Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (
TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tayfun Bayazıt, 2000-2001
krizlerinin ardından uygulanan politikaların yeniden yapılanmayı ve güçlü krizlere dahi dayanıklılığı sağladığını belirterek, ''Bu dayanıklılık, bizleri iktisadi dalgalanmaları anlama, tahmin etme ve yönetme çabalarından uzaklaştırmamalıdır'' dedi.
Bayazıt,
Koç Üniversitesi-TÜSİAD
Ekonomik
Araştırma Forumu tarafından düzenlenen ''Yükselen Piyasalarda İktisadi Dalgalanmalar ve Öncü Göstergeler'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, özellikle makro istikrar açısından tüm ekonomilerde iktisadi dalgalanmaları yönetmek, dalgalanmaların boyutlarını
kontrol altında tutmak ve bu amaçla gelişmiş
analiz ve öngörü yöntemleri geliştirmek yönünde yoğun çabalar bulunduğunu belirtti.
Özellikle 2000-2001 krizlerinin
Türkiye ekonomisi ve toplumu üzerindeki etkilerinin çok ağır olduğunun altını çizen Bayazıt, krizin hemen ardından uygulanan doğru ve yerinde politikaların, bugün ekonominin güçlü tarafları olarak öne çıkarılan birçok alanda yeniden yapılanmayı ve mevcut kriz gibi güçlü krizlere dahi dayanıklılığı sağladığını vurguladı. Bayazıt, şu değerlendirmede bulundu:
''Bu dayanıklılık, bizleri iktisadi dalgalanmaları anlama, tahmin etme ve yönetme çabalarından uzaklaştırmamalıdır. Bugün itibarıyla böyle bir disipline Türkiye ekonomisinin daha fazla ihtiyaç duyduğu ve duyacağı açıktır. Hatta ekonominin ısınıp
ısınmadığı, soğutulmasına gerek olup olmadığı tartışmalarının yapıldığı bugünlerde, gerek ısınma tartışmalarına ışık tutacak bir Türkiye iktisadi dalgalanma analizi, gerekse gelecek dönemlerde talep genişlemesinin ve cari açığın ulaşabileceği boyutları tahmin edebilecek çalışmalar eminim daha nitelikli, daha bilimsel ve yüksek boyutlu tartışmalar yapmamızı sağlardı.
Ayrıca bu tür çabalar, bilimsel düzeyi bugünkülerle karşılaştırılabilecek yükseklikte olmasa dahi, geçmişte özellikle verilerin sıklığı ve güncelliği açısından sorun yaşanılan dönemlerde daha da yoğun nitelikteydi. Hatta bazı politikacıların
halı ve beyaz
eşya satışlarını izleyerek
tüketici güvenini analiz etmeye çalıştıklarını birçoğumuz duymuştur. Yaşadığımız dönemde, iktisadi veriler açısından gelinen yüksek düzey, doğaldır ki daha yüksek bilimselliğe sahip tahlillere olanak vermektedir. Bugün aylık, haftalık, hatta günlük veriler ışığında konjonktürü değerlendirme olanağına sahibiz. Bazı alanlarda neredeyse gerçek zamanda gelişmeleri takip edebiliyor, çok kısa dönemler için doğruluğu yüksek öngörüler yapabiliyoruz. Ayrıca, ekonomiye ilişkin tüketici güveni, reel kesim güveni,
tüketim ve yatırım eğilimleri gibi niteliksel konularda kolaylıkla bilgi elde edebiliyoruz. Bu nedenle, öncü göstergeler alanındaki çalışmalara, örneğin
Merkez Bankamızın bu konularda yaptığı çalışmalara popüler ekonomi medyasında pek fazla rastlamıyor olmamız olağan.''
(MED-FAN-EA)24.06.2011 14:19:09