Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, ''Allah hastaneye düşürmesin, Allah cezaevine düşürmesin, Allah devlet kapısına düşürmesin, 'bugün git yarın gel' gibi bize yakışmayan ibareleri, sloganları, ifadeleri elimizin tersiyle ittik. Bunları artık birer birer kaldıracağız'' dedi. Bayraktar, AK Parti Kahramanmaraş İl Başkanlığının düzenlediği ''Ortak Akıl Toplantısı''ndaki konuşmasında, dünyanın geldiği konjonktür itibarıyla nüfusun yüzde 55'ten fazlasının şehirlerde yaşadığını belirtti. Bundan 30-50 yıl önce dünya nüfusunun 15-20'si şehirlerde yaşadığını anımsatan Bayraktar, bugün Türkiye nüfusunun yüzde 75'nin şehirlerde yaşadığını ifade ederek, ''Bu da şehirciliğin artık ne kadar önem arz ettiğini gösteriyor. Şehirde ne varsa köyün de bu imkanlara kavuşması, ulaşım ve iletişim imkanlarına kavuşması geriyor'' dedi. Bayraktar, dünyada çevreciliğin ön plana çıktığını, 1970'lere kadar çevrecilikten çok bahsedilmezken artık bu tarihten sonra çevreciliğin dünyanın gündemine oturduğunu, bugün artık yaban hayatı, suların kirletilmemesi, içme sularının kirletilmemesi, ormanların artırılması, suyun temizlenmesi, havanın kirletilmemesi konusunda dünyanın çok daha duyarlı hale geldiğini vurguladı. Bu konuda gelişmiş toplumların çok ciddi paralar harcadığını ancak bu konuda Türkiye'nin bir zorluğu olduğunu dile getiren Bayraktar, şöyle konuştu: ''Ama şöyle bir Türkiye'nin zorluğu var. Avrupa 1970'lerin ortasına gelinceye kadar sanayileşmesini hemen hemen tamamladı ve Avrupa'daki nehirleri, Avrupa'nın havasını, toprağını alabildiğine fütursuzca kirletti ve ondan sonra şimdi diyor ki siz de bizim kıstaslarımıza tabi olacaksınız. Bize dediği budur. Biz de diyoruz ki gelişiyoruz, gelişmekte olan ülkeyiz. Siz bunu bize diyorsunuz biz de AB'ye girmek istiyoruz. Ama Hindistan sizi dinlemiyor, Çin dinlemiyor, ABD dinlemiyor. Sizin dişiniz bize geçiyor. Olsun biz yine dünyanın kabul ettiğini çevrecilik standartlarına uyuyoruz, uymaya çalışıyoruz.'' -''ŞEHİRLERİMİZE DAHA DUYARLI YAKLAŞACAĞIZ''- Bayraktar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Türkiye'nin gelişmişlik düzeyi ve Türkiye'nin geldiği konjonktür bakımında bir zorunluluk olarak kurulduğunu belirtti. Bakanlığı yapılandırdıklarını, bundan sonra şehirlere daha duyarlı yaklaşacaklarını, yatırımcıları rahatlatma konusunda çok ciddi adımlar atacaklarını, imar noktasında ciddi adımlar atacaklarını, artık belediyelerin yatırımcıları rahatlatmak için daha gayretli olması gerektiği dile getiren Bayraktar, şöyle devam etti: ''Gazetelerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığının çok yetki aldığına dair haberler çıktı. Ben iddia ediyorum, ekstra yetki almadık. Eğer belediye kendi görevini yapmazsa onu yapma noktasında yetki aldık. Örneğin bir yatırımcı bir arazide yatırım yapmak istiyorsa burada imar değişikliği istiyorsa belediye bunu 3 ay içerisinde yapmazsa valilikte bunu inceler, vatandaşın talebi haklı diye bize gönderirse biz belediyenin yapmadığı imar planını yapacağız. Aynı şekilde 2 ay içerisinde yapı ruhsatını vermezse yine valilik bize gönderirse bunun ruhsatını 2 ay içerisinde vereceğiz. Bunun yanında valiliğin diğer kamu kurum ve kuruluşlarının vermesi gereken sanayi ruhsatları, işletme ruhsatları diğer bununla ilgili aklınıza ne gelirse, ne ruhsatı olursa olsun o zaman valilik veya kurumlar vermezse vatandaşımız bize direkt