İzmir, uzun yıllardır beklediği MOBESE'ye nihayet kavuşuyor. İlk etapta şehrin çeşitli noktalarına yerleştirilen yüksek çözünürlüklü kameralarla alınan görüntüler, Bornova ilçesindeki yönetim binasına ulaşmaya başladı. Şu anda 40 noktada kameralar devreye girerken beş altı ay içinde 900 kameralık sistemin ilk fazının tamamının çalışır halde olacağı açıklandı. Vali Cahit Kıraç, "Türkiye'nin en donanımlı kent güvenlik yönetimi sisteminin İzmir'e kurulduğunu belirterek, işletim maliyetinin Büyükşehir Belediyesi'nin "İzmirnet" fiber optik altyapısı sayesinde sıfır olduğunu kaydetti. Kıraç, "Diğer şehirler, yılda milyonlarca dolar iletişim parası ödüyor. Bizse bundan kurtuluyoruz, çünkü belediyenin altyapısını kullanacağız." dedi. İzmir'de hizmete giren Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS), Bornova'daki yönetim binasında düzenlenen toplantıyla tanıtıldı. Sistem hakkında bilgi veren Vali Kıraç, bunun MOBESE olarak bilindiğini ifade ederek, "Ülkemizin bu alanda hizmet veren en donanımlı kent güvenlik yönetim sistemini kurmuş durumdayız." diye konuştu. İl Özel İdaresi ve Emniyet Genel Müdürlüğü kaynaklarıyla ana sistemi kurduklarını anlatan Kıraç, "Mutfak işini tamamladık. Servis tabakları arttıkça hizmeti yaygınlaştıracağız. Yıllar itibariyle de işletme maliyeti sıfır olacak. Emniyet Müdürlüğü'nün ilgili birimleri sistemi devraldı. İlk etapta kamu güvenliği hizmeti verecek." dedi. Kameraların şehrin bilişim sistemleriyle yönetilmesini sağlayacak altyapı bulunduğunu kaydeden Kıraç, ayrıca âfet yönetim merkezi olarak da çalışacağını söyledi. Şu ana kadar 10,5 milyon lira harcandığını vurgulayan Vali Cahit Kıraç, İçişleri Bakanlığı'ndan 5 milyon lira daha kaynak geleceğini bildirdi. Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Kıraç, sistemin faaliyete geçmesi için üç yıldır çok büyük çaba sarf ettiklerini belirtti. MOBESE için İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nün iki defa 5'er milyon liralık ödenek sağladığını, İl Özel İdaresi'nin de 5 milyon lira ayırdığını kaydetti. Sivil toplum kuruluşlarına ise sitem eden İzmir Valisi, bir gazetecinin, "Mektup yazıp destek istediniz ancak alamadınız," hatırlatması üzerine, "Biz istedik, destek vermediler. Siz gazeteciler olarak haber yapın, destek isteyin. Belki siz isterseniz verirler." şeklinde konuştu. Projenin koordinatörü olan Karayolları 2. Bölge Müdür Yardımcısı Reşat Obuz da İzmir'i dünyanın en güvenli ve yaşanabilir şehirlerinden biri yapmayı hedeflediklerini söyledi. Projenin pilot, yaygınlaştırma ve ileri fonksiyonların uygulanması olarak üç aşamada tamamlanacağını anlatan Obuz, son aşama olan yüz tanıma, akıllı karar desteği ve kırmızı ışık ihlâli tespiti gibi fonksiyonların zamanla hayata geçirileceğini belirtti. İzmir KGYS sayesinde şehrin önemli noktaları izlenerek kayıt altına alınabilecek, bunlar saklanabilecek. Aranan arabaların tespit edilmesi ve yakalanması, kaynakların ve olayların bütünleşik bir yazılımla yönetilmesi, meydana gelecek olaylara ilişkin maddi delil oluşturulması sağlanabilecek. Şehrin 100 önemli noktasına, 360 derece kayıt ve görüntü tahlili yapabilen kameralar yerleştirildi. Araba plakaları otomatik okunacak ve anında Emniyet Genel Müdürlüğü veri tabanında sorgulanarak, gerekirse müdahale edilebilecek. Sistemin asayişe katkı sağlaması, kritik bölge ve tesislerin güvenliğini arttırması, trafik akış ve yoğunluğunun izlenmesi, görüntülerin değerlendirilerek muhtemel olumsuzluklara karşı hızlı ve etkili tedbirler geliştirilmesini desteklemesi, olayların çözümüne katkı sağlaması, yangın, deprem veya büyük altyapı arızası durumlarında asayiş ve trafik yönetimini, itfaiye ve cankurtaran gibi kaynakların tek merkezden en yüksek etkinlikle sürdürülmesini desteklemesi bekleniyor. Sistemin gelecekteki planlamasında ise her ekipteki tablet bilgisayarlar ve 3G bağlantısı sayesinde olay yerinden görüntülü iletişim sağlanabilecek. Böylece bütün olay kayıt altına alınacak. Kamera kayıtları ve delil niteliğindeki bu görüşmeler, dışarıdan müdahale olmayacak şekilde kendini kilitleyerek, delil olabilmesi için saklanacak.