Sema
Kaplan - Ayhan Mergen -
Diyarbakır,
Siirt ve
Mardin'deki
sivil toplum kuruluşları
terör örgütü
PKK'nın öğretmenleri
kaçırmasını kınadı.
Eğitim-Bir-Sen' class='textetiket' title='Eğitim Bir-Sen haberleri'>Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
bölge halkı olarak eğitimi aksatmak için uzanan ellere
prim vermeyeceklerini söyledi. Memiş, öğretmenlerin mesleğe başlarken bir kez ettikleri
yemine sonuna kadar sadık kaldığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
''
Öğretmenler eğitime yönelik sorunların üstesinden gelmeye çalışırken son zamanlarda bir de
terör örgütü PKK'nın zorbalıkları ile uğraşmak durumunda kalıyor. Öğretmenlerin kaçırılmasında asıl
hedef bölge halkını eğitimsiz bırakmak, öğretmenler arasında
kaos ortamı yaratmaktır. Öğretmenlerin okula gitmelerini engelleyerek bölge halkının cahil kalmasını istiyorlar. Bilmelidirler ki öğretmenler göreve başlarken bir kez yemin ederler ve sonuna kadar bu yeminlerine sadık kalırlar. Biz öğretmenler, dağın başında da olsak canımız pahasına çocuklarımızın eğitimlerini düşünmeye devam edeceğiz. Terör örgütü PKK öğretmenleri kaçırarak kendi ayağına kurşun sıkmıştır. Terör örgütünün bu eylemleri düşündürücüdür. Örgüt bir yandan sözde
özgürlük vaat ettiğini söylüyor, bir yandan da halka eğitim veren, halkı özgürleştirmeye çalışan geleceğe hazırlayan öğretmenleri kaçırmaya çalışıyor. Biz bölge halkı olarak bunların karşısında olmaya devam edeceğiz. Bölgedeki tüm sivil toplum kuruluşlarının da inisiyatif alarak eğitim camiasına uzanan bu kirli ellerin engellenmesi için girişimlerde bulunmasını bekliyoruz. Bu öğretmenlerimizi örgütün elinden kurtarmak amacıyla bölgedeki sivil toplum kuruluşları olarak seferber olacağız''.
Diyarbakır
Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Alican Ebedinoğlu, bölgede yaklaşık 30 yıldan bu yana bir çatışma ortamı yaşandığını ifade ederek, dünyanın hiçbir yerinde sivillere yönelik eylemlerin kabul edilmesinin söz konusu olamayacağını söyledi.
Ebedinoğlu, sivillerin öldürülmesi ve sivillere yönelik eylemleri doğru bulmadıklarını vurgulayarak, çatışmalarda sivillerin hayatını kaybetmesi ve öğretmenlerin kaçırılmasının vicdan sahibi hiç kimsenin kabul etmesinin mümkün olmadığını belirtti.
BDP'nin 1 Ekim'de Meclis'te yemin etmek konusunda aldığı kararın önemli olduğuna dikkati çeken Ebedinoğlu, ''BDP'nin dün aldığı karar son derece önemli. İnanıyorum ki bu karar Türkiye'de birçok kesimin yüreğine su serpti. BDP'nin Meclis'e gitmesi ve bu sorunun çözümü noktasında inisiyatif alması gerekiyor. Terör örgütü PKK'nın da BDP'ye inisiyatif vermesi gerekiyor. Legal anlamda da olsa burada BDP'nin arkalarında bir desteği var. 90'lı yıllarda da bölgede sivil vatandaşlar çok zarar gördü. Bölge halkı aynı günlere geri dönülmesinin söz konusu olacağını düşünmüyor. Ancak bu eylemler artarsa bölge halkının ortak bir tepkisinin oluşacağına inanıyorum. Şu anda bu durumdan rahatsız olan kesimler seslerini yükseltmeye başladılar'' dedi.
-''BÖLGEDE EĞİTİMDE SAĞLANAN GELİŞMELERDEN RAHATSIZLIK DUYUYORLAR''-
Eğitim Bir-Sen Siirt Şube Başkanı
Adil Doğrusever de öğretmenlere yönelik saldırıların bölge halkını karalığa mahkum etmeye yönelik olduğunu söyledi.
Bölgenin yıllardan bu yana eğitimsizlik ve cehaletten dolayı sıkıntı yaşadığını ifade eden Doğrusever, son yıllarda hem Siirt hem de bölge genelinde eğitim alanında sağlanan gelişmelerden birilerinin rahatsızlık duyduğunu belirtti.
Doğrusever, bölgede üniversite sınavlarında öğrencilerin aldıkları derecelerin bunun en iyi göstergesi olduğunu ifade ederek, ''Durum böyleyken son zamanlarda bölgede meydana gelen öğretmen kaçırma olaylarını kabul etmek mümkün değil. Bölgede eğitim alanında sağlanan gelişmelerden rahatsızlık duyuyorlar. Öğretmenlere yönelik saldırılar bölge insanını karanlığa mahkum etmeye yönelik. Bölge insanına aydınlık bir gelecek oluşturmaktan başka hiç bir gayeleri olmayan öğretmenlerin kaçırılmalarını tasvip etmek mümkün değil. Bu olaylara bir an önce son verilmesini ve kaçırılan eğitimcilerimizin bir an önce serbest bırakılmalarını istiyoruz'' dedi.
-''BÖLGEDE SÜKUNETE İHTİYAÇ VAR''-
Siirt
Baro Başkanı Mehmet
Cemal Acar ise kutsal bir hak olan eğitim hakkının bir insanın sahip olduğu olmazsa olmaz haklardan olduğunu ifade ederek, bunu kimsenin engelleyemeyeceğini, bunun öğretmenlerin kaçırılması yoluyla engellenmek istenmesinin kabul edilemez olduğunu, sebep ne olursa olsun hiç kimsenin bu hakkı engellemeye kalkışmaması gerektiğini söyledi.
Bu tür eylemlerden bir sonuç alınmasının beklenmemesi gerektiğini kaydeden Acar, ''Aksine bu tür olaylar süreci baltalıyor, derinleştiriyor ve çözüme ulaşmayı engelliyor. Bu nedenle bu eylemlerin bir an önce sona erdirilmesini istiyoruz'' şeklinde konuştu.
Mardin
Baro Başkanı Azad
Yıldırım da bölgede kalıcı bir barışın sağlanmasından yana olduklarını, bu tür çatışmalı ortamın ülkede yaşayan tüm kesimlere ciddi zarar verdiğini belirtti.
Sivillere yönelik her türlü eylemin bir an önce durdurulması gerektiğini ifade eden Yıldırım, şöyle dedi:
''Asıl olan bu çatışmalı ortamın bir an önce sona erdirilip özellikle sivil insanlara yönelik eylemlerin bir an önce durdurulmasıdır. Sivil insanların kaçırılmasını tasvip etmiyoruz. Bölgede genel olarak bir sükunete ihtiyaç var. Bu sükunet ortamının sağlanması her şeyden daha önemli. Öncelikli olan tekrar eski çatışmalı günlere dönmek değil, barışı bir an önce sağlayıp bununla beraber tüm sorunların çözümünü sağlamaktır. Çatışmalar, bombalar ve operasyonlar olurken diğer yandan
ekonomik ve sosyal hayatın normale dönmesi mümkün değil. Bu nedenle asıl olan kalıcı barışın sağlanması. Barışçıl çabalar arttıkça hem bölge kalkınır hem de insanlar rahatlar. Aksi taktirde çatışmalı ortam tüm ülkeyi geriye götürür.''
(MER-SMA-EK-SA)29.09.2011 16:43:34