Sema
Kaplan -
Diyarbakır'da rahmindeki miyom nedeniyle özel bir
hastanede
ameliyat olan İclal Karakoca (40) ameliyatta rahminin parçalandığı iddiasıyla doktoru ve hastane aleyhine açtığı
davadan sonuç alamayınca
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (
AİHM) başvurdu.
Lice ilçesinde yaşayan 2 çocuk annesi İclal Karakoca, 4
Kasım 2006'da özel bir hastanede görevli Ö.Y. tarafından ameliyat edildi. Ameliyatta rahmi alınan Karakoca, şikayetlerinin artması üzerine doktoru tarafından sevk edildiği
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde mesanesinin parçalandığını öğrendi. Buradan Dokuz
Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne sevk edilen Karakoca'ya, yapay mesane yapıldı.
Bunun üzerine Karakoca yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle doktoru ve hastane aleyhine 2007 yılında Diyarbakır savcılığına suç duyurusunda bulundu. Açılan dava ile ilgili 19 ay önce
takipsizlik kararı verilmesinin ardından Karakoca itirazda bulundu. Bunun üzerine dava
Siverek 6. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanmasının ardından
mahkeme Yüksek
Sağlık Şurası'ndan
rapor istedi.
Alınan raporda bir komplikasyon olduğu ancak buna dayalı olarak doktor Ö.Y'nin kusursuz olduğuna oy birliği ile karar verildiği belirtildi.
Bu rapora istinaden mahkeme tarafından verilen kararında, ''Yüksek Sağlık Şurasının 2010 tarihli 12498 karar sayılı raporu ile meydana gelen olayda ameliyat öncesi ve sonrasına ait delillerin incelendiğinde 'hastaya yapılan
burun ameliyatının tıp kurallarına uygun olduğu, şüphelinin kusursuz olduğuna karar verildiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen itirazın reddine karar vermek gerekmiştir'' ifadeleri yer aldı.
-BAĞIRSAĞINDAN PARÇA ALINARAK YAPAY MESANE YAPILDI-
İclal Karakoca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, miyom nedeniyle geçirdiği ameliyattan bir gün sonra
taburcu edildiğini ifade ederek, evde rahatsızlanarak yeniden hastaneye gittiğini belirtti.
Durumu doktoru Ö.Y'ye bildirdiğini belirten Karakoca, yaşadığı süreçle ilgili şöyle konuştu:
''Doktorum karnımda gaz olduğunu söyledi. Ve gaz giderici ilaçlarla beni yeniden eve gönderdi. Ancak tekrar rahatsızlandım. Şuurumu kaybetmişim. Eşim beni aynı hastaneye yeniden götürmüş. Eşim bunun gaz olamayacağını söylemiş. Doktor da karnımdan sıvı alarak karaciğerimde sorun olabileceğini belirtmiş. Dicle Üniversitesi'ne (D.Ü) sevk etmiş.
Acil serviste karnımdan 6 litre
idrar çıkarılmış.
Miyom ameliyatında mesanemin parçalandığını sevk edildiğim D.Ü'de öğrendim. Orada yakınlarıma durumumun ağır olduğu, sabaha çıkamayabileceğim söylenmiş. 4 gün boyunca yoğun bakımda yatmışım. Taburcu edildikten sonra yeniden rahatsızlandım. Bunun üzerine D.Ü Üroloji Bölümü'nden bir hocanın özel muayenehanesine gittik. Bana mesane ameliyatı olmam gerektiği ancak burada olmamın riskli olduğu söylendi. Güvendiğimiz bir yer olup olmadığını sordu. Bunun üzerine sevkimi yaptırdığı 9 Eylül Üniversitesinde 45 gün yattım. Bağırsağımdan parça alınarak yapay mesane yapıldı. Bu ameliyattan sonra da bir yıl yattım. Böbreklerim yarıdan fazla oranda çalışamaz hale geldi. Böbreklerimi kaybetme riskim var.''
-MESANE AMELİYATI ''BURUN AMELİYATI'' OLARAK GÖSTERİLDİ-
Artık normal bir insan gibi yaşayamadığını ve o günden bu yana sağlık sorunlarının devam ettiğini anlatan Karakoca,
adaletin yerini bulması için dava açtığını anlatarak, şöyle devam etti:
''Hastanenin verdiği resmi evraklarla doktor ve hastane aleyhine açtığım davanın sonucu beni çok daha üzdü. Dava 'hastaya yapılan burun ameliyatı tıp kurallarına uygun olduğu şüphelinin kusursuz olduğu' yönünde karara bağlandı. Mesane ameliyatım mahkeme kararında 'burun ameliyatı' olarak gösterildi.
Ben mağduriyetimin başkaları tarafından da yaşanmasını istemiyorum. Bu aşamadan sonra tek çaremiz AİHM'e başvurmak. Doktorumun beni arayarak bir komplikasyon olduğunu yapabileceği bir şey olup olmadığı yönünde bir kez aramasını beklerdim. Yaptığı ameliyatın arkasında durmadı. Mesanemi kaybettiğim ameliyatla ilgili açtığım davada, mesanenin burun olarak ifade edilmesi beni üzdü. 2006 yılından bu yana hukuk mücadelesi veriyorum. Hukukta bir kelimenin çok büyük önemi var. Bana bu kararı verenlerin vicdanı rahat mı merak ediyorum.''
-''HUKUK AYIBINI AİHM'E TAŞIYORUZ''-
İclal Karakoca'nın avukatı
Eyüp Bulut, mahkemenin rahim yerine burun olarak karar vermesinin mahkemenin dikkatsiz tutumundan kaynaklandığını ileri sürdü.
Mahkemenin dikkatli karar vermesi gerektiğini ifade eden Bulut, düzeltme imkanı bulunmadığı için iç hukuk yollarının tükendiğini söyledi.
Bulut, bu konuda
Adalet Bakanlığına yazılı emirle düzeltme talebinde bulunulabileceğini anlatarak, ''Adalet Bakanlığı yazılı emir ile yeniden dava açılmasını emredebilir. Ancak bunda ümidimiz yok. Bu olağanüstü bir
kanun yoluna başvurma yöntemidir. Biz mahkemenin verdiği kararı ve karardaki yanlış ifadeden dolayı mahkemenin dikkatsiz tutumunu da AİHM'e taşıyoruz. 3 heyetin ve savcının bulunduğu bir mahkemede, böyle bir yanlışlık yapılması mahkemenin raporları da ne derece incelediğini gösterir. Bu hukuk ayıbını da AİHM'e taşıyoruz'' dedi.
(SMA-EK-HMD)25.06.2011 13:22:36