''Kamuoyunu yönlendirme amaçlı internet
siteleri'' davası kapsamında haklarında yakalama emri çıkarılan 14
sanık arasında bulunan Korgeneral
Mehmet Eröz, hakkında
tutuklama kararı veren
mahkemedeki ifadesinde, ''
Andıç bir emir değil, komutandan alınan bir onaydır. Onay verilen faaliyetin nasıl
uygulamaya geçeceği, emirle olur'' dedi.
İstanbul Merkez Komutanlığına ait bir araçla
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesine getirilen Korgeneral Eröz, burada birinci ''
Ergenekon'' davasına
bakan İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesine çıkarıldı.
Hakkındaki yakalama emri mahkemece yüzüne okunduktan sonra söz alan Eröz, suçlamaların tamamını reddettiğini belirterek, 44 yıldır bu üniformayı gururla ve şerefle taşıdığını söyledi.
Kendisini ortaokulu bitirdiğinde alıp bu rütbelere getiren,
yurt dışı dahil gerekli eğitimi veren, çok kritik görevlerde ve yerlerde çalıştırarak onurlandıran devlete ve millete hayatını ortaya koyarak en iyi şekilde
hizmet etmeyi görev bildiğini ifade eden Eröz, şunları kaydetti:
''Ancak şimdi silahlı bir
terör örgütü üyesi, hatta ara yöneticisi olmakla suçlanıyorum. Şahsım ve ailem adına çok ağır, onur kırıcı olan bu suçlamayı asla kabul etmiyorum. Hiçbir zaman hukuka uygun olmayan ve konusu suç teşkil eden bir emir vermedim. Hiç kimseden de böyle bir emir almadım. Hiç kimseye bir suçun
delillerini gizlenmesine yönelik bir emir vermedim, hiç kimseden de böyle bir emir almadım. Hiçbir zaman hukuksuz bir yapılanmanın içinde yer almadım. TSK gibi yaptığı ve yapacağı her şey sıkı sıkıya hukuk kuralları ile düzenlenmiş, teamülleri de aslında hukuktan doğmuş TSK yapısı içinde teğmenlikten,
korgeneralliğe kadar hiçbir hukuka aykırı işlemim olmamıştır.''
-''BİLGİ KARARTMASI YAPILMASI İÇİN EMİR VERMEDİM''-
İddianamenin hiçbir yerinde, kendisinin örgütlü bir yapının içinde yer aldığını gösteren somut bir delil olmadığını dile getiren Eröz, ''Korgeneral olarak TSK içinde görev yapmaktan başka hiçbir örgüt içinde de olmadım'' dedi.
Göreve ilk başladığı 20
Ağustos 2008 tarihinde kendisinden 10 yıl önce kurulup işletilmekte olan internet sitelerinin isim ve içeriklerini incelemesinin ve dairenin kuruluşunun, görevlerinin hukukilik araştırmasını yapmasının kendisinden beklenmemesi gerektiğini ifade eden Eröz, şöyle konuştu:
''Ayrıca benim görev sürem içinde (daire 8 ay bana bağlı olarak görev yapmıştır) sitelerde yayınlanmak üzere önüme hiçbir yazı gelmemiştir. Sitelerde yayınlanmak üzere hiçbir emir vermedim ve hiçbir emir almadım.
İnternet sitelerinde yer alan bilgiler, benim göreve başlamamdan önceki tarihe aittir. Arşiv kayıtlarında da görülmektedir. Bilgisayarları sildirerek bilgi karartması yapılması için emir vermedim ve emir almadım. Aldığım emir, internet sitelerinin kapatılması emridir, verdiğim emir de sitelerin kapanması nedeniyle boşa çıkan bilgisayarların iadesi ve 'GENKUR MY 412 (a) MEBS Güvenliği Yönergesi' kapsamında iade edilecek bilgisayarlar ile dairedeki TSK nete bağlı bilgisayarlarda güvenlik temizliğinin yapılmasıdır. Dairedeki tüm yazışmalar, TSK nete bağlı bilgisayarlarda yapılır. Bu bilgisayarlarda hard
disk yoktur ve bu bilgiler MEPS Başkanlığı ana serverinde saklanır. Bu nedenle bilgi karartmamız mümkün değildir.''
İnternet bilgisayarlarında ise tüm bilgilerin dijital ortamında saklandığını ve hiçbir yazışma yapılmadığını anlatan Eröz, bu durumun çok sıkı denetlendiğini söyledi.
''İnternet bilgisayarındaki tüm bilgilerin internet sunucusu firmaların ana serverlerinde olduğu,
arşiv çıktılarının her zaman alınabileceği ve bu çıktılarda savcılığınızın elinde olduğuna göre burada da bilgi karartmam söz konusu değildir'' diyen Eröz, ıslak
imza şeklinde adlandırılan belgenin 12 Haziran'da çıktığını, kendisinin ise bilgisayarların iadesi ve güvenlik temizliğinin yapılması emrini, askeri savcılığın incelemesini tamamladıktan sonra 20 Haziran tarihinde verdiğini belirtti.
