İzmir Barosu'na mensup avukatlar,
İstanbul 10. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde devam eden
Balyoz darbe planı davasına ilişkin olarak
Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde yapılan açıklamaya tepki gösterdi. İzmir Adliyesi önünde
basın açıklaması yapan avukatlar, bunun yargıya
muhtıra niteliğinde olduğuna dikkat çekti. Genelkurmay'ın,
Anayasa'yı ihlâl ederek "
Adil yargılamayı teşebbüs" suçu işlediğini belirttiler.
Kamuoyunda "Balyoz" olarak bilinen davayla ilgili tutuklama itirazlarının reddi kararı üzerine Genelkurmay sitesinden yapılan açıklamayı hatırlatan Av.
Halit Çelik, "İstanbul 11.
Ağır Ceza Mahkemesi'nin, tutuklamalara yapılan itirazlarla ilgili ret kararı ve gerekçesine 7,5 sayfalık muhalefet şerhi eklenerek, 'Türk Silahlı Kuvvetleri'nin görevli ve
emekli 163 personelinin tutukluluk halinin devamını anlamakta güçlük çekilmektedir.' şeklinde beyanda bulunulmuştur. Bu açıklamanın 3. ve 4. maddelerinde, devam etmekte olan davayla ilgili olarak açıkça
mahkemeye
tavsiye ve telkinde bulunulmaktadır. Adeta yargıya muhtıra niteliğindedir." dedi. Genelkurmay'ın belli dönem ve aylarda, sendroma girmişçesine açıklamalar yapmasını, hukukçular olarak asıl kendilerinin anlamakta güçlük çektiklerini vurgulayan çizen Av. Çelik, "Bu şekilde bir tavır ve açıklama gereği duyulmasının sebebi, olsa olsa bir gazetenin dün manşete taşıdığı gibi, '
Nisan muhtıraları başladı' cümlesiyle izah edilebilir." şeklinde konuştu.
HUKUKÇULARDAN GENELKURMAY'A TAVSİYE
Genelkurmay'ın, "Anlamaya güçlük çekilmektedir" ifadesinin cevabını öğrenmek istemesi durumunda hukukçuların tavsiyelerini dinlemesi gerektiğini belirten Çelik, Anayasa'nın 138. maddesiyle 2 ve 3. fıkralarının okunmasını tavsiye etti: "Anayasamız'ın bu maddesinde, 'Hiçbir
organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez,
genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz."
Genelkurmay'ın açıklamasının suç teşkil ettiğinin daha iyi anlaması için TCK'nin "Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçunu düzenleyen 288. maddesinin de okunmasını tavsiye eden hukukçular, "
Savcı, hakim, mahkeme, bilirkişi veya tanıkları etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunan kişi, 6 aydan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılır." maddesini hatırlattı. İzmirli avukatlar, Genelkurmay'a mevzuattaki tutuklama sebeplerini anlamak için CMK 100 ve devamındaki maddelerle 353 Sayılı
Askerî Ceza Mahkemeleri
Yargılama Usulü Kanunu'nun 71. maddesini dikkatlice bir kere daha okumalarını tavsiye etti. Genelkurmay Başkanlığı'nın er,
uzman erbaş veya ast
subaylarla ilgili olarak sessiz kaldığını, sadece
general ve rütbeli subay personeli hakkında bu tür açıklamalarda bulunmasının düşündürücü olduğunu belirten Av. Çelik, bütün maddelerin, söz konusu açıklamadaki, "Tutuklamanın devamına dair kararı anlamakta güçlük çekiyoruz." cümlesinin cevabını fazlasıyla verdiğini söyledi. Anayasa'nın 138. ve TCK'nin 288. maddelerine göre Genelkurmay'ın hem Enayasa maddesini ihlâl hem de adil yargılamayı teşebbüs suçularını işlediğinin altını çizen Çelik, bu konuda suç duyurusunda bulunduklarını belirterek, ilgilileri
soruşturma için göreve davet etti. Halit Çelik, "Sayın Genelkurmay Başkanımız'ın, yukarıda belirttiğimiz Anayasa, TCK, CMK ve Askerî Ceza Yargılaması Kanunu'nu okuması halinde anlamakta güçlük çekilen hususları çok daha iyi anlayacaklarını düşünmekteyiz." dedi.