2011 -
Sanayi ve
Ticaret Bakanı Nihat
Ergün, ''İtibar edilen, değer verilen
altın rezervi gibi döviz rezervi gibi rezervler, bir
ülke ekonomisinde istikrar ve güvenin sağlanması için son derece önemli'' dedi.
Ergün,
Kocaeli Kuyumcular Derneği üyeleriyle yaptığı toplantıda altının dünyada çok az bulunmasından dolayı değerli olduğunu söyledi.
Merkez Bankasında döviz ve altın rezervlerinin yüksek olmasının bütün dünya ülkelerinin arzu ettiği bir şey olduğunu ifade eden Ergün, ''Niye? Çünkü piyasalar açık piyasalar özellikle dalgalanmaya müsait.
Dövizde altında büyük dalgalanmalar olduğu zaman ülkede insanlar borç-alacak ilişkilerini bunlarla dizayn ediyorlar. Büyük dalgalanmaların önüne nasıl geçeceksiniz. Elinizde bir rezerv olması lazım ki gerektiğind
e devlet olarak buna müdahale edebilesiniz'' şeklinde konuştu.
Dünyanın birbiriyle entegre bir ekonomiye sahip olduğunu, ekonomilerin de ''melez'' olduğunu dile getiren Ergün, hiç kimsenin yüzde yüz kendine ait bir ekonomisinin olmadığını vurguladı.
Bazı firmalarının Türkiye'de ürettiğini başka ülkelerde, bazılarının ise başka ülkelerde ürettiğini Türkiye'de sattığına dikkati çeken Ergün, şöyle devam etti:
''Bir Türk firmasının Mısır'da, Endonezyalı bir işçiyle ürettiği bir mal,
Alman bir distribütör tarafından New York'ta bir mağazada bir
Japon turist tarafından satın alınıyor. İlişkiyi görüyor musunuz? Böyle karışık bir
ekonomik sistem içerisinde dalgalanmalar her zaman çok olabiliyor. Onun için ülkenin altın rezervi,
gümüş, döviz rezervi gerçekten çok önemli oluyor.
Bugün
Merkez Bankasında döviz rezervinin 100 milyar dolara yaklaşmış olmasını memnuniyetle ifade ediyoruz.
Hani bazıları diyorlar ki 'Madem Merkez Bankası'nda 100 milyar dolar var, onu bize versenize' Kardeşim bu, onu size vermek için ortalığa dağıtmak için konulmuş bir rezerv değil. Bu, uluslararası piyasalarda bir büyük dalgalanma olduğu zaman pat diye masaya koyabileceğin, piyasada hiç kimsenin endişeye kapılmadan işine devam etmesini sağlamak için orada tutuyorsun.''
Geçmiş yıllarda piyasadan 1 milyar doların çıkmasıyla dövizin yükseldiğini ifade eden Ergün, ''Bu 5 milyar dolara ulaşsa, bu rakam ne oluyordu? Herkes dövize hücum ediyordu. 10 milyar dolar çıksa dövize hücum etsen de para etmiyordu çünkü artık bulamıyordun. 2 katına üç katına çıkıyordu. 94'de bunları yaşadık, 99'da yaşadık, 2001'de yaşadık'' diye konuştu.
Merkez Bankasındaki döviz rezervinin çok önemli olduğuna işaret eden Bakan Ergün, şöyle konuştu:
''Merkez Bankasının elinde döviz rezervi varsa 'tak' koyarsın piyasaya dersin ki 'Kimse endişe etmesin. 5 milyarsa 5 milyar, 10 milyar dolarsa 10 milyar paramız var.' Koyarsın piyasaya herkes işine bakar ve büyük
fiyat dalgalanmalarının önüne geçmiş olursun. Onun için itibar edilen değer verilen
altın rezervi gibi döviz rezervi gibi rezervler bir ülkede ekonomisinde istikrar ve güvenin sağlanması için son derece önemli.
Bugün bazen diyorlar işte, 'niye mademki Merkez Bankasında para var diyorsunuz da bunları dağıtsanız ya', Bunlar dağıtılacak para değil. Bunlar ne zaman işe yarayacağı gelişmelere göre karar verilecek para. Dağıtırsın da ondan sonra öyle bir gün gelir ki hakikaten dağıtırsın yani. Toplayamazsın bir daha. Şanzıman, diferansiyel hiçbir şey kalmaz O zaman hepsini dağıtmış olursun. Bir daha toplama şansın bile olmaz.''
