Şanlıurfa Barosu
Kadın Hakları Komisyonu, kadına yönelik şiddetin ortaya çıkışını engelleyecek zihniyet değişimi çalışmalarının öncelikli bir
politika olarak belirlenmesi gerekliliğinin göz ardı edilmemesi gerektiğini bildirdi.
Şanlıurfa Barosu Kadın Hakları Komisyonu, kadına yönelik şiddet konusunda yazılı açıklama yaptı. Kentte faaliyet gösteren 13
sivil toplum örgütünün de
destek verdiği açıklamada, ''Ankara'da bir kadın kocasından şiddet gördü, kaçtı, kurtulamadı'', ''Eskişehir'de, 23 yaşında bir
genç kız tehdit edildi, şikayetçi oldu, korunamadı'' gibi haberlerin yanı sıra gazetelerin üçüncü sayfalarından eksik olmayan bu ve benzeri kadın cinayetlerinin namlunun hedefinde olan kadın hikayelerini anlatmaya devam ettiği hatırlatıldı.
Uzmanların
intihar raporlarından, öldürülen kadınların hayatlarına dair ayrıntılardan, sayısal verilerden, çözüm önerilerinden konuşmaya devam edildiği ve tüm bunların yanında kadına yönelik şiddet haberlerinin artmasıyla gündeme gelen ''
elektronik kelepçe ve
mağdur kadına yakın koruma'' önerilerinin de olumlu gelişmeler olarak izlendiği belirtildi.
Ön hazırlıkları başlatılan bu çalışmaların, şiddet meydana geldikten sonra alınabilecek tedbirler niteliğinde olduğuna değinilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
''
Şiddetin ortaya çıkışını engelleyecek zihniyet değişimi çalışmalarının öncelikli bir politika olarak belirlenmesi gerekliliği göz ardı edilmemelidir. Son günlerde ulusal basında da yer alan 'çocuk gelin' vakaları da çok boyutlu bir sorun olarak karşımızda durmakta. Medeni Kanunumuzda ifade edildiği üzere, 'evlilik en
erken 16 yaşını doldurmuş olanlar için ve hakimin vereceği kararla gerçekleşebilir'. Ancak basına da yansıyan bu birlikteliklerde çocuk gelinler, kanunda bahsedilen olağanüstü
evlenme yaşını bile doldurmuş değillerdir.
Mahkeme kararına dayanan evlilikler dahi evlenme iradesinde aktif rolün küçüklerden ziyade ailenin kendisinde olduğu dikkate alındığında, somut olaylarda çocuk gelinler bakımından evlenme iradesinden bahsetmek neredeyse imkansızdır. Konuya ilişkin bir başka düzenlemenin yer aldığı TCK'nın 104. maddesinde suçun takibinin şikayete bağlı olması da cezalandırmayı imkansız kılan bir başka sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.''
Açıklamada ayrıca, toplumun tamamını ilgilendiren bu sorunların her gün başka bir kadın ve çocuk hikayesi ile gözler önüne serildiğini, her şiddet olayında ve her çocuk gelin vakasında Türkiye'nin de tarafı olduğu uluslararası sözleşmeler başta olmak üzere, hukukun koruduğu çocuk ve kadın haklarının ayrı ayrı ihlalinin sürdüğü kaydedildi.
2006/17 sayılı
Başbakanlık Genelgesi'ne atıfta bulunulan açıklamada, bu genelgede belirtilen tüm kurumların aciliyet gerektiren sorun karşısında, kendilerine verilen görevleri yerine getirmeleri konusundaki iyi niyetli beklentilerin de devam ettiği vurgulandı.
(DAŞ-ARD)06.08.2011 12:48:19