Korgeneral Eröz, evrakların
imhası konusunda da emir vermediğini, bu işlemin her yıl TSK arşiv yönergesine göre yapılan rutin bir işlem olduğunu ifade etti.
Eröz,
Genelkurmay Genel Sekreterliğinin generallere her gün bir klasör içinde
yerli ve
yabancı basında çıkan TSK ve güvenlik politikalarıyla ilgili haberleri verdiğini ifade ederek, bu çıktıları, Bilgi Destek Dairesi personelinin de aldığını, bu klasörlerin her gün imha edilmeyip bir ay biriktirildiği düşünülürse odanın yarısının dolacağını söyledi.
-ANDIÇ'A İLİŞKİN BEYAN-
Bu dairede her gün imha edilmesi gereken bu resmi olmayan kağıtların
ihmal sonucu bir ay imha edilmemesinin büyük kağıt birikmesine neden olduğunu ve çok kağıt kırpılmasının nedeninin bu olduğunu ifade eden Eröz, sözlerini şöyle sürdürdü:
''
Taraf Gazetesinin 4
Şubat 2009 tarihli haberiyle siteler gündeme geldiğinde, söz konusu sitelerin başbakanlığın ilgili plan ve direktifleri çerçevesinde kurulduğu ifade edilmiştir. Ancak komuta katı, o anda olayların geldiği aşama ve bazı
yasa değişiklikleri yapılmış olması nedeniyle mevcut internet sitelerinin yayınlarının durdurulması ve bunların mevcut yasa ve direktifler çerçevesinde incelenerek yeniden yapılandırılması emri verdi. Biz de
Harekat Başkanlığı olarak çalışmaya başladık. Genelkurmay'ın ilgili başkanlıkları ve Genelkurmay
Adli Müşavirliği ile koordineli olarak bir andıç hazırlayıp, 14
Nisan 2009 tarihinde komuta katının onayını aldık. Andıçta
tanıtım ve bilgilendirme maksatlı (
terör örgütleri,
laiklik karşıtı
eylemler, kurumu tanıtıcı, iç ve dış kamuoyunu bilgilendirme) 4 ayrı konuda internet siteleri kurulması öngörülmekteydi.''
İşletilmesi planlanan 4 ayrı konudaki internet sitelerini daha önce kapatılan internet siteleriyle bir bağlantısı veya bağının olmadığını ifade eden Eröz, ''Andıçta bu yönüyle eski sitelere atıf yoktur.
İrtica ile mücadele eylem konusunun basında yer aldığı
12 Haziran 2009 tarihinde biz daha, kurulacak sitelerin isim ve içerikleriyle şube müdürlerinin kendi adlarına site almaları üzerinde çalışıyorduk ve sonuçları henüz bana getirilmemişti. Bu çalışma yapıldıktan sonra sitelerin faaliyete geçmesi için bir uygulama emri yayımlamamız gerekiyordu. Çünkü andıç bir emir değil, komutandan alınan bir onaydır. Onay verilen faaliyetin nasıl uygulamaya geçeceği, emirle olur'' diye konuştu.
-AVUKAT BEYANI VE TUTUKLAMA KARARI-
Eröz'ün
avukatı İlkay Sezer de müvekkilinin suçlamaya ilişkin dönemde
Genelkurmay Başkanlığı karargahının en büyük başkanlıklarından biri olan Harekat Başkanlığını yaptığını, emrinde 400 civarında
subay,
astsubay ve
sivil memurun çalıştığını söyledi.
Genelkurmay Başkanlığının
soruşturma aşamasında konuya ilişkin yazılarının da müvekkilinin altında imzasının bulunduğu
andıcı açıklar niteliğinde olduğunu anlatan Sezer, ''Eröz, bir suç işlememiş, işlenmiş bir suçun üstünü örtmeye çalışmamış, emir ve talimatlara uygun andıç hazırlanmasını sağlamıştır. Esasen incelendiğinde müvekkilin imzasının bulunduğu andıç yasa dışı ya da bir şeyin üstünü örter nitelikte değildir'' dedi.
Sezer, müvekkili hakkında bir gün dahi tutuklama işlemi uygulanmış olsa bile
dosya kesinleşene kadar yıllardır
emek verdiği mesleki kariyerinin biteceğini belirterek, yakalama emrinin kaldırılmasını ve yargılamanın tutuksuz olarak devam etmesine karar verilmesini istedi.
Duruşmaya karar için ara veren mahkeme heyeti, Korgeneral Eröz'ün ''
Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek'' ile ''silahlı
terör örgütü üyesi olmak ve yönetmek'' suçlarından tutuklanmasını kararlaştırdı.
Eröz, tutuklama kararının ardından
Hasdal Askeri Cezaevine götürüldü.
(ÇİĞ-KÖS-SBR)09.09.2011 17:22:44