Çanakkale Onsekiz
Mart Üniversitesi (
ÇOMÜ)
Araştırma ve Uygulama Hastanesi
Beslenme ve
Diyet Uzmanı Didem
Güner,
Ramazan ayında oruç tutanların,
iftarda uzun süre boş kalan
mideye çok fazla yüklenmemek için
küçük bir iftarın tüketilmesi gerektiğini, bu öğünde çorba, iftar tabağı ve bir miktar ekmeğin iyi bir
tercih olabileceğini bildirdi.
Güner, yaptığı yazılı açıklamada, Ramazan ayında, beslenme ritminin bozulması nedeniyle beslenme programında yeni bir
düzenleme yapılmasının önemli olduğuna dikkat çekerek, aksi takdirde yavaşlayan metabolizmayla birlikte hazımsızlık, şişkinlik,
baş ağrısı ve yoğunlaşma bozukluğu gibi olumsuzluklarla karşılaşılabileceğini belirtti.
Pek çok kişinin kilo artışıyla sonlandırdığı Ramazan ayını enerjiyi düşürmeden ve kilo kontrolü sağlayarak geçirmek için, ön iftar, iftar, bir küçük ara öğün ve mutlaka sahur ile toplam 4 öğün yapılması gerektiğini dile getiren Güner, şu önerilerde bulundu:
''Ramazan ayının yaz günlerine denk gelmesi nedeniyle, su ve sıvı tüketimi daha da önem kazanmaktadır. Vücutta su miktarındaki azalma özellikle Ramazan ayının ilk haftasında önemli sorun haline gelebilir. Öğünler öncesinde ve öğün aralarında
su tüketimi arttırılmalı. İftarda uzun süre boş kalan mideye çok fazla yüklenmemek için küçük bir ön iftar tüketilmeli. Bu öğünde çorba, iftar tabağı ve bir miktar ekmek iyi bir tercih olur. Yaklaşık 45 dakika ile 1 saat sonra
iftar yemeği tüketilirken bunun normal
akşam yemeği öğünü olmasına dikkat etmek gerekir. Genel beslenme alışkanlıklarımızdan vazgeçmeden çok fazla yağ ilave edilmiş, kızartılmış, glisemik indeksi yüksek, tuz ve
baharat yoğunluğu fazla besinleri tercih etmemek en sağlıklısı olur.''
Güner, iftardan sahura kadar olan arada suyun yanında, mideyi dinlendiren, hazmı kolaylaştıran
ıhlamur,
nane, rezene, papatya gibi bitki,
tatlı ihtiyacını azaltan
elma ve
kuşburnu çaylarıyla,
şeker ilave edilmeden hazırlanmış
meyve ve
sebze sularının tüketilebileceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
''
Sahurda ise hem doyurucu hem de sıvı alımına yardımcı olması nedeniyle
ayran tüketilmeli. İftar ve sahur arasında düzenleyeceğimiz bir ara öğün, hem yavaşlayan metabolizmaya engel olur, hem de bir önceki öğünde mideye fazla yüklenmeyi engeller. Sütlü, meyveli
tatlılar, meyve salataları, sorbet gibi alternatifler bol
tarçın ilavesi ile iyi bir tercih olabilir. Sahurda mayalı hamur işleri yerine posa miktarı fazla, tokluk hissini uzun süre veren besinler tercih edilebilir. Kahvaltı öğünü olarak düzenleyebileceğimiz gibi, kepekli
makarna, peynirli ve sebzeli gözleme, yumurta ile hazırlanmış menemen de iyi bir alternatif olur. Sebze ve meyve tüketimine önem verilmesi vitamin ve mineral ihtiyacının karşılanması ve kabızlığın önlenmesi için önemlidir.''
Tüketilen besinlerin çok sıcak ve
soğuk olmamasının da mide rahatsızlıkları açısından önem kazandığına işaret eden Güner, açıklamasına şöyle devam etti:
''Ve mutlaka çiğneme süresi uzatılmalıdır. Yavaşlayan metabolizmayı beslenme ile düzenledikten sonra da
fiziksel aktivite artırılmalıdır. İftar öğününden yarım saat sonra yapılacak kısa süreli yürüyüşler önemlidir. Günlük
siyah ve
yeşil çay tüketiminizi 3–4
bardak ile
kahve tüketimimizi de 2 fincan filtre edilmiş kahveler ile sınırlayabilmemiz önemlidir. Eğer iftar yemeğine davetliyseniz ön iftar için aynı tercihleri yapabilirsiniz, ancak bekleme süresini yapamayacağınız için ana yemeklerden küçük miktarda seçin, ara sıcak almayın, menüyü önceden öğrenip tercih yapmaya çalışın. İftar sonrası ara öğününüzü yapmayın, bol miktarda bitki çayları, su tüketin. Ancak sahur öğününüzü iptal etmeyin.
Oruç tutma nedeniyle yeterli ve
dengeli beslenme sağlanmaması beslenme açısından risk altında olan hızlı
büyüme ve gelişme çağındaki çocuk, hamile ve emziren anneler,
yaşlı ve hastalar ile ağır işte çalışan
işçi ve profesyonel sporcular için sorun yaratabilir. Sistemik hastalığı olup ancak metabolik kontrolü iyi olmayanlar, günlük belirli zaman dilimlerinde ilaç almak zorunda olanlar için oruç tutmak sakıncalıdır. Ramazan ayının olmazsa olmazı güllacı da light süt, tatlandırıcı ya da
esmer şeker ile cevizli ya da bademli olarak bir
börek dilimi kadar haftada birkaç kez tüketebilirsiniz.''
(UMT-CC-ÜNS)01.08.2011 17:26:26