Kütahya Aktif ve
Sanayici İş Adamları Derneği (KÜSİAD) Başkanı Mehmet Ceylan merkeze bağlı Gümüş Köy yakınlarında bulunan
Eti Gümüş A.Ş'ye ait siyanürlü
atık su barajında meydana gelen göçük sonrasında yapılan olumsuz haberlerin firmalar satışlarını sekteye uğrattığını ifade etti.
KÜSİAD Başkanı Mehmet Ceylan, Eti Gümüş A.Ş'ye siyanürlü atık su barajında meydana gelen göçük sonrasında yapılan olumsuz haberlerin telafisi mümkün olmayan yaralar açma boyutuna getirdiğini belirtti. Ceylan, "Resmi makamların ve yetkililerin "
Çevreyi ve insan sağlığını tehdit eden bir sorun yoktur" açıklamalarına ve yaptırılan analizlerde herhangi bir sızıntıya rastlanmadığının belirtilmesine rağmen, bununla da yetinilmeyip
Sağlık ve Çevre İl müdürlüklerinin günde en az iki defa su ve
toprak numuneleri alarak tahlil ve analizlerini sıklıkla yapmalarına rağmen bazı ulusal basın mensupları ve sözüm ona kurum veya örgütlerin sadece duyum ve dedikodudan ibaret bilgilerle fitne tohumları atma çabası, olayın arkasında farklı amaçlar olduğu kanaatini oluşturmaya başlamıştır.
Basınımızın ve STK'ların konuya gösterdikleri hassasiyet takdire şayandır.Ancak bu hassasiyet
bölge halkının ve Kütahya'nın gereksiz yere geleceğini olumsuz etkilememelidir." dedi.
Ceylan, Eti Gümüş A.Ş sermayedarlarının
hedef gösterildiğini ve en büyük zararı Kütahya'nın çekeceğinin altını çizerek şöyle konuştu: "Bütün bu gelişmeler her ne kadar Gümüş Tesisleri sermayedarlarını hedef olarak gösterse de, en büyük zararı Kütahyamızın ve hemşehrilerimizin çekeceği aşikardır. Bütün bu gerçeğin aksi görüş ve yayınlar; Kütahya'da üreten insanların mallarının ayıplı olarak algılanmasına ve özellikle
gıda firmalarımızın ticari hayatlarına mal olabilecek durumlarla muhatap olmasına. Kütahya'daki termal tesislerin boşalmasına ve bir daha telafisi çok zor prestij kayıplarına, İlimize gelecek yatırımcıların tercihlerini başka bölgeler yönünde kullanmasına, Geleceğimizi emanet edeceğimizi evlatlarımızın psikolojilerinin bozulmasına, İlimizdeki mevcut yatırımcı ve sanayicilerin üzerinde çok büyük bir
baskı oluşmasına, zaten potansiyelini rantabl olarak kullanamayan Kütahyamızın kendine olan özgüvenini kaybedip, ürkek bir hale dönüşmesine sebep olmaktadır. Tabi ki söz konusu tesisin yönetimi, çevre ve insan sağlığını sağlamak zorundadır. Bu konuda üzerine düşen her şeyi aksatmadan zamanında ve gerektiği şekilde yapma zorunluluğu vardır. Denetleyici kurumlar da bunları hassasiyetle takip ederek, üzerine düşeni yerine getirmelidir. Ancak bu meselenin bir an önce sonuca ulaştırılmaması halinde, Kütahya'da faaliyet gösteren işadamlarının önü alınamayacak sorunlarla karşılaşması kaçınılmazdır. Maalesef bunların olumsuz sonuçlarını arkadaşlarımız yaşamaya başlamış ve ciddi zararlar görmektedir. Birçok
işadamı arkadaşımızın aldığı siparişler iptal edilmiş, satılan malları iade edilmiş ve bu olumsuz süreç halen devam etmektedir."