İzmir İl Spor
Güvenlik Kurulu Başkanı Fazlı Akgün, ceza vermekle
sporda şiddet ve düzensizliğin önüne geçilmesinin mümkün olmadığını, yeni çıkan 6222 sayılı yasanın insan hürriyetini bağlayıcı kararlar getirdiğini belirterek, ''Yeni yasadan umutluyum''dedi.
Göztepe Spor Kulübü, İzmir
Ticaret Odası (İZTO) ve İzmir Spor Gücü Vakfı işbirliğiyle İZTO toplantı salonunda düzenlenen, ''
Fair Play Semineri''nin açılışında konuşan ve aynı zamanda İzmir
Vali Yardımcısı olan Akgün, 31 Mart'ta kabul edilen 6222 sayılı Sporda
Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Kurul olarak işlenen fiilin durumuna göre
taraftarlara
para cezası ve müsabakadan
men cezası verdiklerini, 2008-2009
futbol sezonunda 74, 2009-2010'da 128, 2010-2011 sezonunda ise 193 kişiye müsabakalardan men ve para cezası verdiklerini, 2008-2009 sezonunda 46, 2009-2010 sezonunda 48 kişiye para cezası verdiklerini belirten Akgün, ''Ne yaparsanız yapın, bu rakamlar gittikçe artıyor. 3 yıldır İl Spor Güvenlik Kuruluna
başkanlık eden biri olarak gördük ki ceza vermekle sporda şiddet ve düzensizliğin önüne geçmek mümkün olmadı'' dedi.
Türkiye'deki fanatik taraftar sayısının 5-10 bin kişiyi geçmeyeceğine dikkati çeken Akgün, 6222 sayılı yasanın maçlarda olayları çıkaran bu kişilere karşı çıkarıldığını ve çok ağır cezalar getirildiğini vurguladı.
Seyirden men cezasının uygulanamadığını, Antalya'da görevliyken böyle bir ceza verdikleri taraftarın maç sonrasında yanına gelerek, ''Bana birkaç gün önce ceza vermiştiniz, ben de maçtan çıkıyorum şimdi'' dediğini dile getiren Akgün,
stat girişlerine ceza verilenlerin fotoğraflarını astırmanın da sorunu çözmediğine işaret etti.
-''YENİ YASADAN UMUTLUYUM''-
Akgün, 6222 sayılı yasayla insan hürriyetini bağlayıcı cezalar getirildiğini, suç işlemeye meyilli kişilerin durumlarını bir kez daha gözden geçireceğini,
hakaret içeren tezahürat, biletsiz giriş,
yasak alana girme gibi konularda önemli cezalar verildiğini dile getirerek, ''Yeni yasadan umutluyum. Uygulanabildiği takdirde
kanun gerçekten bir önceki kanuna göre oldukça daha iyi düzenlemeler getiriyor'' diye konuştu.
Taraftarsız bir maç düşünemediğini, bu çerçevede taraftar temsilcilerine büyük görevler düştüğünü vurgulayan Akgün, taraftarları fair play içinde görmek istediklerini sözlerine ekledi.
-İZVAK BAŞKANI TÖZGE-
İzmir Spor Gücü Vakfı (İZVAK) Başkanı Erdoğan Tözge ise toplumsal
yaşamda sporda şiddetin en büyük sorunlardan biri olduğunu belirtti.
Tözge, 6222 sayılı yasanın kendini hiç tatmin etmediğini, yasanın tamamen cezai hükümlerle dolu olduğuna değinerek, şöyle konuştu:
''
Cezalarla hiçbir şey yapılamaz. İlk önce eğitim geliyor. Toplumu, taraftarı eğitmezsek bu sorunun önüne geçemeyiz. İZVAK olarak en büyük projemiz taraftar temsilcilerinin eğitimi oldu. Taraftarsız bir futbolun kimseye zevk vermediği belli. Sorunlara çözüm bulmak mecburiyetindeyiz. Taraftar dinamiğini dışarı atmak mümkün değil. Hepimizin suçu var.
Kulüp başkanının,
teknik direktörün suçu var. Bu sorun cezayla filan çözülmez.'
-GÖZTEPE SPOR KULÜBÜ BAŞKAN VEKİLİ SAMUR-
Seminerin genel koordinatörlüğünü yapan Göstepe Spor Kulübü Başkan Vekili
Serdar Samur ise futbolun kendine özgü yaşam biçimi oluşturduğunu, spor kulübünün idari ve sportif heyeti, sporcuları, taraftarı, basın ve spor kamuoyuyla geniş bir ''Alem'' oluşturduğunu ifade etti.
Futbolda şiddeti ve düzensizliği ortadan kaldırmak için yapılan çalışmaları yakından takip ettiklerini vurgulayan Samur, ''Bu tür çalışmaları yaparken tribünlerin sosyal gerçeklerini araştırmadan ve buna çözüm önerileri göstermeden sadece saha içi ve dışına bakarak şiddete çözüm getirilemez. Tarihinde çok önemli başarılara
imza atmış Göztepe Spor Kulübünün taraftarıyla birlikte Türk sporuna fair playın öncüsü olarak da
hizmet etmesi en büyük arzumuzdur'' dedi.
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Engin Önen ise futbol ve fanatizmin evrensel bir olgu olduğunu, futbolun beşiği İngiltere'nin fanatizmin ve holiganizmin de beşiği olduğunu söyledi.
Taraftar, kulüp yöneticileri, medya ve
emniyet güçleriyle görüştüklerini, her bir grubun çareyi diğer grupta aradığını belirten Önen, ''Sorunun çözümü için bu dördünün bir araya gelmesi ve bir arada tartışması lazım. Seyircisiz bir maç eksik olur. Seyirci rekabeti olmazsa o maçın tuzu biberi olmaz. Holiganizmle fanatizim arasındaki sınır şiddettir'' diye konuştu.
Önen, işsizlik ve toplumdaki çeşitli sorunların tribünlere yansıdığını, siyasal krizlerin de taraftar profilini etkilediğini belirterek, şunları söyledi:
''Buna
Bursaspor-
Diyarbakırspor taraftarları arasındaki olayları örnek gösterebiliriz. Taraftar tribüne geldiğinde içinde yaşadığı toplumun tarihini, kültürünü, siyasal sorunlarını, ihtiyaçlarını, ideolojilerini de oraya taşıyor. Bütün yöneticilerin, güvenlik güçlerinin
seyircilerin ihtiyaçlarına, haklarına saygı göstermesi lazım. Taraftar grubunu takip eden polisin olaylara müdahale etme tarzı ve bu personelin eğitimi de çok önemli.''
TSYD İzmir Şubesi Asbaşkanı Bahri Okumuş da sporda şiddet ve düzensizliği önlenmesi için yeni kanun kapsamında basın mensuplarının sorumlulukları konusunda katılımcıları bilgilendirdi.
(RMZ-MV-MUR)22.06.2011 14:19:08