladıklarını sorduklarında, 1990'da seçmenin yüzde 43.4'ü kendisini ortada ifade edip, sağ ve sol eşit dururken, bu
manzaranın 1995'ten itibaren müthiş değişiklik gösterdiğini ve aşırı sağın yüzde 7,1'den yüzde 20'ye sıçradığını, kendisini solda görenlerin oranının da yüzde 19 olduğunu belirtti.
-MERKEZDEKİ SEÇMEN KÜÇÜLDÜ, SAĞ SEÇMEN ARTTI-
Mayıs-haziran aylarında yaptıkları son araştırmada ise ortanın büyük ölçüde küçüldüğüne işaret eden Kalaycıoğlu, ''Kendisini ortada gören seçmen miktarı yüzde 24, sağda gören seçmen oranı yüzde 53, sola koyan seçmen oranı ise yüzde 7, görüntü bu. 'Bizim sosyal demokrat partiye ihtiyacımız var' deniliyor. Bizim önce sosyal demokrata ihtiyacımız var. Öyle bir insan yok. Nereden buluyorlar bunları? 1995'ten beri seçmen sağa kaydı ve bu istikrar kazandı. Buradan oy kazananlar daha güçleniyor'' diye konuştu.
Seçmenden bu görüşleri doğrultusunda partileri de yerleştirmesini istediklerini ve dolayısıyla hangi partiyi solda ya da sağda gördüklerini tespit ettiklerini anlatan Kalaycıoğlu, bunun sonucuna göre AK Parti'nin hiç seçim propagandası yapmasa dahi yüzde 35 oy alacağının görüldüğünü, CHP'nin bulunduğu yerin ise barajı ancak geçtiğini söyledi.
Böyle bir ortamda seçim yapıldığını ve her iki partinin de daha iyi bir oy oranıyla seçimden çıktığını belirten Kalaycıoğlu, ''İktisadi bakımdan tatminkar olan seçmen oyunu AK Parti'den yana kullandı'' dedi.
Seçmene kapalı uçlu olarak 'En önemli sorun nedir?' diye sorduklarında, 2010 sonu itibariyle sırasıyla
terör, ekonomi ve
yoksulluk çıktığını kaydeden Kalaycıoğlu, açık uçlu sorulduğunda ise yüzde 54 ile işsizliğin birinci sırada geldiğini, enflasyon ve hayat pahalılığının da ikinci sırada yer aldığını söyledi.
Kalaycıoğlu, seçmen gözünde aş ve işin öncelikli olduğunu,
demokrasi talebinin ise bulunmadığını aktardı.
-BAŞKANLIK SİSTEMİ-
AK Parti'nin önümüzdeki dönemde Türkiye'yi nasıl yöneteceğine ilişkin fikri bulunmadığını ifade eden Kalaycıoğlu, ''Türkiye'de demokrasi ve siyasi sistemin yeniden tasarımı yapılacak mı?
Anayasa değiştirilirken nereden başlanacak, ne değiştirilecek bilmiyoruz. Parlamenter demokratik rejimi tamamen terk mi edeceğiz, bunun yerine
başkanlık rejimine mi gideceğiz. Bunu da bilmiyoruz'' diye konuştu.
Başkanlık sisteminin iyi incelenmesi gerektiğini, başarılı olup olmayacağının bilinmediğini anlatan Kalaycıoğlu, Türkiye'nin bu sisteme geçmesi halinde bütün yasal mevzuatın da değişmesi gerektiğini ve bunun da kaosa yol açacağını savundu.
Kalaycıoğlu, ''Tahminim, bu konuyu biraz tartıştıktan sonra terk edeceğiz. Başkanlık sistemine niye gideceğiz? Bu sistem çalışmıyor mu? AK Parti bu sistemle yönetemiyor mu? AK Parti iyi iş yapıyor, yönetmekte sorun yok. Zorluk nedir bilmiyorum, karanlık bir manzara'' dedi.
-''2014'TE ÜÇ SEÇİM BİR ARADA OLACAK''-
Kalaycıoğlu, Anayasa değişikliğinin niçin yapılacağını da bilmediklerini belirterek, bu konuda da siyasi olarak açık bir
hedef verilmesi gerektiğini söyledi.
Önümüzdeki dönemde yerel seçimler ile
Cumhurbaşkanlığı seçimi bulunduğunu, ancak
genel seçimler ile yerel seçimler arasında bir yıldan az süre varsa ikisinin birleştirilmesi nedeniyle 2014'te üç seçimin aynı anda yapılacağını, bunun da sorunlara neden olacağını ifade eden Kalaycıoğlu, ''Kazanan ya hep kazanacak, kaybeden de hep kaybedecek. Bu gerilimi, yükü demokrasinin sırtına yüklemek doğru değil. Demokrasiyi sürdürmek de böyle bir ortamda zor. Önümüzdeki 30 yıl sağ ağırlıklı muhafazakar bir
toplum olarak hayatımızı devam ettireceğimizi düşünüyorum'' diye konuştu.
Bu arada Meclis toplantısında sunulan teklifle, İSO'nun Sefaköy'deki arazisiyle ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına karşı açılacak
dava konusunda
yetki talep edildi. Talep, Meclis'te oy birliğiyle kabul edildi.
(SER-TUR-SEM)22.06.2011 20:05:44