2011 – Psikolog Nagihan Akarsu, okula yeni başlayacak çocuklara okul ortamının övücü cümleler ile anlatılması gerektiğini söyledi.
Akarsu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni okul hayatına başlayacak çocukların bu sürece hazırlanmasında velilerin iyi bir anlatıcı olması gerektiğini söyledi.
Anne ve
babalardan ayrılma korkusu yaşayan çocuklara uygun bir dille okulun öneminin anlatılması gerektiğini dile getiren Akarsu, şunları kaydetti:
''
Okula yeni başlayan çocuklarda en fazla karşılaştığımız şey okul fobisidir. Kurallı ve farklı bir ortamla karşılaşacakları için okula gitmek istemezler. Anne ve babadan ayrılma korkusu yaşarlar. Tekrar eve dönüldüğünde anne ve baba olmayacak düşüncesi ya da korkusu olur. Bu dönemi daha rahat atlatmak için anne ve babaların çocuklarını uygun bir şekilde okula hazırlaması gerekir. Okula yeni başlayan çocuklara okul ortamı övücü cümleler ile anlatılmalı. Okul açılmadan önce çocuk okul bahçesine götürülüp öğretmeni ile tanıştırılabilir.''
Okul öncesinde büyüklerin çocuklara
okuma ve yazma öğreterek kötülük yaptığını da vurgulayan Akarsu, şöyle devam etti:
''Velilerin en büyük yaptığı hatalardan birisi çocuklarına okuma ve yazma öğretmeleridir. İyilik yaptıklarını düşünen büyükler, çocuklarına kötülük yapmış oluyor. Çünkü çocuklar okula başladıklarında 'ben bunları biliyorum' diyerek okulu istemeyebiliyor. Bununla birlikte anne ve babaların öğrettikleri öğretmenlerin anlatım şekline uymayabilir. Bundan dolayı da çocuk bocalama yaşıyor. Bunları kenara bırakarak sadece okul öncesinde çizgi çalışmaları veya eğitici farklı metotlar gibi oyunlar ile
hazırlık yapılabilir. Çocuğun daha önce
kreş deneyimi var ise uyum sağlama süreci daha kolay olacaktır. Okula başladıktan sonra anne ve babalar ödevin yapılması konusunda çocuklardan daha fazla sorumluluk sahibi oluyor. Hatta ödevlerini çocuklarına yaptırmayıp, kendileri yapıyor. Bu şekilde de çocuklar sorumluluk sahibi olamazken öğrenemiyorlar. Özellikle okula yeni başlayan çocukların oturma salonlarında gözetim altında ödevlerinin yapılması sağlanmalıdır. Okuldan yeni gelen çocuğa hemen
ders yapması konusunda
baskı yapılmamalıdır. 'Dersin yok mu? Dersini yap!' gibi yargılamalar da çocuğun ders yapma isteğini ortadan kaldırır. Bu yüzden çocuklara 'çizgi filmini izledikten sonra dersini yapacaksın, değil mi?' gibi cümlelerle daha olumlu yaklaşımlar sergilenmelidir.''
''Öğretmenler okulun güvenli bir ortam olduğunu söylemeli'' diyen Akarsu, kuralların somut ve iyi şekilde anlatılarak çocuğun okula adaptesinin sağlaması gerektiğini söyledi.
Sessiz ve sakin çocukların başarısız olduğunu ifade eden Akarsu, ''Sınıfta suskun çocuklar olabilir. Öğretmenler tarafından oyunlar ile kendisinin açılması sağlanabilir. Genellikle hırçın ve yaramaz çocuklar sorunluymuş gibi görünür. Ancak sessiz ve sakin çocuklar daha fazla başarısız olabiliyor'' diye konuştu.
İlkokul 1. sınıfların bir hafta önceden okula başlamasının okula alışması için çok faydalı bir
sistem olduğunu da ifade eden Akarsu, şunları belirtti:
''İlkokul 1. sınıfa başlayan öğrencilerin diğer öğrencilerden bir hafta önce okula başlamaları çocuklar açısından çok faydalı oluyor. Çünkü büyük çocuklar ile bir anda aynı ortamda olması
küçük çocuk için ürkütücü olabiliyor. Aynı zamanda farklı problemlerin yenilmesi için, anne ve babaların da beraberinde gelebilmesi açısından önemli. Bu anlamda bu eğitim sisteminin yeni okula başlayan çocuklar için büyük bir adım olduğunu düşünüyorum.''
(EYP-DLK-ST)08.09.2011 15:19:33