Andaç Hongur -
Sağlık Turizmi Derneği Başkan Yardımcısı Feyzullah Akben,
Türkiye'deki sağlık sisteminin ''gelişmiş ülkelerin bile örnek almaya özendiği kalitede'' ve ''son derece
ucuz'' olduğunu belirterek, ''80'li yıllarda turizm sektörüne verilen kamu desteği, sağlık turizmi alanında da verilir ve Türkiye'ye itibar kaybettirecek yanlış uygulamalardan sakınılırsa,
sağlık turizmi Türkiye ekonomisinin lokomotifi olabilir'' dedi.
Feyzullah Akben, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sağlık turizminin son 10 yılda hızlı
büyüme ile dünya çapında
endüstri haline geldiğini, dünyada 2005 yılında 20 milyar dolar civarındaki sağlık turizmi potansiyelinin 2010 yılında 50 milyar dolara ulaştığını ve 2012'de 100 milyar dolar ciro beklendiğini söyledi.
Akben, Türkiye'de sağlık turizminin gelişmeye devam ettiğini dile getirerek, Sağlık Bakanlığı'nın kamu
hastanelerinde bu alana ilişkin bir dizi düzenlemeye gitmesini, Türkiye'ye gelen turistlere ve
yabancı hastalara yönelik olarak acil
çağrı merkezi 112 ve hasta şikayet hattı 184'in yabancı dilde gelen çağrılara
cevap verecek elemanlar çalıştırmasını önemli gelişmeler olarak açıkladı.
2023 yılında
Avrupa'da
yaşlı nüfusun toplam nüfusa oranının yüzde 25 olacağına işaret eden Akben, şu bilgileri paylaştı:
''Bu da, 125 milyon kişi demektir. Bir yılda yaşlı nüfusun daha iyi bir
yaşam ve
tedavi amacıyla harcayacağı rakam kişi başı yıllık 2 bin 500
avro olsa ortaya çıkan pasta 300 trilyon avro civarındadır. Bunun yüzde 10'unu Türkiye almış olsa, bu 300 milyar avro demektir. Bu rakam Türkiye'nin toplam bütçesinin iki katıdır.''
-TÜRKİYE'NİN AVANTAJLARI-
Özellikle
Suriye,
Irak,
İran,
Gürcistan,
Makedonya,
Kosova,
Bosna Hersek gibi çevre ülkeler başta olmak üzere Avrupa ve gelişmiş ülkelerden de Türkiye'ye sağlık
hizmetinden faydalanmak için gelenler olduğunu kaydeden Akben, ''Sağlık sistemimiz gelişmiş ülkelerin bile örnek almaya özendiği kalitede ve de son derece ucuz. Avrupa ve ABD'de ortalama 100 bin dolara yapılan bypass ameliyatı Türkiye'de 15 bin dolar civarında. 80'li yıllarda turizm sektörüne verilen kamu desteği sağlık turizmi alanında da verilir ve Türkiye'ye itibar kaybettirecek yanlış uygulamalardan sakınılırsa sağlık turizmi Türkiye ekonomisinin lokomotifi olabilir.''
Akben, yıllar itibariyle Türkiye'ye gelen medikal turist sayısını 2008'de 74 bin, 2009'da 92 bin, 2010'da 110 bin olduğunu belirterek, Türkiye'de
tercih edilen alanları ''
kaplıca turizmi'', ''
sigorta şirketlerinin karşılamadığı
kozmetik operasyonlar'', ''diş tedavileri'', ''göz ameliyatları'', ''
kalp ameliyatları'', ''ortopedik ameliyatlar'', ''
kanser tedavileri'' şeklinde sıraladı.
Bu alanda İstanbul'un en fazla ziyaret edilen merkez olduğunun altını çizen Akben, ''İstanbul'un dışında
Antalya,
Adana,
Gaziantep gibi iller de turist çekiyor. Diyarbakır'a, Batman'a, Suriye'den günübirlik çok hasta geliyor. Termalde
İzmir,
Afyon,
Bursa ön plana çıkıyor'' dedi.
Akben, Türkiye'ye sağlık turizmi için gelenlerin büyük çoğunluğunu kaplıca ve termal turistinin oluşturduğunu ancak saç ektirme, göz ameliyatları, diş tedavisi, tüp bebek ve cerrahi tedaviler için gelenlerin sayısının artığını söyledi.
Türkiye'de ücretlerin oldukça ''ucuz'' olduğunu belirten Akben, ''Avrupa ülkelerinde yapılacak saç ekimi ücreti ile bir çift, Türkiye'ye
doğal tarihi güzellikleri dolaşmak,
uçak biletleri, konaklama ve transferler, tur rehberi dahil bir sağlık turizmi paketi alabilir'' dedi.
Feyzullah Akben,
Ortadoğu ve
Afrika ülkelerinden, gelişmiş ülkelere ve AB ülkelerinden, gelişmekte olan ülkelere giden hastaların Türkiye açısından potansiyel taşıdığına işaret ederek, Türkiye'nin avantajlarının ''yüksek kalite'', ''yetişmiş insan gücü'', ''otelcilik hizmet kalitesi'', ''teknoloji altyapısı'', ''
fiyat'', ''gelişmiş turizm olanakları'', ''yakınlık'' olduğunu söyledi.
(AND-ALİ)08.09.2011 11:25:24