İnternet Kurulu ve
Teknoloji Bilgilendirme Platformu Başkanı
Serhat Özeren, baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılmasının mümkün olmadığını söyledi.
İnternet Kurulu ve Teknoloji Bilgilendirme Platformu Başkanı Serhat Özeren, düşman işgalinden kurtuluşunun 93'üncü yıl dönümü törenleri ve Güvenli İnternet Çağrı Merkezi 4445446'nın açılışına katılmak üzere bulunduğu Erzincan'da,
Danıştay'ın baz istasyonlarının şehir dışına taşınması ile ilgili vermiş olduğu karara açıklık getirdi. Özeren, Danıştay'ın verdiği kararın Bilgi Teknoloji İletişim Kurumu'nun baz istasyonu kuruluşu ile ilgili yönetmeliğinin iptali olduğunu belirtti.
Burada bir
takım yanlış anlamalar olduğunu belirten Özeren, "Şehir içerisinde baz istasyonu kuruluşu, şu anda iptal edildiği için bütün baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılacağı beklentisi var. Danıştay, aslında bunu söylemiyor. Danıştay, şu anda teknolojinin gerekliliğine dönük olarak, yönetmeliğin tekrar revize edilip yapılmasını istiyor. Bu konuda Bilgi Teknoloji İletişim Kurumu yeniden tekrar bir yönetmelik hazırlıyor. Zaten şehir dışına çıkartmak diye bir yapı mümkün değil." dedi.
Özeren, dünyada hiçbir ülkede baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılmadığını ifade etti. Baz istasyonlarının teknolojik yapısına bakıldığında, hücresel bir sistemden oluştuğunu ifade eden Özeren, "Dünya'da hiçbir ülkede, hiçbir şehirde, bunun altını çiziyorum, özellikle bizim coğrafyamıza benzer ülkelerde, çok ufak şehirleri saymıyorum, yani 300 kişilik, 400 kişilik kasabaları saymıyorum,
metropol şehirlerin hiçbir tanesinde baz istasyonu şehir dışına çıkartılmış bir örnek yok. Dünyada böyle bir örnek yok. Bir tane böyle bir örnek varsa seve seve bu işin ilki de Türkiye'de olsun. Ama böyle bir yöntem yok." diye konuştu.
"BAZ İSTASYONU OLMADAN HABERLEŞME MÜMKÜN DEĞİLDİR"
Baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılmasının
haberleşme kısıntılarını ve sıkıntılarını da beraberinde getireceğini vurgulayan Serhat Özeren, "
Baz istasyonu olmadan haberleşme mümkün değil. Şuna dikkat etmek lazım, eğer o bölgelerden baz istasyonu söküldüğü zaman vatandaşlarımız balkonlardan veya binanın belirli yerlerine giderek çok düşük seviyelerde, sinyallerle haberleşmeye çalışıyorlar. İşte o zaman cep telefonu bir baz istasyonu gibi çalışmaya başlıyor. Bakın baz istasyonlarından kurtulmaya çalışıyorlar ama her vatandaşın cebine de o zaman baz istasyonu koymuş oluyorlar. Çünkü baz istasyonu sıklığı ne kadar fazlaysa ve sinyal gücü ne kadar yüksekse cep telefonlarının
iletişimi o kadar güçlü oluyor ve yaydıkları
elektromanyetik alan şiddeti son derece düşük oluyor. Bu tamamen bir ters ilişki. Onun için bu çalışmaları veya bu kampanyaları, bu söylemler yapılırken özellikle dünyada,
yurt dışında, Dünya
Sağlık Örgütü'nün, ICNLP'in, dünyanın iyonize kuruluşlarının yapmış oldukları bilimsel çalışmalara benzer örneklerle bunun karşıtı görüşleri dile getirirlerse, son derece daha verimli ve halkımızı aydınlatıcı bilgiler olacaklar. Sözün kısası Danıştay'ın vermiş olduğu karar tamamen yönetmeliğin iptali ile ilgilidir. Bununla ilgili şehir dışına çıkartılmakla ilgili herhangi bir teknoloji dünyada yoktur. Türkiye'de de böyle bir yöntem olmayacaktır." açıklamasında bulundu.
