Süleyman
Demirel Üniversitesinde (SDÜ) yapılan araştırma, kapari bitkisinin
lösemi, lenfoma ve kronik bağırsak iltihaplarında kullanılan bir ilacın
karaciğere toksik etkisi ile
kemik iliğini baskılayıcı yan etkilerini önlediğini gösterdi.
Talasemi Federasyonu Genel Başkanı ve
Akdeniz Kan Hastalıkları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Duran Canatan, SDÜ
Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Tuğçe Tülümen ile kapari üreticisi Murat Mıhladız,
Antalya Gazeteciler Cemiyetinde düzenledikleri basın toplantısında, kapari çayıyla ilgili araştırmanın sonuçları konusunda bilgi verdiler.
Dr. Tülümen, lösemi, lenfoma ve kronik bağırsak iltihaplarında kullanılan ilacın karaciğere toksik etki yaptığını ve kemik iliğini baskıladığını söyledi.
Bu nedenle ilaca bağlı karaciğer hasarının geliştiği durumlarda kemoterapinin kesildiğini belirten Tülümen, bu şekilde
kanserin tekrarlayabildiğini kaydetti.
Yaklaşık 1 yıl sürdürülen çalışmada 38 fareye kemoterapi ilacının yanı sıra kapari çayı verdiklerini belirten Tülümen, çayın kan, kemik iliği ve dokularda
antioksidan enzim düzeyini belirgin şekilde yükselttiğini söyledi.
Çayın farelerde bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ifade eden Tülümen, ''Önce farelere ilacı vererek toksik etki oluşturduk. Ancak kapari ile birlikte ilacı verdiğimizde bu toksik etkileri görmedik'' dedi.
Tülümen, yapılan araştırmaların kaparinin hiçbir yan etkisini göstermediğini de belirterek, özellikle kemoterapi hastalarının kapari çayı içmesinin faydalı olacağını kaydetti.
Araştırmanın Bilimsel Danışmanı Talasemi Federasyonu Genel Başkanı ve Akdeniz Kan Hastalıkları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Duran Canatan da kapari çayını destekleyici
tedavi olarak hastalarına
tavsiye ettiklerini söyledi.
Kendi yakınlarına da kapari çayı ve salamurası gönderdiğini ifade eden Canatan, kapari çayının kanser ilaçlarının toksik etkisi azalttığını ileri sürdü.
Canatan, şöyle konuştu:
''Kanser tedavisinde en önemli sorun devamlıktır, ilacın kullanımındaki sıkıntıdır. İlacın sürekli kullanımında bir süre sonra karaciğer enzimleri yükselince ki çocuklarda çok görüyoruz, ilacı kesmek zorunda kalıyoruz. Karaciğer rahatlayınca tekrar daha düşük dozda başlıyoruz. Bu süreçte hastalığın tekrarlama riski yüksek. Farelerde karaciğer enzimlerine bakıldı. Kapari alan farelerde ilacın karaciğere toksik etkisini önlediği ortaya çıktı.
Kemoterapi ilacı kemik iliğini de baskılıyor. Böylece hastaların beyaz küreleri düşüyor. Beyaz küreler belli bir oranın altına düşerse tedaviye yine ara veriyoruz. Kanser hastalarının özelikle kapari çayını kemoterapi süresince kullanmalarını öneriyoruz.''
Burdur'da kapari üretimi yapan Murat Mıhladız da yılda 30 ton kapari ürettiklerini söyledi.
Talepleri karşılayamadıklarını belirten Mıhladız, kapari karpuzu, reçeli ve çayının
patentini aldığını, uluslararası patent için de başvuracağını kaydetti.
(FÜ-GÜÇ-HAN)14.09.2011 13:45:08