Merkez Bankası rezervlerinin ülkenin güvenliğiyle çok yakından ilgili olduğuna vurgulayan Ergün, ''
Allah muhafaza siz böyle bir rezerve sahip olmazsanız ve ülkenizde büyük bir dalgalanma olursa doğru başkasının kapısına gidersiniz. Ve o gün birçok şartla karşı karşıya kalırsınız'' dedi.
Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasının en önemli nedenlerinden birinin de borçlarını ödeyemez hale gelmesi nedeniyle
yabancı ülkelerin birleşerek Osmanlı'ya yüklenmesi olduğunu anlatan Ergün, ''Yoksa sadece siyasi nedenler değildir. En önemli neden ekonomidir. İmparatorluk borçlarını ödeyememe noktasında bir zorluk yaşamaya başlayınca ülkeler yüklenmeye başladılar'' dedi.
Türkiye'de 2001'de, 1999'da ve 1994'de ekonomik krizler yaşandığına dikkati çeken Ergün, şunları söyledi:
''Kendi içimizden kaynaklanan önemli krizle karşı karşıya kaldık. Sonra IMF'ye 30 milyar dolar borç para almak için gittik. Gittik ama adam parayı 'hoş geldiniz' deyip veriyor mu? Diyor ki 'kardeşim tamam da bu hale nasıl geldin.' 'İyi yönetemedik vaziyeti denildiğinde bundan sonra iyi yöneteceğinin bir garantisi var mı' diye soruyor. 'Veririm ama ben yöneteceğim. Şu şu kanunları çıkaracaksın. Şu tedbirleri alacaksın. Ekonominin başına şu adamı getireceksin. Ülkeyi böyle idare edeceksin. Ne verilecek, ne alınacak benim sana verdiğim parayla. Şu vadelerle, şu
faiz oranlarıyla geri ödeyeceksin' diyor. O zaman ülkede itibar kalıyor mu? Kendi programını bile yapamıyorsun o zaman. Bunlar siyasi tavizleri de doğruyor. Sen böyle bir noktaya geldiğin zaman önüne
arkadaş Kıbrıs'ta şöyle bir
politika izlersen o zaman biz de böyle bir ekonomik müeyyide uygulamaya başlarız. İşte Orta Doğu'da şöyle bir politika izlersen biz de o zaman sana şöyle bir
yaptırım uygularız. Kafkasya'da şöyle bir politika izlersen, bizim de durumumuz değişir. Yani siyaseten de elin kolun bağlanıyor. O nedenle bu tip rezervler ülke ekonomisinde ve ülke siyasetinde gerçekten son derece önemli hadiseler.''
-POPÜLİZM-
Siyasette popülizm yapmadıklarını ifade eden Ergün,
iktidar olduklarında Baş
bakan Recep Tayyip Erdoğan'ın '3 sene bir şey beklemeyin. Bize zaman verin. 3 sene ortalığı toplamamız lazım ancak ondan sonra bazı hizmetleri yapalım' dediğini anımsattı.
Bazılarının ise ''4 ayda bir şey yapamazsam giderim'' dediğini ifade eden Ergün, ''Bu kadar popülizm olur mu? Ee gidersin 4 ayda . Zaten seçimden sonra 4 ay orada nasıl bir 4 ay olacak onu Allah bilir'' diye konuştu.
Kocaeli'nin de gelişip büyüdüğünü ve yeni projelerin hayata geçirileceğini ifade eden Ergün, 28 Haziran'da
Cengiz Topel Havaalanı'nın ulaşıma açılacağını,
Yuvacık Barajı'ndan da kış aylarında elektrik üretileceğini, eski cephanelik mevkisinde ise
hastane yapımının sürdüğünü, yeni Valilik binası, öğretmenevi ve polis evi ile
kent meydanı projelerinin de hayata geçirileceğini söyledi.
Toplantı sonunda Kocaeli Kuyumcular Derneği Başkanı Cemalettin Tüysüz, Ergün'e plaket verdi.
Bakan Ergün, daha sonra
İstiklal Caddesi'ndeki bazı iş yerlerini ziyaret etti.
(NEC-FTH-KUM)07.06.2011 15:47:01