Burcu Bilgin - Anadolu'nun sesi olan türkülere kattığı yorumlarıyla da tanınan opera sanatçısı Selva Erdener, Yunan mitolojisinin acılı kadını Medea'nın dramını anlatan eserle Venedik Bienalinde izleyici karşısına çıktı. Erdener, bienalde Belçikalı sanatçı Wim Henderickx tarafından bestelenen ''Lamento di Medea-Medea'nın Ağıtı'' adlı eserin konser versiyonunu seslendirdi. Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçılarından Erdener, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Medea'nın Ağıtı'' isimli eser için Belçikalı besteci Wim Henderickx'in kendisiyle iletişime geçtiğini ifade etti. Daha önceki yorumlarını takip eden Henderickx'in ''etnik tarzda'' eserleri yorumladığı için tanıdığını ve eser için uygun bulduğunu anlatan Erdener, Bulgaristan, Suriye gibi çeşitli ülkelerden sanatçıların değerlendirilmesinin ardından eser için seçildiğini ve yapıtın kendisi için özel olarak bestelendiğini söyledi. Eserin prömiyerinin geçen yıl gerçekleştirildiğini dile getiren Erdener, Antwerp, Rotterdam, Lahey gibi kentlerde eserin yorumlandığını ifade etti. ''Medea'nın Ağıtı'' adlı yapıtta, tiyatroyla müziğin bir araya geldiğini belirten Selva Erdener, ''Bu eserde hem orkestra hem tiyatro sanatçıları hem de ben varım. Ancak Venedik Bienalinde yapıtın konser versiyonu ile izleyici karşısına çıktık'' dedi. Çağdaş müzik alanında ve 21. yüzyıl müziğinden örneklerin yer aldığı bienalin, alanındaki en önemli sanatsal etkinliklerden olduğunu dile getiren Erdener, ''Bu bienale katılan ilk Türk sanıyorum benim. Gerçekten bu yüzyıla ait çok başarılı örnekler sergilendi. Medea da çok yeni ve başarılı bir örnek olduğu için burada yer aldı. Buraya katılmak çok gurur vericiydi. Çok da büyük övgüler aldık'' sözleriyle bienale ilişkin bilgi verdi. Bienalde ''Hermes Ensemble'' adlı topluluk eşliğinde sahne aldığını aktaran Erdener, duduk (Güney Kafkasya ve Orta Asya ülkelerinin bir çoğunda kullanılan nefesli çalgı), flüt, viyola, klarnet, elektro gitar, canlı elektronik ve perküsyondan oluşan topluluğun ayrıca, darbuka, bendir gibi Türk Müziği sazlarını da kullandığını söyledi. -''Artık yükselen değer Doğu müziği''- Selva Erdener, ''Medea'nın Ağıtı'' adlı yapıtın bestecisi olan Henderickx'in Doğu kültürüne büyük ilgisi olduğunu ifade ederek, Henderickx'in Doğu kültürüyle ilgilenen tek Batılı besteci olmadığını, böyle pek çok besteci tanıdığını dile getirdi. Her sanatçının kendi ülkesinin renklerini, kültürünü, müziğini, değerlerini tanıyıp dünyada tanıtması gerektiğini vurgulayan Erdener, ''Kendi renklerine sahip olmayan sanatçı bence başarılı değildir. Kendi müziğimizi çeşitli ülkelere tanıtıyorum. Zaten dünyada artık yükselen değer Doğu müziği ve kültürü. Benim sesim de bu yönüyle ilgi çekiyor'' dedi. Anadolu topraklarının çok zengin olduğunu ve tüm dünyanın tanıması gereken değerlerinin olduğunu ifade eden sanatçı, bu zenginlik tanındıkça böyle tekliflerin daha sıklıkla geleceğini, onların tanınması için de hem bestecilere, hem de yorumculara büyük görevler düştüğünü söyledi. Bienale katılmak için gittiği Venedik'te yeni konser teklifleri de aldığını anlatan Erdener, ayrıca ''Medea'nın Ağıtı'' adlı yapıtın da Brüksel, Amsterdam, Eindhoven, Rotterdam gibi kentlerin de bulunduğu Avrupa'daki pek çok kültür merkezinde temsillerinin olacağını kaydetti. -Doğu Karadeniz'e gelen direktör albümünü dinleyince- Venedik Bienalinin hemen ardından 29 Eylül'de de Hollanda'da düzenlenen Grenswerk Festivaline katıldığını aktaran sanatçı, burada piyanoda İbrahim Yazıcı, klarnette Ekrem Öztan, kanunda Ahmet Baran ve kontrbasta Alper Müfettişoğlu'ndan oluşan ''Turkuvaz Kuartet'' ile sahne aldığını ifade etti. Burada da ''Turkuvaz Şarkılar'' isimli seçkiyi seslendirdiğini anlatan Erdener, festivalde sundukları, eşi ünlü besteci Turgay Erdener'in düzenlemelerini yaptığı ''Sabahın Seherinde'', ''Yarim Senden Ayrılalı'', ''Ada Sahilleri'', ''Sen Sen Sen'', ''İlle de'' adlı parçaların da aralarında yer aldığı programın büyük ilgi gördüğünü söyledi. Festivale farklı bir tesadüf sonucu katıldıklarını da dile getiren Erdener, etkinliğe katılışlarının ilginç öyküsünü de şöyle aktardı: ''Bu festivalin artistik direktörü olan Ivon Franquinet, geçen yaz Doğu Karadeniz'e bir gezi yapmış. Burada dolaşırken bindiği bir araçta benim seslendirdiğim türkülerden birini duymuş. Sesimi ve yorumumu beğenince kim olduğumu sormuş. Sonra beni sosyal paylaşım sitesi facebook aracılığıyla buldu ve festivale katılmamı istedi. Burada da görüyoruz ki müziğimiz çok ilgi çekiyor. Yani, bir soprano Verdi de söyleyebilir, Wagner de söyleyebilir. Ama kendi renklerini ve kendi müziklerini seslendirmesi Batılının ilgisini çok çekiyor. Bir Batılı gözüyle Doğu'nun sesini farklı buluyor. Çok Türk, çok Doğu... Türkleri konu alan eserler geçen yüz yıllardan beri var. Hollanda'da da gördüm. Seyircinin inanılmaz ilgisi var. Yani buradan da şu çıkıyor, daha fazla yapmamız lazım. Kendi eserlerimizi yapmamız lazım. Bu çok önemli.'' (BUR-İC)08.10.2011 10:30:02