Nevruz nedeniyle Kazlıçeşme Meydanı'nı dolduran onbinlerce kişi, ateşin yakılmasıyla birlikte kutlamalara başladı. Törene katılan
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı
Selahattin Demirtaş'ın konuşmasının ardından sahneye çıkan 3 kişi,
teröristbaşı Abdullah
Öcalan'ın posterlerini açtı.
İstanbul'da Nevruz kutlamalarının adresi Kazlıçeşme Meydanı'nda toplanan onbinlerce vatandaş, meydanı renklendirdi. Nevruz ateşini yakmadan önce türküler söyleyen
halay çeken binlerce kişi, ateşin yakılmasıyla birlikte kutlamalara başladı.
Toplanan kalabalığın Nevruz'unu kutlayarak sözlerine başlayan Selahattin Demirtaş, 2011 Nevruz'unun tarihi bir Nevruz olacağını dile getirdi. Demirtaş, "Bir dönem Nevruz'un ismi, kendisi, ateşi bile yasaktı. Bir dönem yok sayılan binlerce yıllık bir gelenek, Nevruz direnişçileri sayesinde kendi küllerinden kendisini yeniden yarattı. Türkiye'de
Kürt sorununun barış içerisinde
demokrasi içerisinde çözümünün başlangıcı olmalıdır. 2012'de
Kürt sorunu kalmayacaktır. Bu nevruz
özgürlük ve çözüm Nevruzu'dur." dedi.
Sözlerini hükümete yüklenerek sürdüren Demirtaş, Kürt sorununun çözümü için
Başbakan'dan taleplerde bulundu. Kürt sorununun bir günde çözülebileceğini savunan Demirtaş, "AKP'nin derdi başka. Oy derdi,
koltuk derdi onlar açısından barış ve demokrasiden önce gelir. Başbakan bugün partimize yönelik
saldırgan bir tutum içerisindedir. Ellerinde somut tek bir proje olsa çıkıp açıklarlardı. Kafa tüccar kafası, kafa pazarlıkçı kafa. Biz kimseyle pazarlık etmiyoruz. Bizim meselemiz pazarlık konusu edilemeyecek kadar önemlidir. Siz tüccar olabilirsiniz her şeyi alınıp satılır olarak görebilirsiniz ama bizim açımızdan bir pazarlık söz konusu değildir. Bizden çaldığınızı, zorla aldığınızı geri vereceksiniz." diye konuştu.
Önümüzdeki
seçimlerin çok önemli olduğunu aktaran Selahattin Demirtaş, seçimlerin özgürlük yürüyüşçüleri açısından bir milletvekili yarışı olmayacağını söyledi. "Bu ülkede biz de varız" demek için yaklaşan seçimlerin tarihi bir seçim olacağını ifade eden Demirtaş, "İstanbul'daki bu birliktelik bu coşku şimdiden seçimlere gönderilen bir cevaptır. Bir yanda ulusalcı milliyetçiler, diğer yanda dinci milliyetçiler var. Bizler ne ulusalcılardan ne dinci milliyetçilerden yana tavır koyamayız. Bu anayasada biz de olacağız demek için bu tarihi fırsatı kaçırmamak için herkesi bu
platform altında toplanmaya davet ediyoruz." ifadesini kullandı.
7
PKK'LI ÖLDÜRÜLDÜ, ONLARIN ANASI AĞLAMADI MI?
Başbakanın mikrofonu eline aldığında barış sözcüğünü dilinden düşürmediğini söyleyen Demirtaş, "Daha birkaç gün içinde 7 PKK gerillası
operasyonlarda öldürüldü. Analar ağlamasın diyorsa bir başbakan bu konuda samimiyse o Kürt
gençlerin anası ağlamıyor mu? Gözyaşları dindirmek konusunda samimiyseniz neden operasyonları durdurmuyorsunuz. Neden bu çağrılara
kulak vermiyorsunuz. Operasyon emrini kim veriyor. Askeri operasyonları, siyasi operasyonları yaparak ortalığı geren
kaos yapan siz değil misiniz? Eğer barış konusunda samimiyseniz bugün İmralı'da sayın Öcalan'la yapılan
diyalog önemli bir süreçtir. Bir yandan diyalog, bir yandan müzakere yürütürüz, diğer yandan ise askeri operasyonlar yaparız diyorsanız bunun altında kalırsınız." şeklinde konuştu.
BAŞBAKANIN ALDIĞI TAZMİNATLAR YÜKSEK OLUNCA İNSAN KONUŞAMIYOR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
manevi tazminat davalarından 500 bin TL para kazandığını dile getiren Demirtaş, Erdoğan'a tazminat ödenmesine sebep olan sözleri ve aldığı tazminatları sıraladı. Başbakan'ın en ufak bir eleştiriye tahammülü olmadığını savunan Demirtaş sözlerini şöyle tamamladı: "Fiyatlar böyleyken insan bir şey de söyleyemiyor. Tarife böyleyken insan konuşamıyor da. Asgari
ücret 600 lira başbakana laf söylemek 30 bin TL. Böyle bir ülkede yaşıyoruz."
DEMİRTAŞ SAHNEDEN İNER İNMEZ ÖCALAN POSTERİ GETİRİLDİ
Konuşmasını tamamlayan Demirtaş'ın inmesinin ardından sahnenin yanında bekleyen 3 genç,
terörist başı Abdullah Öcalan'ın posterini platforma getirdi. Görevlilerin uyarısının ardından bir süre bekleyen gençler, sahneden indi.
BDP İstanbul
Milletvekili Ufuk Uras ise kendilerinin müzakere dediğini, onların ise operasyon dediğini söyledi. Demokratik özerklik nedir?" diye sorulduğunu hatırlatan Uras, "Geçenlerde Mahmur'daydım. Onlar demokratik özerkliği gerçekleştirmiş. Özgür olmayan bir ülkede kendini özgür saymaktan daha büyük bir kölelik yoktur. Mücadelemiz köleliğe karşı mücadeledir. Başbakana sesleniyorum, adım atınız palavra atmayınız. Palavraya karnımız tok. Biz ya kazanacağız, ya kazanacağız." ifadesini kullandı.