Merkez Bankası Başkanı
Erdem Başçı, dün yayımlanan Para Politikası
Kurulu kararında,
Nisan ayında enflasyon raporundaki ''gelişmiş
ülke ekonomilerindeki sorunların daha da derinleşmesi ve yurtiçi iktisadi faaliyetin durgunluk sürecine girmesi halinde bütün
politika araçlarının genişletici yönde kullanılması'' şeklindeki risk senaryosuna yer verildiğine dikkati çekti.
Başçı, ''Bu, ön planda olan bir risk senaryosu değildi ama aradan geçen 3 ayda biraz daha bu ön plana çıktı'' dedi.
Nisan ayında yayımlanan
Enflasyon Raporunda, böyle bir durumda, bütün politika araçlarının genişletici yönde kullanılmasının söz konusu olabileceği, yani ''politika
faiz oranının ve
zorunlu karşılık oranlarının birlikte indirilmesinin gündeme gelebileceği'' belirtilmişti.
Başçı,
Pamukkale Üniversitesi tarafından düzenlenen ''10.
Ekonomi Yaz Seminerleri 2011'' kapsamında ''Para Politikaları'' konulu konferans verdi.
Erdem Başçı konuşmasının ''politika
önerileri'' bölümünde, bu anlamda belirli bir ülkeye yönelik değil, genel bir çerçeve çizeceğini belirtti. Öneri çerçevesini ''esnek kur rejiminin'' ve ''güçlü bir
sermaye yapısının''
teşvik edilmesi olmak üzere iki ana başlıkta toplayan Başçı, esnek kur rejiminin nasıl teşvik edileceğiyle ilgili şunları söyledi:
''Eğer açık pozisyonlarınız varsa, yani mesela hanehalkı, vatandaş diyelim
yabancı para cinsinden
tüketici kredisi almış. Bu,
Türkiye'de şu anda seviye olarak çok az ama Doğu
Avrupa ülkelerinde oldukça yüksekti. Doğu Avrupa ülkelerinde tüketiciler, biraz daha faizi düşük olduğu için yabancı para cinsinden tüketici kredisi almışlar, kur riskini tamamen
ihmal etmişler. Fakat Lehman krizinde paraları değer kaybettiği zaman çok ciddi finansal yük altında kaldılar. O ülkeler paralarının değer kaybetmesini hiç istemediler çünkü açık pozisyonları nedeniyle bu, orada yıkıcı bir etki yapıyordu. Böyle bir durumda kurlardaki dalgalanmaya karşı toleransınız daha az oluyor ve bazı ülkelerde para politikası karar alırken kur hareketlerini durdurmak için
para politikası kararı aldıklarını açıkça metinlerde söylediklerine şahit olduk.
Fakat ülkenizde bu kadar açık pozisyon yoksa o zaman burada daha rahat bir dalgalı kur rejimi uygulayabiliyorsunuz. Dolayısıyla başlangıç noktanız eğer iyi değilse, açık pozisyonu anlamında başlangıç noktanızda bir risk varsa, o açık pozisyonunu kademeli bir şekilde azaltana kadar, aşırı kur oynaklıklara müdahale etmek mantıklı, finansal istikrar açısından.''
-''AŞIRI BORÇLU EKONOMİDE, KREDİ ŞOKLARINA KAMU MÜDAHALE ETMELİ''-
Güçlü bir sermaye yapısının teşvik edilmesinde de benzer bir durumun söz konusu olduğunu dile getiren Başçı, ''Başlangıçta eğer aşırı borçlu bir ekonomiden başlıyorsanız, o zaman kredi şoklarına, kredi risk primindeki ani artışlara politika yapıcılarının tepki vermesi gerekir. Eğer tepki vermezlerse bu çok derin bir finansal krizin, reel krize, istihdam krizine ve
büyüme krizine yol açmasına sebep olabilir'' dedi. Başçı, bu nedenle başlangıç noktası iyi değilse, iyi bir noktaya gelene kadar kredi şoklarına kamunun müdahale etmesinde fayda bulunduğunu belirterek, buna da pek çok yerden ''bankaları kurtarıyorsunuz'' şeklinde tepki geldiğini, aslında bu noktada mudinin gözetildiğini söyledi. Erdem Başçı, ''Vatandaşın mevduatı orada emaneten duruyor. Dolayısıyla devlet aslında onu kurtarıyor ama bu arada kamu borcu artıyor. Bu hiç arzu edilen bir durum değil, ama sonuçta bir yerde mecbur kalıyorlar'' dedi.
