ÖSYM Başkanı
Ali Demir, başörtüsünü
sınav güvenliği için tehdit olarak görmediklerini belirterek, "Eğer bu tür endişeler oluşursa özellikle
parmak izi takibi ya da göz bebeği takibi gibi tedbirlerle sınav güvenliğini sağlayacağımızı garanti edebiliriz." dedi.
Kurumun çalışmalarını anlatmak için
basın toplantısı düzenleyen ÖSYM Başkanı Ali Demir, bir gazetecinin Danıştay'ın
ALES konusunda verdiği kararla ilgili soruya
cevap verdi. Demir, "
Güvenlik önlemleri artırılırken, sınava başörtüsü ile girilmesi nasıl bir sonuç doğurur?"şeklideki soru üzerine, "
Sınavlara yönelik kılavuzlar YÖK tarafından oluşturuluyor. Dolayısı ile söz konusu olayda birinci muhatap YÖK olmuştur. Biz itirazların hazırlanması sürecinde
destek verdik." dedi.
Demir, başörtüsü konusunda hukuka saygılı olduklarını belirterek bunu
tartışma konusu yapmak istemediklerini söyledi. Var oluş sebeplerinin sınavı gerçekleştirmek olduğunu aktaran Ali Demir, "Sınavda adayın en rahat olabildiği şekilde sınava girmesini sağlamaktır bizim görevimiz. O bakımdan sınav güvenliğini zedelemeden bunu en rahat biçimde gerçekleştirmesini istiyoruz." diye konuştu.
"BAŞÖRTÜSÜ SINAV GÜVENLİĞİ İÇİN BİR ENGEL DEĞİL"
Başörtüsünün sınav güvenliği açısından bir engel teşkil ettiğine inanmadığını aktaran Demir, şöyle devam etti: "Eğer bu tür endişeler oluşursa özellikle parmak izi takibi ya da göz bebeği takibi gibi tedbirlerle sınav güvenliğini sağlayacağımızı garanti edebiliriz. Bunun üzerinde de çalışıyoruz. O bakımdan, tanınma için adayın nasıl giyindiğini çok da önemsemiyoruz. Ama adayın tanınmasını birinci planda tuttuğumuzu özellikle belirtmek isterim."
"Sınava girerken adayların küpeleri de alınıyor. Başörtüsü ile girenler için bu mümkün müdür?" şeklindeki soruya Demir, "Ben arkadaşlarıma şunu söyledim: 'Bizim için önemli olan sınavın güvenliğidir, eğer şüphe ederseniz endişe ederseniz
kulaklarını da
kontrol edebilirsiniz, kulak arkasına herhangi bir şeyi gizlemiş mi, hem girişte hem sınav esnasında kontrol edebilirsiniz.' Ancak, net bir şekilde söylüyorum, sınava girmek isteyen tüm adayların sınava girmesini ben ÖSYM başkanı olarak istiyorum." cevabını verdi.
CEVAP KAĞIDINA ULAŞILABİLECEK
Parmak izi ve göz taraması ile ilgili çalışmaların hangi aşamada olduğu konusunda ise Başkan Demir, "Özellikle
bilişim teknolojisi son derece ilerledi ve son derece de
ekonomik-
ucuz hale geldi. Geçirdiğimiz haftaya kadar cevap kağıtlarının görüntülenmesini hayal etmek bile mümkün değildi. Bunu arkadaşların gayretleri ile geliştirdiğimiz
yazılım ile mümkün hale getirdik. Şu anda TUS'tan başlamak üzere, daha sonra yaptığımız sınavlarda ve bundan sonraki yaptığımız sınavlarda cevap kağıtlarına erişim sağlanacak." şeklinde konuştu.
Parmak izi teknolojisinin de son derece geliştiğine işaret eden Demir, bu konuda bir fizibilite çalışması yaptırdıklarını aktardı. Demir, "Bu sınav binalarına girişte de olabilir, sınav esnasında da olabilir. Elektronik olarak adayların parmak izlerinin okunması ve adayın gerçekten kendisi olduğunun teyidi ile sınava devam etmesinin sağlanması. Bunu önümüzdeki 6 ay içinde mümkün olmayabilir ama 6 ayın ötesindeki bir zaman sürecinde kısmen denemelerle başlayabileceğimize inanıyorum." dedi.
"PARMAK İZİ OKUMA RAKAMLARI ABARTILI"
Projenin maliyetinin ne kadar olduğu ile ilgili sorular üzerine Demir, parmak izi
okuma teknolojisi konusunda yapılan fizibilite raporunda ortaya çıkan rakamın abartılı geldiğini belirterek, rakam vermeyeceğini dile getirdi. Ancak bunun ÖSYM için erişilemez rakamlar olmadığını aktaran Demir, "ÖSYM'nin bugüne kadarki birikimleri ile pek çok teknolojik yatırımı yapabilecek gücü var." dedi.
Demir, asaleten atamasının henüz yapılmadığının hatırlatılması üzerine, "Atama süreci YÖK Başkanı'nın takdiri. Bana iletilen görevlendirme yazısında herhangi bir süre söz konusu değildi." ifadesini kullandı.
TBMM'de ÖSYM'nin kuruluş yasasının gündemde olduğunu hatırlatan Demir, "Bu gerçekleştiğinde zaten yeniden farklı bir atama süreci yaşanacak." dedi.
Demir başka bir soru üzerine göreve geldiklerinde YÖK Denetleme Kurulu raporuna dayanılarak müdür seviyesindeki kişilerin görevden el çektirildiğini hatırlattı. Kurum içinde ilave görevden el çektirme diye bir şeyin ise söz konusu olmadığını vurgulayan Demir, "Bilgi işlemde görevli olan birkaç arkadaşımız yıllık izinlerini kullanmak istediler." dedi.