Bebeklerin
kalplerine yaptıkları kritik
ameliyatlarla adından söz ettiren kalp cerrahları, her yıl yüz binlerce çocuğun hayata tutunmasına yardımcı oluyor.
İstanbul Kalp Cerrahisi Vakfı da maddi imkansızlıklar nedeniyle ameliyat olamayan kalp hastalarına
şifa dağıtıyor. Bugüne kadar 10 bin bebeğin minik kalbine dokunan vakfa komşu ülkelerden de hastalar geliyor.
Türkiye her yıl 15 bin bebek
kalp hastası olarak dünyaya geliyor.
Kalp ameliyatı yapılmadığı için bu bebeklerin yüzde 80'i hayatını kaybediyor. Bunun en büyük nedeni ise gerekli
tedavi ortamının sağlanamaması. Çaresiz durumda olan ailelere yardımcı olmak için kurulan İstanbul Kalp Cerrahisi Vakfı, bu güne kadar 10 bin kalp hastası bebeği sağlığına kavuşturdu.
İstanbul Kalp Cerrahisi Vakfı Başkanı Prof. Dr.
Tayyar Sarıoğlu, erişkin yaşlarda görülen kalp ve
damar hastalıklarının çocukluk yaşlarında başladığını aktardı.
Sağlıklı beslenme kültürünün olmamasının İleri yaşlarda
kalp damar hastalıklarına yol açtığını Sarıoğlu, "Spor alışkanlığının öneminin kavranmamış olması. Stresle mücadele etmenin öğrenilmemiş olması ve zararlı alışkanlıkların yol açtığı hastalıklar. Bütün bunlar çocukluk yaşlarında kazanılan davranış bozukluklarıyla yakından ilgili.
Çocuklarımıza düzenli
yaşam tarzını benimsetmezsek ileri yaşlarda kalp hastalıklarına yakalanma riski bulunuyor." dedi.
Türkiye'de her yıl 13-15 bin doğumsal kalp hastası bebeğin dünyaya geldiğini hatırlatan Sarıoğlu, dünyada ise her 100 bebekten 1'inin kalp hastası olarak dünyaya geldiğini dile getirdi. Bu bebeklere zamanında müdahale yapılırsa yüzde 90'nının sağlıklı bir yaşama kavuşabildiğini dile getiren Tayyar Sarıoğlu, "Türkiye'de kalp hastası olan bebeklerin yüzde 80'ni değişik nedenlerden dolayı hayatını kaybediyor. Dünyaya gelişlerinin ilk günlerinde ölüp gidiyor. Türkiye'de böyle bir tablo var." diye konuştu.
HAMİLELER RADYASYONDAN UZAK DURSUN
Anne adaylarına radyasyondan uzak durmaları konusunda uyarıda bulunan Sarıoğlu, "Annenin hamilelik sırasında özellikle ilk 3 ay içerisinde radyasyonla karşılaşması,
röntgen cihazı yada çevresel radyasyonlara maruz kalması bebeğin kalp hastası olarak dünyaya gelmesine neden oluyor. İlk 3 ay içerisinde asla röntgen çekilmemesi gerekir. İllede çekilmesi gerekiyorsa karın bölgesinin korunarak çekilmesi olabilir. Annenin hamilelik sırasında kullandığı bazı ilaçlar. Kalpte bebeğin kalbinde bir
takım anormalliklere yol açabiliyor. Geçirilen viral enfeksiyonlar yine bebekte bazı bozukluklara yol açıyor. Annenin
şeker hastası olması, ailenin diğer fertlerinde doğumsal kalp hastalığının bulunması da risk faktörüdür." ifadesini kullandı.
Kalp kardeşliği projesi hakkında da bilgi veren Sarıoğlu, Türkiye'nin çocuk kalp sağlığı enstitüsü gibi örnek bir kuruma ihtiyacı olduğunu dile getirdi. İstanbul Kalp Cerrahisi Vakfı'na bile çevre ülkelerden hastalar geldiğini aktaran Sarıoğlu sözlerini şöyle tamamladı: "
Irak,
Azerbaycan,
Suriye, Türk ülkeleri,
Ukrayna,
Rusya,
Balkan Ülkeleri,
Libya ve Mısır'dan hastalar gelmektedir. Daha büyük bir merkezler meydana getirebilirsek hem Türkiye hem de çevre ülkelerdeki çocuklara önemli
hizmetler verebilir. Burada yetişen uzmanlar her tarafta bölgesel anlamda hizmet verecektir. Çocuk kalp sağlığı konusunda önemli bir aşama kaydetmiş olacağız. Çalışma grubumuzla birlikte bu güne kadar 10 binden fazla çocuğun kalp ameliyatını gerçekleştirdik."
GÖBEK BAĞI DÜŞMEDEN KALP AMELİYATI OLDU
Doğduğunda kalp rahatsızlığı bulunan Berru Lina Altıparmak da vakfı doktorları tarafından ameliyat edilen bebekler arasında. Henüz 11 günlük olan ve göbek bağı dahi düşmeyen Altıparmak, gerçekleştirilen ameliyatla sağlığına kavuştu. Tayyar Sarıoğlu bebeğin durumunun gayet iyi olduğunu aktardı.