Çalışmak üzere gittiği
Libya'da çıkan olaylar nedeniyle memleketine dönen Mesut
Kahraman'ın (48) evinde bayram havası esiyor.
Kütahya'dan yaşayan Mesut Kahraman, çalışmak üzere gittiği Libya'da çıkan olaylar nedeniyle çalıştığı
firma tarafından hemen Türkiye'ye gönderildi. Kahraman, 45 gün önce özel bir Türk inşaat firmasına bağlı olarak çalışmaya gittiği Libya'da yaşananları şöyle anlattı:
"Yaklaşık 45 gün önce Libya'ya bir Türk inşaat firmasına bağlı olarak çalışmaya gittim. Libya devletinin yaptırdığı üniversite ve
yurt inşaatında
iş makinesi operatörü olarak çalışıyordum. Olaylar,
halkın kendi arasında çıktı, halkın hükümet v
e devlet dairelerine karşı saldırısı diye niteleyebiliriz. İktidarın yıkılması amacıyla halkın ortaya çıkardığı bir
kaos ortamı var
ülkede. İnsanlar devlet ait bütün yapıları yakıp yıkıyorlar, yağmalıyorlar. Biz de devlete ait inşaatlarda çalışıyorduk. Bizim kaldığımız yerleri yıkıp ateşe verdiler. Ancak Türklere ve diğer
yabancı işçilere karşı hiçbir eylemde bulunmadılar. Bingazi'nin 80 kilometre ilerisinde Al Marj kentinde çalışıyorduk, bu kentte 250 bin kişi yaşıyor. Şantiyede 3 bin kişi çalışıyordu, 750'si Türk, kalanı
Bangladeş,
Gana,
Filipinler ve Mısır'dan gelmişti. Görevimiz ise burada
TOKİ gibi yerleşim alanı oluşturmaktı.
Üniversite ve yurt binaları yapıyorduk.
Bu olayların geleceği bir ay önceden belliydi. Bir ay önce olayları yatıştırmak için oranın idarecileri evleri gençlere bedavaya dağıttı ve böylece yatıştırmaya çalıştılar. Hep halk arasında 17 şubatta büyük
ayaklanma çıkacağı söylentisi vardı. Onu bekliyorduk ama bu kadar büyük olacağını tahmin edemiyorduk. Cumartesi gecesi saat 03.00'te Türkiye'ye doğru yola çıktık. Saat 01.00'de kaldığımız koğuşları yaktılar ama bizlerin çıkmasına müsaade ettiler. Biz orayı terk ettikten sonra ateşe verdiler. Pikap araçlarımız vardı. Eşyalarımızla birlikte Bingazi'ye firmamıza ait
sabun fabrikası inşaatına gittik. Arap bekçiler bizi koruma altına aldı ve orada bizim olduğumuzu kimseye belli etmediler. Bekledik ve uçakla Türkiye'ye geldik. Ailemizle
haberleşme olayı imkansız hale geldi. Ülke kendisini dış dünyaya kapattı. Telefon ve internet hatları kapatıldı. Bir kez eşim aradı ve sağlıklı olduğumuzu, uçağı beklediğimizi söyledim."
GÜVENLİK ZAAFİYETİ VAR
Libya'da yaşadığı günlerde Libyalıların kamu kurum ve kuruluşlarına ait yapılan saldırılar neticesinde orada yaşayan insanların korunamadıklarını ifade eden Kahraman, "Orada güvenlik bakımından hiçbir şey yok. Resmi olarak hiçbir birim makam bulma şansınız yok. Bir polis teşkilatı var ama işlerliği az. Gümrükte askeri bir
disiplin var. Bizleri havaalanında sıraya sokup öyle geçirdiler. Dünyaya açılan bir turizm ülkesi değil. Sıraya geçirip bağırıp çağırıyorlar. Türklere bir şey yapmıyorlar fakat her an her şey olma ihtimali çok yüksek. İnsanlar ayaklandığı zaman ne yapacaklarını bilemiyorsunuz. Türkler toplu olarak bulunuyorlar. İnşallah onlara bir şey olmaz. Türk halkını seviyorlar ve kendileriyle özdeşleştirmek istiyorlar. Oradaki insanlarımıza, Türkiye'deki ailelerine ve arkadaşlarına
Allah sabır versin. Türklere karşı hiçbir düşmanlıkları yok ama orada bulunan insanların yeme, içme, yatma yerlerinde problem var. Bu yüzden eziyet çekiyorlar." dedi.
"OLAYLARI ÇOCUKLARIMA ANLATABİLMEK ÇOK ZORDU"
Aynur Kahraman (45), eşi Mesut Kahraman'ın Libya'da geçirdiği günlerde zorluk çektiklerini, çıkan olaylar neticesinde Türk firması başta olmak üzere kimse ile irtibata geçemediğini ifade etti.
Kahraman, çıkan olaylar nedeniyle çocuklarına durumu açıklayamadığını, ancak televizyon haberlerini takip edebildiklerini, hiç uyumadan televizyon karşısında sandalyede günlerini geçirdiklerini söyledi. Kahraman, "Çok zor üç gün geçirdik çocuklarımla. Eşim orada yaşadığı için panikten olanları anlamadı ama Türkiye'de onu beklemek ve haber alamamak daha zordu. Bu olayı çocuklarıma anlatabilmek de çok zordu. Bir kez
telefonla görüşebildik bu olaylardan sonra. İnşaat şirketinin Türkiye'deki merkezini aradım ama bir yetkiliye ulaşamadım. Evimize geldiğindeki sevincimizi anlatamam. Anlatılamayacak derecede değişik bir duygu. Zaten ilk gittiğinde de izin vermedim, çünkü bizim maddi sıkıntımız yok, kendisi
emekli. Yeniden gitmesine izin vermem. Bu eşimin vereceği bir karar." diye konuştu.
"SEVİNÇTEN AĞLADIM"
Babasının evine dönmesi ile yaşananların unutulduğunu, korku ve paniğin artık sevince döndüğünü söyleyen Mesut Kahraman'ın
küçük kızı
Gizem; "Oradaki olaylarda öldüğünü düşündüm ve çok korktum. Evimize döndüğünde sevinçten ağladım." dedi.