Dilek Akın -
Milli Eğitim Bakanlığı Kız Teknik Öğretim Genel Müdürü Emine
Kıraç,
Türkiye genelinde sayıları 15'e ulaşan olgunlaşma enstitülerinin
Osmanlı'dan günümüze uzanan Türk
giyim kültürüne ışık tuttuğunu belirterek, ''Enstitülerimizde Osmanlı saray giysilerinin birebir örneklerini yansıtan binlerce giysilik koleksiyonumuz var. Elimizdeki bu zenginliğe rağmen özel bir televizyon kanalında yayınlanan dizide saray kadınlarının giysilerindeki dekoltenin abartılması tarihimizle bağdaşmıyor'' dedi.
Kıraç, Olgunlaşma Enstitüsü'ndeki bir programa katılmak üzere geldiği
Adana'da, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Büyük
Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, 1920'li yıllarda, Türk kadınının giyim kültürüne katkı sunmak ve Türk giyim kültürünün gelecek kuşaklara taşınması amacıyla kurduğu olgunlaşma enstitülerinin önemli sorumluluğunun bulunduğunu bildirdi.
Olgunlaşma enstitülerinin Osmanlıdan günümüze uzanan Türk giyim kültürüne ışık tuttuğunu vurgulayan Kıraç, ''Türkiye genelindeki 15 enstitümüzde, Osmanlı saray giysilerinin birebir örneklerini yansıtan binlerce giysilik koleksiyonumuz var. Osmanlı sarayında yasayan kadınlar giyimlerine son derece özen gösterirdi, giysilerinin kumaşları birinci kalitedendi. Onların kalite arayışları bu dönemde dokumacılığın gelişmesine de önemli katkı sunmuştur'' dedi.
Kıraç, enstitülerdeki koleksiyonun her geçen gün daha da zenginleştiğini, bu koleksiyonlarda saray kıyafetlerinin birebir modellerinin yansıtıldığını ifade ederek, ''Elimizdeki bu zenginliğe rağmen özel bir televizyon kanalında yayınlanan dizide saray kadınlarının giysilerindeki dekoltenin abartılması tarihimizle bağdaşmıyor'' diye konuştu.
Yayınlandığı günden itibaren eleştiriler de alan ancak, büyük ilgi gören ''
Muhteşem Yüzyıl'' dizisini kendisinin de severek izlediğini, 8 yaşındaki torununun bile bu dizinin adeta müptelası olduğunu anlatan Kıraç, ''Bu dizi, Osmanlı'nın ihtişamını, dünyaya hükmetmesini anlatması açısından son derece anlamlı. Başka ülkeler tarihlerindeki başarılarını abartarak gündeme getirmelerine rağmen bugüne kadar biz aynı duyarlılığı göstermemiştik. Bu diziyi bu açıdan destekliyorum. Ancak, kendi uzmanlık alanım olması nedeniyle saray kadınlarının kıyafetleri gerçeği ile oldukça zıt'' dedi.
Kıraç, ''Muhteşem Yüzyıl' dizisine olan ilginin Osmanlı giysileri ve takılarının bir anda moda olmasını sağladığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Böylesine ilgi gören bir dizide gönül isterdi ki Osmanlı kadınının giyim kültürünü birebir örnekleriyle tanıtalım. Çünkü, dizide başta
Hürrem Sultan olmak üzere saray kadınlarının giydiği kıyafetlerde dekolte çok abartılmış. Oysa, bizim Osmanlı padişahlarımız muhafazakar insanlardı. Bu nedenle, bu kadar derin göğüs dekoltesine izin vermeleri de mümkün değildi. Bunun yanı sıra kumaşlar da dönemi yansıtmıyor. Çoğunlukla şifon ağırlıklı olan giysiler yerine işlemeli, nakışlı, Türk el sanatlarını yansıtan giysiler kullanılmalıydı. Yapımcı
firma talep ederse elimizdeki binlerce giysiden oluşan koleksiyonla bu güzel diziye katkı sunmak isteriz. Talep gelirse Osmanlı giyim kültürünün doğru olarak tanıtımına katkı sunmak için elimizden geleni yaparız.''
Kıraç, özellikle Hürrem Sultan'ın göğüs dekoltesinin dikkat
çekici olduğunu belirterek, ''Hürrem Sultan'ın giysisinin birebir kopyası da
Ankara Olgunlaşma Enstitümüzde var. İsterlerse bu giysiyi kullanıma verir, daha sonra tekrar koleksiyonumuzdaki yerine koyarız, ya da birebir aynısını yeniden yapabiliriz'' dedi.
-MODA TASARIMI VE KONFEKSİYON-
Kıraç, Türkiye'nin önemli bir
ihraç ürünü olan
tekstil sektöründe kalifiye
eleman yetişmediğini, özellikle moda
tasarımı ve konfeksiyonda büyük ihtiyaç bulunduğunu belirterek, ''
Çocuk gelişimi branşında aşırı yığılma olmasına rağmen moda tasarım ve
hazır giyim sektörü istihdam edecek eleman bulamıyor. Bu nedenle, aileleri, çocuklarının meslek seçiminde bu alana yönlendirmelerini bekliyoruz'' diye konuştu.
Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğüne bağlı faaliyet gösteren olgunlaşma enstitülerinde sektörün ihtiyaç duyduğu kalifiye elemanların yetişmesi konusunda büyük çaba harcandığını ifade eden Kıraç, şunları söyledi:
''Bu amaçla öncelikle eğitimcileri eğitiyoruz. Bu kapsamda,
yurt içi ve yurt dışında tanınan modacımız Ahmet Özceyhan'la eğitim programı düzenledik. Hocamızın bu konuda
özel sektör deneyimi var, müşteri deneyimi var, yurt dışı ile bağlantıları var. Bu tecrübeyi öğretmenlerimizle paylaşıyor. Öğretmenlerimiz de hocamızdan öğrendiklerini kendi öğrencileriyle paylaşacak.
-OLGUNLAŞMA ENSTİTÜLERİNE MESLEK YÜKSEK OKULU STATÜSÜ-
Kıraç, enstitü adıyla açılan Olgunlaşma Enstitülerinin ilk kez
Meslek Yüksekokulu statüsüne kavuşturulmaya başlandığını,
pilot uygulamanın Ankara,
Bursa, Adana ve Trabzon'da gerçekleşeceğini belirterek, şöyle devam etti:
''Bu kapsamda, eğitim müfredatında, meslek yüksek okuluna uygun programlar hazırladı. Yüksek Öğretim Kurumu ile de
protokol yaptık. Meslek yüksek okulu onayı çıktı. Burada uygulamalı meslek eğitimi yaptıracağız. Genel bilgi dersleri uzaktan eğitimle olacak. İlk etapta Çocuk Gelişimi, Radyo
Televizyon ve Grafik Tasarım branşlarında meslek yüksek okulu diploması verilecek. Daha sonra diğer branşlarda da aynı uygulamaya geçilecek. Bu uygulamayla, mesleki anlamda çok iyi yetişmiş gençlerimiz
mezun olacaklar. Yine bu uygulamayla öğrencilerimiz bir yandan eğitim yapacaklar bir yandan sanatsal çalışmalarda bulunacaklar. Oysa, daha önce, liseyi bitirdikten sonra enstitülerimize gelen gençlerimize diploma veremiyorduk.''
Kıraç, uygulamanın 2011-2012 eğitim
öğretim yılında başlanacağını ve 4 enstitüde, üç branşta öğrenci kabul edilebileceğini sözlerine ekledi.
(DLK-ERS-OSM)08.07.2011 09:53:29