Giresun İl Müftülüğü tarafından Kutlu Doğum Haftası kapsamında 19 Eylül Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen konferansı dinlemek isteyenler salona sığmadı. Coşkulu kalabalığa açılış konuşması yapan Giresun Valisi Dursun Ali Şahin, merhametin, insanı başkalarına iyilik, yardım yapmaya, bu konuda yönlendirmeye acıma duygusuna sevk eden bir his olduğunu söyledi. İnsanların merhamet ettiği sürece güçlü olduğunu ve merhamet etmeyenin merhamet göremeyeceğini ifade eden Vali Şahin, ''Merhamet insanın dilinde, yüzünde ve gözünde belirir. Rahmet ve merhamet peygamberi Hz. Muhammed efendimiz, güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildi. O kavga için değil sevgi için geldi. Gönüller yapan yüce peygamberin doğumunun onurunu ve şerefini yaşıyoruz. Biz acıyı bal etmiş bir milletiz. Hz. peygamberi sadece anmak yetmez onu anlamak, yaşayışını yaşama dönüştürmemiz gerekir. Onun ahlakı, sevgisi gönüllerimizde olursa bugün ne emniyet güçlerine ne de hakimlere ihtiyaç olur. Çünkü o her şeye yeter. Keşke onun sevgisini tam anlamıyla tadabilsek. Onun için şair ''Muhammed'den muhabbet doğar'' demiştir. Onun ismi anılmadan geçen muhabbet muhabbet değildir.'' dedi. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, ''Hz. Muhammed ve Merhamet Eğitimi'' konulu konferansında, bu yılki Kutlu Doğum Haftası'nın ana teması olan merhamet eğitimi konusunun gerçekten üzerinde çok düşünülen ve hedefleri yüksek olan bir konu olduğunu söyledi. Prof. Dr. Yılmaz, ''Bugün 150 yılı aşkın zamandan beri unuttuğumuz, unutturulan merhamet algımızı değerimizi, peygamber efendimizden aldığımız şekliyle yeniden hayata geçirmeye ihtiyacımız var.'' dedi. Merhamet kelimesinin bugün dille çokça kullanılmasına rağmen yıpratıldığını ifade eden Prof. Dr. Yılmaz, ''Oysa insanoğlu varoluşunu, yaradılışını merhamete borçludur. Merhamet olmasa hayat olmazdı. İnsan merhameti önce ana karnında, sonra ana kucağında, sonra da baba ocağında tatmaktadır.'' diye konuştu. Prof. Dr.Yılmaz, Hz. Muhammed'in dünyaya geldiği 15 asır öncesinde şiddet, zulüm ve vahşetin egemen olduğunu, merhametten eser kalmadığının görüldüğüne dikkat çekerek şunları söyledi: ''Hz. Muhammed'in şiddet, vahşet, zulüm egemen bir toplumda gözünü açtığını, ama rahmeti ve merhameti egemen kılarak o vahşet toplumundan medeniyet, adalet timsali, insanlık numunesi güzel şahsiyetler çıkardığı, kendisine her türlü zulüm edenlerin onun mektebinde okuduktan ve yetiştikten sonra bambaşka insanlar olduğunu görüyoruz. Peygamberimiz mümin, kafir ayırmadan, cinsiyetine milletine bakmadan bütün insanlara karşı merhametliydi. O kendisine el kaldıran, kılıç çeken, öldürecek noktaya gelen insanları bile merhametle alt etmesini bilen bir peygamberdi. Hz. Muhammed savaşta bile merhametli davranmıştır. Çünkü onun gözünde her insan potansiyel bir Müslüman, kurtarılmaya adaydı. Bu nedenle savaşlarda af dileyen kimseye zarar vermemiştir. Şefkati, sevgiyi, merhameti öğreten bir insandır.'' Bugün toplumda şiddetin kol gezdiği, kadınların tacize tecavüze uğradığı, çocukların katledildiği olayların yaygınlaştığını, insanlığın bundan kurtarılması gerektiğini anlatan Prof. Dr Yılmaz, bu ortamın önüne ancak merhamet duygusu ile geçilebileceğini vurguladı, bu seneki merhamet eğitiminden amacın da bu olduğunu ifade etti. Konferans, Kuran-ı Kerim okunması ve Vali Dursun Ali Şahin'in, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Kamil Yılmaz'a teşekkür plaketi sunmasının ardından sona erdi.