Duygu Can - İlk kez 6 yaşında ata binmeye başlayan ve 31 yıldır bu tutkusundan bütün engel ve maddi imkansızlıklara rağmen vazgeçmeyen Zülfiye Bulut Şimşek, kadın jokey olarak erkek rakipleriyle birlikte ter döküyor.
37 yaşındaki Zülfiye Bulut Şimşek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, atlara karşı sevgisinin Bulgaristan'daki köylerinde atlarla
tarla sürerken başladığını söyledi.
İlk kez 6 yaşında babasının kendisini ata bindirdiğini belirten Şimşek, bu tanışmanın ardından arkadaşlarının
oyuncak bebeklerle oynamayı, kendisinin de ahırda atların yelelerini fırçalamayı
tercih ettiğini dile getirdi.
Şimşek,
küçük bir çocuk olmasına rağmen dedesinin çiftliğindeki bütün atların bakımını kendisinin üstlendiğini ifade ederek, şunları söyledi:
''Ellerimle beslediğim atların tımarını da ben yapıyordum, ahırı da ben temizliyordum. Ablam ve kardeşim ise gezintinin dışında atların yanına yaklaşmıyordu. Babam, benim atlara olan sevgimi fark etti ve bana 12 yaşında 'Darling' adında bir
İngiliz atı
hediye etti. Darling benim bütün dünyam oldu. Artık benim için at üzerinde koşturmak dünyadaki en güzel şey haline geldi. Kendi çalışmalarımın yanı sıra babam eski bir jokeyden de eğitim almamı sağladı. Böylece Darling ile katıldığım bütün köy
yarışlarında derece aldım.''
-''ATIMDAN AYRILMAK ÖLÜM KADAR ACIYDI''-
Bulgaristan'dan 1989 yılında Türkiye'ye göç etmek zorunda kaldıklarını bildiren Şimşek, evlerinden ve topraklarından ayrılmalarının yanı sıra Darling ile de vedalaşmak zorunda kaldıklarını, bunun kendisi ve ailesine
ölüm kadar acı geldiğini anlattı.
Şimşek, köyü terk etmelerinden önceki gece ahırda Darling ile beraber uyuduğunu kaydederek, ''Bu
ayrılık bana çok acı geldi. Darling'in her şeyi ile ben ilgilenirdim, her şeyimi onunla paylaşırdım. O benim en iyi arkadaşımdı. Türkiye'ye geldikten sonra atımı sürekli rüyalarımda gördüm ve çok ağladım'' dedi.
Bulgaristan'da
hobi olarak ata binerken, Türkiye'de bunu meslek edinmeye karar verdiğini dile getiren Zülfiye Bulut Şimşek, şöyle konuştu:
''Yine babamın destekleriyle
lisans almak için İstanbul'da sınavlara girdim.
Sınav başvurusu yaptığımda herkes çok şaşırdı. 'Bu erkek mesleğidir.
Kadından jokey mi olur?' diyerek, yadırgadılar, umutsuz baktılar. Sadece sınava katılıp katılamayacağımı görüşmek için özel bir toplantı bile düzenlendi. Bu toplantıdan lisans sınavına girebileceğim sonucu çıktı. Büyük bir başarıyla da sınavı kazandım. Türkiye'ye göç ettikten sonra ailem Bursa'ya yerleşmişti. Ben de sınavın ardından Bursa'ya döndüm. Babam seyislik yaptı ben de idman jokeyliğine başladım.''
-''KADIN OLARAK YARIŞMAK HİÇ KOLAY OLMADI''-
Zülfiye Bulut Şimşek, erkekler dünyasında bir kadın olarak yarışmanın kolay olmadığını, ilk zamanlarda erkeklerle birlikte piste çıktığında seyirciler arasında dahi kadınların bulunmadığını söyledi.
''Hiç kutlayan,
tebrik eden olmuyordu. Hep eleştiriliyordum. Bakışlar da ayrı bir rahatsızlık veriyordu. Hep, 'Ne işin var, git evine' deniliyordu'' diyen Şimşek, bu nedenlerle birçok kez karamsarlığa kapılıp pes etmeyi düşündüğünü, ancak her seferinde atların sevgisinin ağır bastığını söyledi.
Zülfiye Bulut Şimşek, hiçbir zaman şansı yüksek atlara binmediğini, buna rağmen 22 yıllık profesyonellik döneminde çok sayıda küçük çaplı başarıya
imza attığını, bunun tek nedeninin at sahiplerinin kadın jokeylere olan güven eksikliği olduğunu ifade etti.
Şimşek, at sevgisinin kendisi için ayrı bir tutku olduğunu belirterek, 2001 yılında tanıştığı eşi Ahmet Şimşek'in evlilik teklifini kabul etmeden önce ''Eğer atlarla
arama gireceksen bu iş olmaz'' diyerek rest çektiğini anlattı.
8 yaşında Yeliz adında bir kızının olduğu ifade eden Şimşek, şöyle devam etti:
''Her sabah saat 05.30'da atları çalıştırmak üzere hipodroma gidiyorum. Bu evli ve çocuklu bir kadın için hiç kolay değil. Ancak bu fedakarlığı çalıştırdığım atlar anlıyor. Atlarla her zaman uzun uzun konuşurum. Her şeyi anlıyorlar ve beni de tanıyorlar. Atları küçük çocuklara benzetiyorum. İlginin gönülden olduğunu anladıklarında inanılmaz bir bağ kuruyorlar. Ancak bunu çok az sayıda at sahibi anlıyor. Bunlardan birisi de Türkiye'nin en fazla yarış atına sahip isimlerinden
Ramazan Kaya'dır. Bütün önyargılara karşı Ramazan Kaya bana şans veriyor. Kendisine teşekkür ediyorum.''
-''PARASIZLIKTAN YARIŞ FORMAMI BİLE KENDİM DİKİYORUM''-
Zülfiye Bulut Şimşek, hiçbir zaman erkek meslektaşları kadar bu işten para kazanamadığını, parasızlıktan dolayı yarışlara katıldığı formayı bile kendisinin diktiğini anlattı.
At sahiplerinden kadınlara daha fazla güvenmelerini isteyen Şimşek, şöyle dedi:
''Bu mesleği çok büyük zorluklarla yapıyorum. Bu işi yapmamın tek nedeni at sevgisidir.
Erkek arkadaşlar kadar kazanmadığım halde bırakamıyorum. Atları çok seviyorum. Zaten bu iş, sevilmeden yapılmaz. At sahipleri ve antrenörlerden biraz şans istiyorum. Şans verildikçe başarılamayacak hiçbir engel yoktur. Kendime güveniyorum. Şans verildikçe ve kadınlar kupaları kaldırdıkça kadın jokeylerin sayısı da artacaktır. İnşallah bundan sonra daha fazla şans bulurum. Ne kadar çok at binersek o kadar başarılı olabiliriz. Bundan sonra da imkan verilirse yarışlarda at binmeye ve elimden geleni yapmaya devam edeceğim.''
(DUY-ZVR)28.09.2011 11:37:10