Meltem Uzun - Yaşamlarının ilk yıllarında
lösemiyle tanışan çocuklar, LÖSEV'in düzenlediği bayram eğlencesiyle
hastalıklarını bir an olsun unutup çocuk olmanın keyfini yaşadı.
Onlar henüz yolun başında hastalıkla tanışanlardan... Yaşadıkları zorlukların, acıların farkında bile değiller. Kimisi hala annesinin kucağında etrafa gülümseyen bir bebek, kimisi yürümeyi yeni öğrenen bir çocuk, kimisiyse hastalığı nedeniyle okuluna gidemeyen bir öğrenci. Hepsinin ortak noktası kemoterapi sürecinde dökülen saçları.
LÖSEV, LÖSANTE'de
tedavileri devam eden lösemi hastası çocuklar için bayram eğlencesi düzenledi. Kendilerine armağan edilen
oyuncak ve kitapların heyecanını yaşayan çocukları en çok mutlu eden şey ise hastalıkları nedeniyle kendilerine
yasak olan çikolatalardan ''bayramın hatırına'' yiyebilmeleri.
LÖSEV Genel Koordinatörü Hülya Ünver, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl Zafer
Bayramı ile
Ramazan Bayramı'nın aynı zamana denk geldiğini hatırlattı.
Çocuklara iki bayramı bir arada yaşatmaya çalıştıklarını belirten Ünver, ''Güzel bir bayramı en çok çocuklar hak ediyor. Onları bu tedavi sürecinden uzaklaştırıp eğlenceli
vakit geçirmeleri, bayramı bayram gibi yaşamaları için çaba harcıyoruz'' dedi.
Lösemi hastalığında tedavinin yanı sıra çocuğun çocukluğunu unutmadan yaşamasının çok önemli olduğuna dikkati çeken Ünver, hasta çocuğa tedavisinden sonraki dönemde de çok iyi bakılması gerektiğini söyledi.
Çocuğun eve gittiğinde çok iyi beslenmesi, hijyenik bir ortam sağlanması ve moralinin daima yüksek tutulması gerektiğini dile getiren Ünver, ''Çünkü bu büyük bir mücadele. Burada galip gelen tarafın çocuklar olması için hakikaten onların çok güçlü olması gerekir ki savaşabilsinler. Yaşama bağlı kaldığı sürece çocuğun iyileşme ihtimali çok yüksek'' diye konuştu.
Çocukların yaşama daha bağlı ve tutkulu olması nedeniyle hastalığı yenmesinin yetişkinlere göre daha kolay olduğuna işaret eden Ünver, bunun için sadece kemoterapi ya da hastanede yapılan bakımların yeterli olmadığını, aynı bakımın evde ve okulda da devam etmesi gerektiğini anlattı.
Çocukların hastanede maliyeti çok yüksek ilaçlar aldıklarını fakat
aile bilinçli olmadığı takdirde çocuğun hastaneye tekrar geleceği süre içinde evde
enfeksiyon kapabildiğini söyleyen Ünver, ''Bu durum çocuğun tedavisinin başa dönmesine ya da gecikmesine neden oluyor'' dedi.
Çocukları sağlıklı yetiştirmek için bilinçli gönüllülere ihtiyaç duyduklarını ifade eden Ünver, ''Bir yandan hasta çocuklarımızı iyileştirmeye çalışıyor, bir yandan da sağlıklı çocuklarımız hastalanmasın diye uğraşıyoruz. LÖSEV bağışlarla ayakta duran bir kurum. İsteyenler, bu çocukların her türlü ihtiyacı için LÖSEV'e
destek verebilirler'' dedi.
-HİKAYELER FARKLI, MEKAN AYNI-
3 yaşındaki Çağdaş, lösemiyle 7 ay önce tanışmış. Babası Saim Çelebi, oğlunu
soğuk algınlığı şikayetiyle hastaneye götürdüklerini ve orada yapılan tetkiklerden sonra Çağdaş'ın lösemi olduğunu öğrendiklerini söyledi. Çağdaş'ın hastalığını öğrenmeden önce İzmir'de yaşadıklarını belirten Çelebi, ancak hastalık sürecinde eşinin Çağdaş'la birlikte Ankara'da LÖSEV'e yerleştiğini, kendisinin ise çalışmak zorunda olduğu için İzmir'de kaldığını ifade etti.
LÖSEV'deki tüm personelin güleryüzlü olduğunu ve kendilerine her konuda
yardım ettiklerini dile getiren Çelebi, çocukların hastalığıyla ilgilenilmesinin yanı sıra onlara
müzik dersleri verildiğini, oyun salonlarında vakit geçirme imkanı sunulduğunu ve böylelikle çocukların sadece hastalıklarını yaşamak durumunda kalmadıklarını anlattı.
Hem Çağdaş'ı hem de kendini bu süreçte en çok üzen şeyin birbirlerinden uzak kalmak olduğunu söyleyen
baba Çelebi, ''Yaşadığımız en büyük zorluk özlem. Ama her şey yolunda gidiyor. Sabırlıyız'' dedi.
İstanbul'da
araba tamircisinde çalışırken ayağında oluşan morarmalar nedeniyle annesiyle hastaneye başvuran ve lösemi hastası olduğu anlaşılan 16 yaşındaki Sadık Argüç, 2 senedir LÖSANTE'de tedavi gördüğünü belirtti.
Hastaneden çok memnun olduklarını dile getiren Sadık, bu süreçte hiç harcama yapmadıklarını söyledi. Normal şartlar altında liseye gitmesi gerektiğini bildiren Sadık, hastalığının ikinci kez tekrar etmesi nedeniyle okula gidemediğini kaydetti.
Henüz 4 yaşında olan Hayrunnisa'nın lösemi olduğu 7 ay önce fark edilmiş. Kızını ateş,
halsizlik, iştahsızlık şikayetleriyle hastaneye götürdüklerini anlatan anne Perihan Samancı, lösemi teşhisini koyan doktorun kendilerini LÖSEV'e yönlendirdiğini bildirdi.
Anne Samancı, kendisinin hastanede kızının yanında, eşinin ise İstanbul'da 10 aylık diğer çocuklarıyla kaldığını söyledi. Tedavi sürecinin çok başarılı geçtiğine vurgu yapan Perihan Samancı, ''Eşim çalıştığı için buraya çok sık gelemiyor. Bayramda geleceğini söyledi, bekliyoruz'' dedi.
(MTM-ZVR)31.08.2011 11:13:24