Milletvekili Kayıtları

Milletvekili Kayıtları

CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, milletvekili seçilen Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal'ın tahliye isteminin reddedilmesi kararının hukuk zorlanarak verildiğini ileri sürerek, ''Bizler her ne kadar yargı bağımsızlığına saygı göstermekle birlikte, bağımsız yargının da evrensel ve ulusal hukuk kurallarına uygun karar vermesini umuyor ve bekliyorduk'' dedi. TBMM'de kaydını yaptıran Köktürk, ''Hukukçu olarak, milletvekili seçilen Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal'ın tahliye isteminin reddedilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna, karardan büyük üzüntü duyduğunu ifade etti. Balbay ve Haberal'ın tahliye talebinin kabul edilmesini beklediklerini kaydeden Köktürk, tutuklamanın ceza değil, tedbir olduğunu, oysa Türkiye'de son yıllarda tutuklamanın tedbir olmaktan çıkarak peşin cezaya dönüştüğünü savundu. Köktürk, şöyle dedi: ''Masumiyet karinesi, hukuk devletinin en temel ilkelerindendir. Hakkında mahkumiyet kararı olmamış ve belli süreden beri tutuklu bulunan, delileri karartma ihtimali bulunmayan, aynı zamanda halkın iradesiyle milletvekili seçilen arkadaşlarımızın görevlerini ifa etmekten alıkonulmaları, hukuk devletinin temel kuralları açısından düşündürücü ve üzücüdür.'' Köktürk, ''2007 yılında Sebahat Tuncel cezaevinden çıkmıştı. Bu şimdi niye uygulanmadı?'' sorusuna şu yanıtı verdi: ''Anayasanın kanun karşısında eşitlik ilkesi var. Hukuk kurullarının kişiden kişiye değişmeyeceği, genel ve soyut olma ilkesi var. Hukuk kuralları herkese aynı şekilde uygulanmalı. Ama görüyoruz ki aradan geçen 4 yılık süre içinde daha önce verilen kararlar, bu kez Balbay ve Haberal için farklı yönde oluşturuldu. Bizler her ne kadar yargı bağımsızlığına saygı göstermekle birlikte, bağımsız yargının da gerek evrensel gerekse ulusal hukuk kurallarına uygun karar vermesini umuyor ve bekliyorduk. Emsal kararlara uygun bir karar çıkacağını düşünüyorduk. Ancak daha önce emsal kararlarla örtüşmeyen, son derece farklılık arz eden, ceza hukukunun temel prensipleriyle bağdaşmayan, haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunmayan, sadece haklarında iddianameyle yargılama devam eden milletvekillerinin halkın iradesinin aksine, görevlerini yapabilecek noktadan uzak tutulmaları, Meclisin başlangıçtaki çalışmalarında son derece sıkıntılı bur durumdur. Meclisin böyle bir durumla çalışmaya başlaması, hoş olmadı. Ancak bu, çalışmaların üzerinde gölge düşüren bir karar oldu.'' Köktürk, bir soru üzerine, ''Seçmen oy vererek bu insanları Parlamentoya göndermiş, YSK aday olmalarını engelleyen bir durum olmadığına karar vermiş, haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı yok. Bu insanlar Türkiye ve dünyanın tanıdığı saygın insanlar. Böyle bir karar, hukuk devleti normları açısından çok da kabul edilebilir bir durum değil'' dedi. Bir gazetecinin ''Balbay ve Haberal tutuklu milletvekili mi olacak?'' sorusuna Köktürk, ''Tabii öyle olacak. Milletvekili seçilmelerine engel bir durum olmadığı için kendileri milletvekili. Parlamentoda milletvekili sıfatını kazanmışlar. Benim bildiğim bugüne kadar böyle bir durum yok. Bu ilk'' cevabını verdi. -''HUKUK ZORLANARAK KARAR VERİLDİ''- Hukuk zorlanarak böyle bir karar verildiğini savunan Köktürk, ''Bu durumda yemin edebilecekler mi? Oraya gidip yemin ettirme durumu var mı?'' sorusuna ''Böyle bir şey Parlamentoda şu an için söz konusu değil. Çünkü Genel Kurulda yapılıyor'' karşılığın verdi. Dokunulmazlık konusunun da tartışmalı olduğunu ifade eden Köktürk, Anayasanın 14. maddesinin hukukçular tarafında farklı yorumlandığını söyledi. Köktürk, ''Bu tutuklamaları savunan hukukçuların bir kısmı, 'zaten dokunulmazlığa kavuşamadıkları için tutuklu yargılanmaları gerekir' iddiasında bulunuyor. Ama Anayasanın özü, parlamenter görev yapan insanların bu görevi yaptıkları süre içinde, eğer bu görevlerini yapmalarına engel kesinleşmiş hükümler olmadığı taktirde görevlerini özgürce yapmaları ve bu görevleri bittikten sonra yargılanabilmeleri yönünde olması gerekir. Bu şekilde yorumlamalı. Bu konu tartışmalı'' dedi. Bir gazetecinin ''Balbay ve Haberal, dokunulmaz ama tutuklu mu?'' demesi üzerine ''Evet, aynen bu şekilde...'' diyen Köktürk, pek çok insanın yüz kızartıcı suçtan haklarında iddialar bulunmasına rağmen dokunulmazlıktan yararlandığını, ancak haklarında soyut iddialar bulunan ve kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunmayan, yüz kızartıcı suçlardan suçlanmayan Balbay ve Haberal'ın dokunulmazlığa sahip olmadığını ve tutuklu yargılanabilmelerini söylemenin doğru olmadığını söyledi. Dönem başında böyle bir kararın verilmesinin Parlamentonun bundan sonraki çalışmalarını bu gölge altında sürdürmesine neden olacağını savunan Köktürk, parti yönetim organlarının bu kararı değerlendireceğini kaydetti. -''O PARTİNİN KENDİ MESELESİ...''- TBMM Başkanvekili ve AK Parti Kayseri Milletvekili Sadık Yakut da kaydını yaptırdı. Yakut, TBMM'de kaydını yaptırmaya 16 yaşındaki oğlu Mehmet Oğuzhan ile geldi. Kaydını yaptıran Yakut'a rozetini de oğlu taktı. Yakut, yeni dönemde yeni anayasa çalışmasının yapılacağını belirterek, ''Bu çalışmadaki düşüncemiz; temel hak ve hürriyetleri genişleterek insanımızın daha özgür kılınmasıdır. İnsanımızın her anlamda kendini iyi ifade etme düşüncesine sahip olması temel hedefimizdir'' dedi. Bağımsız milletvekillerinin, Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesinin ardından Meclise gelmeme kararı almasını nasıl değerlendirdiği sorusuna Yakut, ''YSK'nın mesesidir. Bir parti de buna karşı böyle bir karar alıyorsa, o da bu partiyi ilgilendirir. Benim söyleyecek bir sözüm yok'' yanıtını verdi. Yakut, seçilmiş milletvekillerinin Meclise gelmemesini nasıl değerlendirdiği sorusuna ise ''Henüz Meclis açılmadı. Daha açılmadan karşılıklı konuşmalarla değil de birlik ve beraberlik içinde güzel şeyler için biraraya gelmeliyiz. Bu o partinin kendi meselesi...'' dedi. (MEL-ZVR)23.06.2011 16:57:37
<< Önceki Haber Milletvekili Kayıtları Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER