Hacettepe Üniversitesi'nden
emekli öğretem üyesi Prof. Dr.
Aytaç Açıkalın, eskiden bolluk vardı diyenlere, "Aileler, çocuklarını okutmak için yemelerinden ve içmelerinden kesiyorlardı.
Öğretmenler, o zamanlarda herkesten büyük itibar ve saygı görüyorlardı. Bugünlere dönmek ve mesleğimizin değerini yaşatmak için çalışmalıyız." dedi.
Açıkalın, İzmir'e bağlı
Bergama,
Aliağa, Kınık ve Dikili ilçelerinde görev yapan müdür ve müdür yardımcılarına 'Meslektaş ortamında
yönetim sohbetleri' adlı konulu
seminer verdi. Seminere, konuşmacı olarak katılan "Eskiden çarşıdan geçen bir öğretmene saygı gösterildi. Bugün, bu saygıyı görmek neredeyse imkânsız." diye konuştu.
Bakırçay İlköğretim
Okulu
Konferans Salonu'nda düzenlen seminerde konuşan Hacettepe Üniversitesi'nden emekli Prof. Dr. Aytaç Açıkalın,
okul müdürleri ve müdür yardımcılarına
mesai saatleri içerisinde ve dışında öğretmen ve öğrencilere güzel sözlerle yaklaşmalarında gerektiğini belirterek, "İki sihirli kelime lütfen ve özür dilerim. Bu iki kelime sizlerin en çok dikkat etmesi gereken sözler. Görev verdiğiniz bir öğretmene veya bir öğrenciye 'bu iş bitecek' sözleri yerine 'Lütfen bu işi bitirir misiniz?' denmesi o okuldaki öğretmenlerin ve öğrencilerin sizlere olan bakış açılarını değiştirir." dedi.
"TARTIŞMAK YERİNE KARŞILIKLI MÜZAKERE EDİN"
Öğretmenlerle yapılan toplantılarda tartışmak yerine karşılıklı müzakere edilmesi tavsiyelerinde bulunan Prof. Dr. Aytaç Açıkalın, zaman zaman yaptığı esprilerle de seminere katılanları kahkahaya boğdu. Açıkalın, Hacettepe Üniversitesi'nden emekli olduktan sonra hayatını günümüz eğitim uygulamaların da yaşanan aksaklıklar ve öğretmen ile öğrencilerin üzerlerine düşen görevleri aktarmak adına yollara düştüğünü anlattı. Prof. Dr. Aytaç Açıkalın, eskiden bolluk vardı diyenlere, "
Hayır, efendim eskiden bolluk falan yoktu. Aileler, çocuklarını okutmak için yemelerinden ve içmelerinden kesiyorlardı. Öğretmenler, o zamanlarda herkesten büyük itibar ve saygı görüyorlardı. Çarşıdan geçen bir öğretmen görüldüğünde esnaf ayağa kalkar ve saygı gösterirdi. Çünkü öğretmen mesleğine âşık ve onu yüceltme gayesiyle üstün bir karakter taşımanın verdiği bir duyguyla topluma da bunu aşılamak isterdi. Bugün bu saygı görmeniz neredeyse imkânsız. Bugünlere dönmek ve mesleğimizin değerini yaşatmak için çalışmalıyız." diye konuştu.
Açıkalın, derse geç giren öğretmen, hastalara sahte
rapor veren doktor ve inşaatın tuğlasından çalan müteahhittin temelinde eğitim yattığını dikkat çekerek, eğitimcilerin karakterli insan yetiştirmesi konusunda büyük görev düştüğünü sözlerine ekledi.