YÖNETMELİK HAZIRLANACAK
İlgili kurumların ve kuruluşların görüşleri alınarak yeni bir yönetmelik hazırlanacağının altını çizen Özeren, şöyle dedi: "Şehir dışına çıkartılması beklentisi varsa böyle bir şey kesinlikle mümkün olamaz, olmayacaktır. Ama özellikle çevre ve görüntü duyarlılığı gibi başka söylemler varsa bunlara dikkat edilebilir.
Avrupa Birliği ülkelerinde her ülkede, her şehirde baz istasyonu var. Kimisinde kiliselerde, kimisinde kamufle edilmiş şekilde. Ama bunlar ülkemizde aynı şekilde yapıldığı zaman, demek ki onların zararı var ki bu şekilde kamufle ediliyormuş deniliyor. Normal şekilde yaptığınız zaman da
çevre kirliliği konusunda eleştirilere maruz kalıyorsunuz. Yani bu konuda ne yapılacağı da aslında uzmanlar tarafından şaşkınlıkla sezdirilmiş oluyor."
"DİĞER ÜLKELERE GÖRE DAHA GÜVENLİ BİR TEKNOLOJİ KULLANILIYOR"
Dünyada baz istasyonu üreten, altyapıyı, teknolojisini üreten toplam 6 üretici
firma olduğunu ve bütün ülkelerde kurulan baz istasyonlarının bu 6 üreticinin üretmiş olduğu ürünlerden, cihazlardan kurulduğunu belirten Serhat Özeren, "Bizim ülkemizde diğer ülkelerden farklı bir teknoloji kullanılmıyor. Dünya Sağlık Örgütü, 41 volt metre olarak bir baz istasyonu çıkışını sığ değer kabul etmiş, bizim ülkemizde bu BTK'nın 10 volt metre olarak kabul ettiği bir değer. Yani 4 kat daha güvenlik sınırı artırılmış bir karar alınmış. Biz diğer birçok ülkeye göre daha güvenli bir şekilde bunu yapıyoruz. Buna rağmen revize edilmesi gereken çalışmalar da varsa, yine dünyadaki örnekleri ve çalışmalara bakarak bunlar revize edilir. Ama şu anda bile Dünya Sağlık Örgütü'nün vermiş olduğu kriterlerden dört kat daha güvende bir çalışma yapıyoruz." şeklinde konuştu.
"VERGİLERDE İNDİRİM YAPILMALIDIR"
3G'nin faaliyete geçmesi ile birlikte Türkiye'de son derece hızlı bir şekilde arttığını ve bunun daha artacağını ifade eden Özeren, şöyle devam etti: "Hem ilk açılış
vergileri, hem de devamında özel iletişim vergisinin düşürülmesini bekliyoruz.
Maliye Bakanlığı'nın buna dikkat edeceğini inanıyorum. Özellikle internet erişimini bir gelir kaynağı olarak ilk etapta düşünmeden, bilgi toplumu olma yolunda bir
araç olduğunu bilerek, bütün herkesin internete sahip olabileceği şekilde vergi düzenlenmesini, hem ilk açılış vergilerinde, hem de devamındaki özel iletişim vergisinde mutlaka bir
düzenleme yapılması gerektiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Bu konuyla ilgili
Maliye Bakanlığı ile
Ulaştırma Bakanlığı sürekli görüşüyor.
Ulaştırma Bakanlığı'nın bu konuda talepleri var. Tabii ki Maliye Bakanlığı da
doğal olarak belli bir gelir bütçesini düşürmek istemiyor ama bunu ortak bir noktada uzlaşılacağına inanıyorum."