Libya'daki olaylar sırasında vurularak ölen Türk işçinin ailesi, biran önce evlatlarının cenazesinin getirilmesini bekliyor.
Yaklaşık 2,5 ay önce çalışmak için gittiği Libya'nın
Trablus şehrinde, önceki gün çalıştığı şantiyede görev yaptığı vince çıkarken, nereden geldiği belli olmayan bir kurşunla hayatını kaybeden
Trabzon'un Yomra ilçesi Oymalıtepe beldesi nüfusuna kayıtlı
Yunus Emre Çelik'in (28), beldenin
Atatürk Mahallesi'ndeki evinde hüzünlü bekleyiş sürüyor.
Acı haberi dün alan Çelik ailesinin feryatları yürekleri dağlamaya devam ediyor. Gözyaşları içerisinde evlerinde çocuklarının Libya'dan gelecek cenazesini bekleyen acılı aileyi, yakınları teskin etmeye çalışıyor. Kalp rahatsızlığı olduğu için acı haberi, dün hastanede kendisine sakinleştirici
iğne yapıldıktan sonra alan
baba İsmail Çelik,
Allah'tan, kimseye evlat acısı yaşatmamasını diledi.
Cenazenin ne zaman geleceği konusunda henüz kendilerine net bir bilgi ulaşmadığını anlatan acılı baba, "
Cemil Çiçek ve
Faruk Nafiz Özak aradılar, ilgileneceklerini söylediler. Allah razı olsun. Bizim yapacağımız bir şey yok, biz gidip alamayız. Ama devlet büyüklerimiz irtibat kurup da bizleri ferahlandırsınlar. Yine onlar yaparlar, bizim yapacağımız bir şey yok. Umudumuz devletimizde. Onların
iletişimi ile buradan giden araçlara talimat verilirse orada arkadaşları da bekliyorlar. Cenazemizi alıp gelecekler." dedi.
Oğlu ile en son
pazar günü
akşam telefonla konuştuğunu ifade eden baba Çelik, kendisine, oradaki durumu sorduğunu, oğlunun da 'baba Trablus'ta şu anda çatışma yok,
Bingazi taraflarında var' dediğini dile getirdi. Kendisinin de 'oralarda varsa birkaç gün Trablus'ta olaylar olur' dediğini söyleyen Çelik, birkaç gün iletişim kuramadıklarını, dün de oğlunun
pazartesi günü vurulduğunu öğrendiklerini hatırlattı.
Oğlu Libya'ya giderken, gitmesini hiç istemediğini belirten acılı baba, "Giderken rahmetliye; oğlum gitme, gurbetin işi zordur dedim. Ama Allah'ın mukadderatı. Orada 30 bine yakın Türk vatandaşımız gemilere dolup dolup geliyorlar, mukadderat bizim yavrumuzu buldu." diyerek
gözyaşı döktü.
KENDİSİ DE LİBYA'DA ZORLUK YAŞAMIŞ
Kendisinin de geçmişte Libya'da çalıştığına değinen baba Çelik, 1986 yılında
Amerika'nın Libya'yı bombaladığında çok zorluklar yaşadığını anlattı. O yıllarda 26 ay Libya'da çalıştığını ifade eden Çelik, "Libya'da 26, Sovyetler Birliği'nde de 7 yıl çalıştım. Avrupa'da da çeşitli ülkelerde turist olarak kaldım. Ben Libya'dayken de Amerika orayı bombalamıştı. İşçiler sığınaklara girdi, krizler yaşıyorduk. Orada biz de çok zorluklar çektik." dedi.
"TELEFONU DÜŞTÜ VURULDUĞUNU ANLADIM"
Genç işçinin annesi Sevim Çelik de gözyaşları içerisinde, yetkililerden biran önce oğlunun cenazesini getirmelerini istedi.
'Bu işleri de görecek miydim yavrum' diyerek ağıtlar yakan acılı anne, "En son bana telefon etti, 'annecik nasılsın' dedi. O arada telefonu düştü. Oğlumu o anda vurdular. Telefonu düştü yere anladım öldüğünü." dedi.
Devlet büyüklerinden oğlunun cenazesini getirmelerini isteyen anne Çelik, "Bana oğlumun cenazesini yollayın. Yavrumun
soğuk yüzünü göreyim. Fan gibidir benim yavrum, yüreğim yandı kül oldu." diye ağladı.
Bu arada, 3'ü erkek 4 kardeşin en küçüğü olan Yunus Emre Çelik'in, Rusya'da çalışan abisinin de bugün akşam saatlerinde Trabzon'da olacağı öğrenildi.
Trabzon
Valisi Recep Kızılcık da Yunus Emre Çelik'in cenazesinin Türkiye'ye getirilmesi için
Dışişleri Bakanlığı nezdinde çalışmaların sürdürüldüğünü belirtti.
Vali Kızılcık, cenazenin nakli konusunda henüz netleşen bir durum olmadığını, bugün yapılacak teşebbüsler ardından durumun açıklığa kavuşmasının beklendiğini söyledi.