Kars'ta parçalar halinde sökümü devam eden '
İnsanlık Anıtı' isimli
heykelin gerekli izinler alınmadan 'kaçak' olarak inşa edildiği belirtildi.
Kars'ın tarihi mekanlarının yanı sıra
arsaların önemli bölümünün
Hazine'ye ait olduğunu belirten Kars Belediyesi Avukatı Ağca Baştimar, "Konu çok farklı yönleriyle tartışıldığı için gözden kaçan çok net bir gerçek var. İnşa kararı alan dönemin belediye yönetimi, ilgili kurumlara yazılar yazmış, ancak
cevap beklemeden inşaata başlamış." dedi.
Cihan Haber Ajansı'nın sorularını cevaplandıran Avukat Baştimar, Hazine arazisindeki kaçak inşaatın sahibi belediye de olsa
yıkımdan kurtulamayacağını vurguladı. Belediyenin tüzel kişiliği gibi Hazine'nin de farklı bir tüzel kişiliği bulunduğunu hatırlatan Avukat Baştimar, 'ucube' tartışmalarının yıkım sürecinin başlangıcı gibi gösterilmesinin büyük bir yanlış olduğunu söyledi.
Hukuki sürecin 2010 yılı itibari ile yıkım yönünde önemli bir mesafe aldığını kaydeden Baştimar, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsanlık anıtı diye tabir edilen yapı. İdare hukuku anlamında kaçak bir yapıdır.
Kaçak yapılara uygulanan prosedür ne ise aynı şekilde bu yapı için de o prosedür uygulanmıştır. İdari birimlerin izinleri alınmadan bu yapı yapıldığı için hukuki süreç işlemiştir, belediye leclisinin aldığı karar geçerlidir. Bu yönde verilen İdare Mahkemesi son kararı da yerindedir. İdare Mahkemesi kararları verildiği andan itibaren geçerlidir ve infaza tabidir. Yıkılma ilgili hukuki prosedür tamamlandığı için belediye meclisinin sorumluluğu kalmaz."
PARK ALANI OLARAK TALEP EDİLDİ, HEYKEL DİKİLDi
Kars'ın tartışılan heykelinin hikayesi 2006'ya kadar gidiyor. Barış ve kardeşliğin sembolü bir anıtı illerine kazandırmak isteyen dönemin
Belediye Meclisi, karar alıyor ve ilk ihaleye 2006'da çıkıyor. Heykelin yapılacağı yer olarak Hazine arazisi belirleniyor. Kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde park yapımı için arsa hazineden talep ediliyor. Cevap gelmeden başlayan inşaatla birlikte
itirazlar da yükseliyor. 2006 yılında Anıtlar Yüksek
Kurulu'na yapılan itiraz sonuçsuz kalıyor. 2008 yılında kurul, heykel inşasını durdurma kararı alıyor. SİT alanı, tarihi mekan değerlendirmelerinin yanında inşa alanının mülkiyet sorununun çözümünü istiyor. Bu noktada Hazine, park olarak talep edilen arazisine şehrin siluetini değiştiren dev heykel yapılmasına izin vermediğini belirterek kurulu enforme ediyor.
Kars'ın yıllarca tartıştığı heykel,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'ucube' benzetmesi ile
ülke gündemine girdi. Medyanın habere yaklaşımı kamuoyunda yıkım kararının Erdoğan'ın ucube eleştirisi ile alındığı kanaatinin oluşmasına sebep oldu. Oysa Başbakan Erdoğan'ın eleştirisi, uzun ve tartışmalı hukuki süreç tamamlanıp yıkım kararı kesinleştikten 3 gün sonra gerçekleşiyor.
Heykelin SIT alanına yapılışı, estetikten yoksun ve tarihi dokuya uymayışı yönündeki itirazların yanında
Ermenistan ile ilgili yönü de bulunuyor. Heykelin yapım kararını alan Belediye Meclisi'nin de başkanı olan eski Kars Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu, heykeli Ermenistan'ın soykırım iddialarına karşı yaptıklarını belirterek, "Türk insanının soykırım yapmadığının sembolü olsun, barış ve kardeşliğin sembolü olsun" düşüncesiyle hareket ettiklerini söylemişti. Karar alındığında AK Partili olan Alibeyoğlu daha sonra partisinden
ihraç edilmişti. Bu arada MHP'nin öncülük ettiği muhalifler heykelin "AK Parti'nin Ermenistan açılımının yansıması" olarak eleştiriler yöneltmişti.
Kars Belediyesi Avukatı Ağca Baştimar'ın verdiği bilgiye göre; Anıtlar Yüksek Kurulu, 2008'de durdurma kararı verdiğinde,
Kültür ve
Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay heykel inşasını yerinde inceler. Durdurma kararın kaldırılmasını arzu eder, ancak Anıtlar Yüksek Kurulu mülkiyet konusundan dolayı durdurma kararının arkasında durur. Heykeltıraş Mehmet Aksoy ve
avukatları yıkım kararıyla ilgili yürütmenin durdurulması için mahkemeye başvururlar. İdare Mahkemesi Kars Belediyesi'nden yürütmeyi durdurma talebine karşılık
savunma yapmasını ister.
Belediye Avukatı Ağca Baştimar, tanınan 10 günlük sürenin sonunda savunmayı mahkemeye ulaştırdıklarını belirterek, "Yürütmenin durdurulmasının yanlışlığına işaret ettik. 11. gün cevabımız kendilerine ulaşıyor. Ve
Erzurum İdare Mahkemesi anında yürütmeyi durdurma kararı veriyor. Böyle bir hız hiçbir mahkemede yok. Yürütmeyi durdurma kararının kaldırılması için itiraz ettik. Bölge idare mahkemesi 2 günde karar verdi. Şimdi bazı çevreler Bölge İdare Mahkemesi'nin 2 günde karar vermesini eleştiriyor, ama idare mahkemesinin bir günde karar vermesini hiç dile getirmiyor." diye konuştu.
24 buçuk metre yüksekliğinde tonlarca ağırlıktaki heykelin yıkımının aylar alacağını düşünen Heykeltıraş Aksoy, yıkımla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: "Büyük ihtimalle bu yıkım 2 ayı bulacaktır. O kadar zaman içerisinde de bütün dünyada ses getirecektir. Bunun yapılmaması gerekir. Türkiye'nin dünyaya böyle bir
imaj vermemesi gerekir. Bu çok üzücü bir şeydir. Yetkililerin, kurumların bu sorumlulukta olmaları gerekir. 3 sene içerisinde bir Koruma Kurulu 5 karar değiştirir mi? Yıkım kararı olduğuna inanmıyorum. Böyle bir karar yoktu. Bir anda nereden çıkartıldı, imzalandı?"