Kayseri'de ciddi bir sorun olmaya başlayan
sezaryen doğumları masaya yatırılıyor. İl
Sağlık Müdürlüğü, sezaryen doğum sayısını azaltma adına başlattığı çalışmada başarılı oldu, ancak istediği oranlara düşüremedi.
Bu konuda çalışmalarını sürdüren müdürlük, sezaryen doğum
tercihinin ailelerden kaynaklandığını, yani sosyal endikasyon olduğunu belirledi. Tıbbi gerekçeyle sezaryen yapılmadığı, anne ve babanın isteğine göre, özel
araç plakası ve
telefon numarası alır gibi özel doğum tarihleri siparişlerinin hastanelere verildiği ortaya çıktı.
İl Sağlık Müdürü Dr.
Kadir Çetinkara, bakanlığın,
Türkiye genelinde sezaryen doğum oranını düşürmeye çalıştığını ve bunun hem anne hem çocuk sağlığı için önem arz ettiğini ifade etti. Çetinkara, bu konuda Kayseri'de de sezaryenle doğum oranının fazla olduğunu ve dünya standartlarındaki seviyeye çekilmesi gerektiğini belirtti. Dr. Kadir Çetinkara, sezaryen doğum sayısını azaltma adına özel ve kamu hastaneleri ile görüşme yaptıklarını ve birçok kez toplantılarda bir araya geldiklerini belirtti.
Çetinkara, en son şehirdeki 14 özel hastanenin mesul müdürleri, müdürlüklerine bağlı özel
sektör hizmetleriyle alakalı birimlerde görev yapan şube müdürü ve müdür yardımcılarıyla toplantı yaptıklarını belirtti. Sağlık sektöründeki hizmet konusunda birçok konuyu bu toplantıda masaya yatırdıklarını aktaran Çetinkara, bunların arasında sezaryen doğum sayısının azaltılması konusunun da yer aldığını belirtti. Çetinkara, toplantının içeriği ile ilgili şu bilgileri verdi:
"Sektörün sorunları, kısa ve orta vadede
özel sektör yatırımları ile ilgili planlamalar karşılıklı değerlendirilmiştir. Şehrin ve bölgenin lokomotif sektörü olan Kayseri'deki
sağlık hizmetleri 'daha iyi nasıl sunulabilir, daha iyi nasıl koordine edilebilir ve ayrıca sağlık turizminde Kayseri'nin yeri nerede olmalıdır' gibi konular görüşüldü. İlimizdeki sezaryen oranlarının daha düşürülmesi için kadın doğum hizmeti veren hastanelerle ortak eğitim çalışmaları, halkı bilinçlendirme adına diğer projeler görüşüldü."
Dr. Kadir Çetinkara, yataklı
tedavi kurumlarındaki
doğum oranları ile ilgili şu bilgileri verdi: "
Kamuya ait 9 hastanemizde, 2010 yılında toplam 7 bin 180 doğum oldu. Normal doğum sayısı 4 bin 355. Yani yüzde 60.7 düzeyinde. 23 doğuma müdahale edildi. Sezaryen doğum sayısı ise 2 bin 802 olarak gerçekleşti. Bu oran ise yüzde 39. Özel sektörde ise durum çok kötü. 13 hastanemizde gerçekleşen doğum sayısı 16 bin 488. Normal doğum 5 bin 751. Yani yüzde 34 normal doğum.
Müdahale edilen doğum sayısı 30. Bu oran ise yüzde 0.2 düzeyinde. Ama sezaryen doğum sayısı 10 bin 707. Yani doğumların yüzde 64.9'u sezaryen. Bu rakamlar çok yüksek ve daha aşağı çekilmesi gerekmektedir."
Çetinkara, Kayseri genelindeki 2010 yılı toplam doğum istatistiklerinin de sezaryen doğumun yüzde 57 olduğunu belirtti. Normal doğum ise yüzde 42 seviyesinde. Kayseri'de geçen yıl dünyaya gözünü açan 23 bin 668 bebekten 13 bin 509'u sezaryenle anne karnından alındı.
Dr. Kadir Çetinkara, bu istatistiki bilgiler ışığında yapılan görüşmelerde, doğumların tıbbi gerekçeyle değil, sosyal endikasyon sonucunda sezaryen tercihi yapıldığını aktardı. Yapılan araştırmalarda ilginç detayların ortaya çıktığını ifade eden Çetinkara, şöyle devam etti: "Biz bu doğumlarla ilgili araştırma yaptık. Tıbbi gerekçe olmadığı sürece, anne veya bebeğin hayati tehlikesi olmadıkça sezaryen doğum tercih edilmez, yapılmaz. Acaba bu doğumlarda tıbbi sorunlar mı var diyerek yola çıktık. Ama sezaryen doğumların yüzde 50 gibi yüksek bir oranının, ailelerin istekleriyle yapıldığı ortaya çıktı.
Anneler, babalar, bebekleri için özel doğum tarihleri olması adına bu kararı aldıklarını öğrendik. Araçlar için özel plaka, telefon numaraları için özel numara alan insanlarımız maalesef çocukları içinde özel doğum tarihleri belirliyorlar. Aslında bu karar çocuklarının hayatlarını tehlikeye atmadır. Çünkü,
gebelik süresi bellidir ve 9 ay 10 gündür. Bu süreden önce tıbbi bir gerekçe olmadan meydana gelecek doğum bebek için tehlikelidir.
Bebekler anne karnında iken en son olarak akciğerleri gelişir.
Akciğer gelişimi de çok önemlidir. Eğer
erken doğum olursa bebekleri küvezlere koyuyor ve akciğer gelişimi için ilaç kullanıyoruz. Bu durumda bebekler için sağlıklı olmayabiliyor. Yine bebek doğum sonrasında anne sütünü alması gerekir. Bunu sezaryen doğumda geç almasından dolayı sorun oluşturuyor."
Annelere çağrıda bulunan Dr. Kadir Çetinkara, doğum sancısı çekmeme adına alınan sezaryen doğum kararının yanlış olduğunu anlattı. Çetinkara, 6-7 saat doğum sancısı sırasındaki ağrıların, 15 dakika süren sezaryen doğumu sonrasındaki acıdan daha az olduğuna işaret etti. Çetinkara, doktorların da 6-7 saat doğum sancısını beklemelerini, 15 dakikada halledilen sezaryen doğumdan hem anne hem de
bebek sağlığı için kaçarak, annelere normal doğumu
tavsiye etmelerinin önerdi.