müracaat edecek ve biz ruhsatını vereceğiz. Bundan sonra valilikler, belediyeler vatandaşın işini daha kolay yapmak zorunda olacaklar. Bu gelişmiş ülkelerde var. Biz kimsenin yetkisini almış değiliz. Yap kardeşim, vatandaşın işini yapmıyorsan biz yaparız. Bunun dışında devlete daha kolay ulaşabilme imkanları geliştirici adımları atıyoruz.'' Bayraktar, bundan sonra belediyelerle daha çok bütünleşeceklerini, belediyelerin çevre düzenini yapma, stratejik mekanlar yapma noktasında çok ciddi adımlar atacaklarını söyledi. İller Bankasını yeniden yapılandırdıklarını, sadece bankacılık faaliyetleri değil aynı zamanda şehirlerin altyapısıyla ilgili belediyenin gücünün yetmediği yerde bunu İlle Bankası ile yapma noktasında ciddi adımlar atacaklarını bildiren Bayraktar, ''O bakımdan bu yeni yapılanmada Başbakanımızın şehirleşme konusunda bize ciddi talimatları var. İnşallah Kurban Bayramı'na kadar yapılanmamızı tamamlayacağız. Ondan sonra fiile geçmek suretiyle şehirlerimizle daha yakınlık beraberlik içerisinde yatırımlara süratle başlayacağız'' diye konuştu. -YÖRESEL MİMARİ GELİŞTİRİLECEK- Bayraktar, bundan önce TOKİ inşaatlarında maliyetleri aşağıya çekebilmek için azami dikkat ettiklerini, bugün geldikleri noktada valiliklere yazı yazdıklarını, yöresel mimariyi geliştirme noktasında o yörede var olan mimariyi geliştireceklerini dile getirdi. Nüfusu 5 binin altında olan beldelerde, köylerde yapı denetimini kaldırdıklarını, valiliklere, kaymakamlıklara, beldelere tip projeler göndereceklerini, hemen belediyeden ruhsatını alacaklarını, yöresel mimariyi kullanmak için tarihi kimliği öne çıkaracak ciddi adımlar atacaklarını ifade eden Bayraktar, şunları anlattı: ''Gücü yetmeyen belediyelere İller Bankası vasıtasıyla bu dönem de daha çok yardım edeceğiz. Kahramanmaraş'ta fakir fukaraya, garip gurebaya ucuz konut 15-20 vadeli konut yapma noktasında ciddi adımlar atacağız. Kentsel dönüşümü yaparak şehrimizin verdiği modern fotoğrafı tamamlama noktasında adım atacağız. Yeni sanayi siteleri yapımı konusunda çalışmamız olacak.'' Toplantıya katılanların sorularını da cevaplandıran Bakan Bayraktar, Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Karaküçük'ün ÇED raporlarının gecikmesi ile ilgili sorusu üzerine, ''Eğer ÇED raporunu bir buçuk ay içerisinde alamazsanız ben senin ÇED raporunu vereceğim. Bundan sonra ÇED raporu kolaylaşacak'' diye konuştu. Diğer taraftan Toprak Kurulu gibi kurullara dürbünle baktıklarını ve böyle kurulları mercek altına aldıklarını vurgulayan Bayraktar, şöyle konuştu: ''Bundan sonra vatandaş odaklı üretim odaklı konuma getireceğiz. Tabii ki devlet olarak devletin korunması vatanın korunması denetim görevini yapacağız. Burada maksat vatandaş eksenli olacak. Vatandaşın yapacağı yatırımların önünü açmaktır. Bunu statükoyu, bunu kırmaya çalışıyoruz. Artık bir vatandaşın, özel sektörün talebi geldiği zaman devlet ben bunu nasıl çözerim, ben buna nasıl yardımcı olurum şeklinde bir yapı içerisinde olmalıdır. Allah hastaneye düşürmesin, Allah cezaevine düşürmesin, Allah devlet kapısına düşürmesin, 'bugün git yarın gel' gibi bize yakışmayan ibareleri, sloganları, ifadeleri elimizin tersiyle ittik. Bunları artık birer birer kaldıracağız. Eğer bizim Toprak Kurulu vatandaşa kolaylık yapmayacaksa valimiz bu işe el koyacak bize iletecek, biz de gerektiği şekilde elimine edeceğiz.'' (İHD-CNR-SEÇ-SA)17.09.2011 17:26:12