Başçı, eğer ekonomide çok fazla aşırı borçlanma yoksa, daha çok özkaynak-daha az borçla çalışılıyorsa o zaman fazla müdahaleye gerek kalmayacağını anlattı.
-RİSK SENARYOSU...-
Merkez Bankası Başkanı Başçı, Türkiye ölçeğinde değerlendirme yaparken de
Para Politikası Kurulu'nun dün aldığı karara değindi.
Kurulun faiz kararında bir değişiklik yapmadığını ancak karar metninde 2 yeni ifadeye yer verildiğini anlatan Başçı, şöyle konuştu:
''Bunlardan birisi, Enflasyon raporunda Nisan ayında kullandığımız risk senaryolarından sadece bir tanesiydi. Orada çok sayıda risk senaryosu vardı, onlardan bir tanesi şöyleydi; gelişmiş ülke ekonomilerindeki sorunların daha da derinleşmesi ve yurtiçi iktisadi faaliyetin durgunluk sürecine girmesi halinde ise bütün politika araçlarının genişletici yönde kullanılması söz konusu olabilecektir.
Bütün politika araçları ne; işte bizim bildiğimiz makro risk azaltıcı araçlar var, onlardan bir tanesi zorunlu karşılıklar, başka araçlar da var, politika faizleri var. Bunların hepsinin birden genişletici yönde kullanılması söz konusu olabilecektir. Neden? İki sebebi var bir tanesi böyle bir durumda enflasyon üzerinde yukarı yönlü bir risk olmayacak. O yüzden enflasyon konusunda bir sıkıntı yok. Ama finansal istikrar açısından çok büyük bir risk olabilir. Reel etkileri olan bir risk olabilir. O açıdan bunları bu şekilde kullanabiliriz diye bir ifade vardı. Bu, ön planda olan bir risk senaryosu değildi ama aradan geçen 3 ayda biraz daha bu ön plana çıktı.''
Başçı, kararda, ''...Kurul, bazı Avrupa ülkelerindeki kamu borç sorununa ve küresel büyümeye ilişkin endişelerin risk iştahını olumsuz etkilemeye devam etmesi halinde faiz koridorunun kademeli olarak daraltılmasının uygun olacağını belirtmiştir'' ve ''ayrıca gelişmiş ülke ekonomilerindeki sorunların daha da derinleşmesi ve yurtiçi iktisadi faaliyetin durgunluk sürecine girmesi halinde bütün politika araçlarının genişletici yönde kullanılmasının söz konusu olabileceği ifade edilmiştir'' şeklinde 2 yeni ifadeye yer verildiğini aktardı ve bu iki unsurun da finansal istikrara ilişkin olduğuna dikkati çekti.
Konuşmasında, finansal istikrar açısından para politikası konusunu da ele alan Başçı, Merkez Bankalarının
fiyat istikrarı amacıyla kurulmadığını, asılnda son borç verme merci olarak oluşturulduğunu anlattı ve Merkez Bankalarının kuruluş ve varoluş sebebinin, ''finansal şokların etkilerini yumuşatmak'' olduğunu dile getirdi. Başçı, fakat son krizden çıkarılan dersler sonucunda finansal kırılganlıkları azaltma konusunun da ihmal edilmemesi gerektiğinin anlaşıldığını vurguladı.
(Bitti)
(GÖK-MTN)22.07.2011 17:56:28