Kimse Yok Mu Dayanışma ve
Yardımlaşma Derneği tarafından geleneksel hale getirilen 3.
Umut Armağanları Yarışması'nın
bölge finali
Samsun'da yapıldı. Öğrencilerin kendi imkanlarıyla yaptığı
oyuncakların yanına ekledikleri
mektupları ise jüriyi duygulandırdı.
Canik
Kültür Merkezi'nde düzenlenen elemelerde, Samsun'dan 379, Trabzon'dan 131, Ordu'dan 87, Sinop'tan 59, Giresun'dan 30 öğrencinin kendi imkanlarıyla yaparak gönderdiği 686 oyuncak jüri önüne çıkarıldı.
Anasınıfından 8. sınıfa kadar öğrencilerin katıldığı ve 3 kategoride değerlendirmeye alınan oyuncaklardan, grup başına 10 olmak üzere toplam 30 oyuncak dereceye girdi. Bölge finalinde dereceye giren 30 oyuncak, 9 Nisan'da İstanbul'da yapılacak finalde değerlendirilecek. Finalde dereceye giren ilk 10 oyuncağın sahibine, eğitim
yardımı ve
hediyeler verilecek.
Kimse Yok Mu Derneği Samsun Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Özköroğlu, Umut Armağanları Yarışması'yla el emekleriyle oyuncaklar yapan çocuklar, yaptıkları oyuncağı hiç tanımadıkları
yoksul bir çocuğa göndermenin mutluluğunu yaşayacağını söyledi.
Yarışmaya katılan oyuncakların
dernek tarafından Anadolu'nun yoksul köylerindeki okullara götürülerek çocuklara armağan edileceğini belirten Yönetim Kurulu Başkanı Özköroğlu, "Yarışmanın asıl amacı çocuklarda
küçük yaşta yardımseverlik ve gönüllülük bilincini yerleştirmek ve oyuncağı olmayan, ihtiyaç sahibi on binlerce çocuğa oyuncak hediye ederek umut olmaktır." dedi.
Yaptıkları oyuncakların üzerine ayrıca zarfa koyulmuş notlar bırakan öğrencilerden
Zeynep Kurt'un mektubu dikkat çekti. Zeynep Kurt'un mektubu şöyle: "Sevgili arkadaşlarım size tanısaydım çok mutlu olurdum. Ama tanımadığım için üzgün değilim, biliyorum ki bu mektup ve oyuncağım iyi bir insana gideceğinden eminim. Çünkü ben bu oyuncağı gerçekten ihtiyacı olan birisine veriyorum. Bana bir kere dua edersen çok sevinirim. Bazı insanlar ihtiyaçları olmadığı halde yardım alırlar eğer benim bebeğimde böyle insanlara giderse çok üzülürüm. Benim bebeğimin adı Nanay'dı. Onun ismini hiçbir zaman değiştirme ne olursun. Onun
giyim kıyafeti bizim
düğün giyimidir. İşte biz böyle giyiniyoruz. Bizim köyümüz Tahta Köprü, eğer bir gün yolunuz düşerse beklerim,
Hacı Osman'ın torunu Zeynep Kurt deyince herkes tanır."