MHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Bölükbaşı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'la ateşkesin genel seçimlerin sonrasına kadar uzatılması için pazarlık yaptığını iddia etti. Bursa Esnaf Odaları Birliği'ni (BESOB) ziyaret eden Bölükbaşı, BESOB Başkanı Arif Tak'ın 'huzur istiyoruz' sözlerine cevap verdi. Ülkenin 8 yıldır tek başına bir iktidar tarafından yönetilmesine rağmen, yoksulluk, işsizlik ve aş sorunun devam ettiğini ifade eden Bölükbaşı, ülkenin etnik, dini ve mezhepsel temellerde ayrışma yaşadığını kaydetti. Bölükbaşı, böyle bir ortamda huzurdan söz edilemeyeceğini savundu. 12 Haziran'da yapılması beklenen genel seçimlerde, ülkenin nasıl yönetileceğine milletin karar vereceğini vurgulayan Bölükbaşı, "Emanetin sahibi millettir. 'Ülke sizin, karar sizin' diyoruz." dedi. "ADO PLANINI UYGULUYORUZ" Bölükbaşı, bir gazetecinin, liderlere yönelik suikast planları olduğu yönündeki iddialara ise şu yanıtı verdi: "Allah'ın dediği olur. Biz 'ADO' planını uyguluyoruz. Allah'ın dediği olur." Bir gazetecinin, 'bölücü başı Öcalan'ın bir kaç gün önce bir masaj daha yolladığı ve beklentilerini dile getirdiğini' hatırlatması üzerine Bölükbaşı, görüşmelerin 2010 yılının Haziran ayından bu yana yürütüldüğünü belirtti. "12 HAZİRAN PAZARLIĞI YAPILIYOR" İmralı canisi ile pazarlık yapıldığının altını çizen Bölükbaşı, şöyle konuştu: "Sayın Başbakan bizi neyle suçlayacak bilmiyorum ama ben bu gizli pazarlıkta neler görüşüldüğünü de açıklayayım size. Devlet memurları tarafından pazarlık yapılıyor ama başbakanlığa bağlı devlet memurlarıdır. Pazarlığın özü şudur; 'bu sözde ateşkesi, 12 Haziran seçimlerinden sonraya uzat ki ben seçimden sonra tekrar iktidara gelirsem, PKK açılımıyla yerine getirme sözü verdiğim talepleri iktidarda kalabilirsem yeni anayasa ile karşılayayım. Bunun pazarlığı yapılıyor. Bu çirkin pazarlığın ötesinde ahlaksız bir pazarlıktır. Bugün içinde bulunduğumuz ortamda ülkenin karşısına bir beka sorunu olarak çıkan etnik bölücülüğün siyasi süreçlerle amaçlarını gerçekleştirme süreci, bu bakımdan başbakanı tarihi bir vebal altında bırakacaktır."