Mersin Sanayi ve
Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, ''
Ekonomi hedeflerinin olması güzel, ancak yeterli değil, ikinci nesil reformlar bir an önce hayata geçirilmeli'' değerlendirmesinde bulundu.
Aşut, yazılı açıklamasında, Cumhuriyet'in 100'üncü yılında dünyada ilk 10 büyük ekonomi arasına girmenin ve 500 milyar dolarlık bir ihracata ulaşabilmenin çok büyük hedefler olduğunu belirtti.
Türkiye'nin içine kapanıp slogan üreten değil bilgi üreten, araştıran, doğru ve verimli eğitimi verebilen, teknolojiyle bütünleşen, stratejilerini uygulamaya koyabilen bir
ülke olması gerektiğine dikkati çeken Aşut, tüm bunları topluma benimsetmek ve toplumla beraber bu hedefe yürümeyi sağlayacak sinerjiyi oluşturmanın önem taşıdığını vurguladı.
Türkiye'nin, dünya'da 16'ıncı,
Avrupa'da ise 6'ıncı büyük ekonomi olduğunu, ancak verimliliğin sorgulanması gerektiğini ifade eden Aşut, şunları kaydetti:
''Geçtiğimiz yıllardan bu yana özellikle 80 sonrası Türkiye'nin bugün geldiği dönemler ortada. 1980'de 3 milyar dolar olan ihracat, 2008'de 132 milyar dolara ulaşmıştır. Artık hem
dış ticaret hem de sanayi stratejimiz var. Yani esen rüzgara göre değil gideceğimiz limanı bilerek ilerliyoruz. Ancak, sadece bir hedefimizin olması, arzu ettiğimiz geleceğe ulaşmamıza yetmez. Geçen yıllar içinde sadece Almanya'nın yakaladığı verimliliği yakalasaydık, bugün dünyanın 8'inci büyük ekonomisi olurduk.''
Aşut, Türkiye'nin
rekabet liginde 61'inci, dijital ekonomide 43'üncü, inovasyonda 67'inci sırada olduğunu hatırlatarak, ''Bunlar kabul edebileceğimiz ve geleceği yakalayabileceğimiz rakamlar değil. 40-50 yıl önce
Güney Kore ile aynı milli gelire sahipken, bugün neden bu kadar geride kaldık? Aldığımız mesafe küçümsenecek bir mesafe değil. Ekonomi hedeflerinin olması güzel, ancak yeterli değil, ikinci nesil reformlar bir an önce hayata geçirilmeli'' görüşlerine yer verdi.
-LOJİSTİĞİN ÖNEMİ-
''
Küresel kriz var'' şeklindeki söylemleri bir kenara bırakıp, tüm sanayicilerin el ele çeşitli projeler ürettiklerini ve katma değer yaratmaya çabaladıklarını belirten Aşut, Mersin'de de
Halk Bankası aracılığıyla MTSO olarak
küçük de olsa düşük faizli can suyu kredileri verdiklerini ve Türkiye
Odalar ve
Borsalar Birliği (
TOBB) öncülüğünde başlayan v
e devlet tarafından desteklenen meslek kazandırma kursları konusunda da önemli adımlar attıklarını bildirdi.
Aşut ayrıca,
üretim dünyasının Batı'dan Doğu'ya kaydığını ve
Asya'nın yükselen bir üretim merkezi haline geldiğini kaydederek, şöyle devam etti:
''Asya sadece üreten değil satın alan bir
bölge haline geliyor. Son yıllarda büyüyen ve krizden az etkilenen ülkelere baktığınızda, bunların yeni pazara ham madde satan ülkeler olduğunu görürsünüz. Türkiye bu anlamda bu yeni üretim ve ticaret alanının en Batı ucu durumunda. Diğer ucunda Çin var. Artık dünya ekonomi literatüründe 'Türkiye ve Çin arasında' lafını sık sık duyacağız. Türkiye bu yeni bölgenin
doğal bir
lojistik merkezi durumunda. Kuzeyimiz büyüyen ve zenginleşen
Rusya, güneyimiz zengin
Orta Doğu ve gelişen
Afrika,
batımız her sıkıntısına rağmen hala ihracatımızın yüzde 50'sini oluşturan Avrupa ile çevrili. Ülkemiz, gelişen lojistik alt yapısı, limanları,
demiryolu, hava yolu ve güçlü
karayolu bağlantılarıyla dünyanın lojistikte en hızlı gelişen 10 ülkesi arasında.
2023 yılında 500 milyar dolarlık bir ihracat hedefimiz var. O halde bu hedefi mümkün kılacak alt yapıyı tamamlamamız gerekir.''
Türkiye'nin lojistikte parlayan bir
yıldız olduğunu ancak Dünya Bankasınca yayımlanan Lojistik Performans Endeksine göre 155 ülke içinde 39'uncu sırada yer aldığını belirten Aşut, ''Dünyanın ilk 10 ekonomisi içinde olmak istiyorsak, lojistik rekabetinde de ilk 10 içinde olmamız gerekmez mi? Bunun yolu Türkiye'nin
modern anlamda ilk Lojistik İhtisas Bölgesinin önündeki engelleri kaldırmaktır. Bu engel sadece Mersin'in önüne değil ülkemizin de hedeflerinin önüne konulan bir engel durumundadır. Rekabetçi olmak istiyorsak, üretimi bölge ve ülke geneline yaymak istiyorsak, hızlı ve etkin lojistik alt yapısını en kısa sürede tamamlamamız gerek'' ifadesini kullandı.
Aşut, bundan sonra yapılması gerekenin ''Yeni Nesil
Reformlar'' olarak adlandırılan araştırmaya, geliştirmeye ve inovasyona dayalı, yüksek teknolojili üretimi içeren yapıları tamamlayarak, katma değer yaratan, markalaşmış,
genç ve kadın girişimcisini arttırmış,
ortaklık kültürüyle küresel çapta firmalar oluşturmuş, mesleki eğitimi modern anlamda başarmış bir ülke olmak olduğunu kaydetti.
(SRT-KRM-DAB-EAY)28.07.2011 15:28:33