Terörist saldırılarla ilgili haberlerin genelleme yapılarak verilmesinin yanlış
algı ve kitlesel moral değerinin düşmesine neden olduğu belirtildi.
Malatya Devlet Hastanesi Psikologu
İzzet Güllü, Türkiye'de medyanın insan davranışlarını etkileyen önemli bir '
psikolojik çevre' aracı olduğunu söyledi.
Basın yayın organlarında verilen her bilginin belleklerde yer bulduğunu anlatan Güllü, medyadaki her yayının bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
Son dönemde
terör örgütü üyelerinin yaptığı eylemlerin genelleme yapılarak verildiğine dikkati çeken Güllü, "Ülkemizdeki bazı
gösteriler sonrasında, salt
reyting uğruna, sokaklardaki polise yönelik taşlı sopalı saldırılarda bu olayın yaşandığı ilin adı verilerek ve aşırı genellemeye gidilerek '
Hakkari karıştı', '
Yüksekova ayakta" şeklinde gerçeği yansıtmayan, üç yüz- beş yüz kişiyi tüm şehre teşmil eden bir dil kullanmak son derece yanlıştır. Bu dil
halka korku, panik ve ümitsizlik aşılamaktadır. Oysa en büyük gösterilere bile baktığımızda katılımın genel şehir nüfusunun çok atlında kaldığı görülmektedir. Ancak kitlelerin hepsinin her zaman perde arkasında kalan bu mühim gerçeği farketmesi mümkün değildir,
ekran karşısındaki kalabalıklar daha ziyade söylenen söze göre bir algı ve kanaat edinmektedirler. Her algı ise algının niteliği yönünde bir duygu oluşturur, oluşan duygu da davranışları 'yaklaşma ve uzaklaşma' yönünde belirler. Yaklaşma ya da uzaklaşma ise en temel
ülke güvenliği olgusudur." şeklinde konuştu.
Hatalı üslup kullanılmasının etnik, idelojik kutuplaşmalara yol açtığının altını çizen Güllü, bu hatalı dilin, birisi o
bölgedeki halkla ilgili diğeri de o bölge dışındaki halk açısından olmak üzere iki mühim sonucu olduğuna işaret etti. Birincisi, bu
sakat dilin ülke genelinde o şehrin tamamına dair yanlış ve negatif bir algının oluşmasına yol açtığını, bunun da ülke güvenliği açısından büyük bir risk oluşturduğunu vurguladı.
Medyanın sorumluluk içinde davranarak daha dikkatli olmasını isteyen Güllü, "Söz konusu tehlikeli dile sadece ağızdan çıkan basit bir kavram tercihi olarak bakmamak lazımdır. En uzun yolculuklar bile ufacık bir adımla başlar.
Anahtar da küçüktür ama koca kapıları açar. Yanlış üslup silsile halinde felakete sürüklenmeye neden olur. Hatalı dil kullanımı yanlış algı oluşumu meydan verir. Ardından olumsuz duygu gelişimi ile birlikte moral değerlerinden uzaklaşma gerçekleşir" şeklinde konuştu.