Bayrampaşa Cezaevi'ndeki '
Hayata Dönüş Operasyonu' döneminde cezaevi savcısı olan
Necati Özdemir, olayla ilgili başta Tevkifevleri Genel Muduru Ali
Suat Ertosun olmak üzere kararın altında görüş ve imzası olan tüm
heyetin ve bakanların yargılanması gerektiğini söyledi.
İstanbul Bayrampaşa Cezaevi'nde 2000 yılında gerçekleştirilen '
Hayata Dönüş Operasyonu'nun '
Tufan' adlı bir plan çerçevesinde hayata geçirilmesi ile ilgili olarak dönemin cezaevi savcısı Necati Özdemir, Cihan Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu. 'Hayata Dönüş Operasyonu'nun iç yüzünü bilenler olarak, bunun bir
katliam olacağını defalarca belirttiklerini anlatan Özdemir, sıkıntının
Türkiye'nin bugüne kadarki hukuk sisteminin işlememesi olduğuna vurgu yaptı. Türk hakim, savcı ve yargıçlarının daha önce korktukları ya da cesaret edemedikleri
soruşturmaların üzerine cesaretle gittiğini kaydeden Özdemir, "
Ergenekon Balyoz, Hayata Dönüş Operasyonu başta olmak üzere birçok karanlık kalmış soruşturulamamış, arka planı aydınlatılamamış olayları soruşturmaya ve incelemeye başladılar. Bugüne kadar Hayata Dönüş Operasyonu ile ilgili olarak
mahkemelere bilgi verilemiyordu. Olay, birkaç zavallı askerin erlerin üzerine yıkılmaya çalışılıyordu. Bir kısım erler 'Biz bu ifadeleri vermedik. Bizim verdiğimiz ifadeler bunlar değil.' diyerek karşı çıktılar. Düzmece ifadeler olduğunu söylediler. Bir kısmı hiç içeride olmadığı halde
operasyona katılmış gibi gösterildi. Mahkemeye katılan personelin listesi verilmiyordu. Bütün bunlar mahkeme çalışmaya başlayınca ortaya çıkmaya başladı." diye konuştu.
SORUŞTURMA DAHA İLERİ GİDECEK
Hayata Dönüş Operasyonu ile ilgili bir plan olmadığının söylendiğini hatırlatan Özdemir, şöyle konuştu: "Bu hiçbir şekilde plansız olmaz. Yani asker,
sivil ya da güvenlik kuvvetleri böyle bir yapılanmayı planlamadan müdahale edemez. Kaldı ki çok eskiden biliyorum. Ben 1995 yılının öncesinden bu yana bu operasyon hazırlanmıştı. Ben de operasyonların oluşunu Bayrampaşa'ya girişimle durdurmuştum. Bütün bunları söyledik. Ancak plan yok deniliyordu. Son iki gün önce mahkemeye de bu planlar intikal etti. Orada bütün vahametiyle 'Karşı konulduğu takdirde misli ile mukabele edin' şeklinde açıkça öldürün deniliyor. Zamanın
Adalet Bakanı planlardan haberi olmadığını söylüyor. Bu bir acziyet. Bu planlar askerin tek başına planlayabileceği, yapabileceği şeyler değil. Buna izin veren
Adalet Bakanlığı. O günün genel müdürü de
Ali Suat Ertosun. Bütün planlardan ortak çalışmayla hepsinin haberi olması gereken bir durum. Bu İçişleri Bakanlığı'nın, Adalet Bakanlığı'nın hatta
Sağlık Bakanlığı'nın ve güvenlik kuvvetlerinin ortak bir operasyonu olarak ortak bir kararın planlaması olarak bu icra edilir. Evet asker bunu planlamış olabilir ama o planlar Adalet Bakanlığı'nda incelenmiştir. Heyetten geçmiştir. Bunu herkes kafasına göre yapamaz. Sonuç şimdi herkes ya haberim yok diyor ya da bir başkasının üzerine atmaya çalışıyor. Bu işten sıyrılmaya çalışılıyor. Ben bu soruşturmanın ve yargılamanın daha çok ötelere gideceğini, o kararın altında görüş ve imzası olan heyetin, genel müdür Ali Suat Ertosun başta olmak üzere bakanların da yargılanması gerektiğini düşünüyorum. Oraya kadar da gidecek diye bekliyoruz. Çükü
terörist diyerek ya da şu veya bu şekildeki suçtan mahkum diyerek bir insanı içeri girip yakamazsınız."
İNŞALLAH SIRA SUSURLUK VE 28 ŞUBAT'A GELECEK
O gün yapılan operasyonların hukuka uygun olmadığının altını çizen Özdemir, "İçeri yanıcı maddeler sıkılmıştı. İnsanlar kurşunla ölmenin dışında, yakılarak öldürülmüştü. Bütün bunlar
Adli Tıp raporlarında var. Bundan sonra inşallah
Susurluk'a 28 Şubat'a sıra gelecek ve bu milletin ilerlemesinin önünde karanlık oyunlar, planlar yapanlar hesabını verecek." açıklamasında bulundu.
Türkiye'nin artık adım adım sivilleştiğine dikkat çeken Özdemir, bunun rahatlığının yaşandığını kaydederek, "
Asker korkusu olmadan, ültimatom korkusu olmadan,
darbe korkusu olmadan evinden gece alınma korkusu,
faili meçhul korkusu olmadan yaşamayı öğreniyoruz. Tabi bu çok kolay ve hemen geceden sabaha olacak bir süreç değil. 8 yıldır hükümet bu süreci devam ettiriyor. Umuyorum ki bir 8 yıl daha devam ettirecek ve Türkiye bundan kurtulacak." şeklinde konuştu.
"GENELKURMAY'IN AÇIKLAMASI KINANMASI GEREKEN BİR DURUM"
Balyoz Davası'nın sanıkları ile ilgili olarak Genelkurmay'ın yaptığı açıklamaya da değinen Özdemir, "Açıkça bunlar niye
tahliye olmuyor denildi. Bu bir hukuk adamı olarak hepimizin kınaması gereken bir durum. Eğer suçlu değillerse zaten
beraat edecekler. İçeride kalmalarının bedelini madden ve manen devletten alacaklar. Suçlu iseler buna yapacak bir şey yok.
Müdahale etmemek lazım. Fakat bunlara alışacağız artık. Daha önce bu tür meselelerde 'Darbe yaparız' diyorlardı. Şimdi, 'Niye bırakmıyorsunuz.' diyorlar. Ama yargıçlar, ne Genelkurmay'dan, ne hükümetten, vicdanlarının sesini dinleyerek emir ve talimat alamazlar. Kimse onlara telkin ve tavsiyede dahi bulunamaz. Türkiye hukuk devleti,
modern bir devlet olma yolunda ilerliyor. İnsan hak ve özgürlüklerine önem veren bir
ülke olarak ilerliyor. Herkes cebindeki kirli bohçaları açıp bunlardan kurtulsun." açıklamasını yaptı.