Sivas'ta,
Madımak Oteli'nin yakılması ve 37 kişinin öldürülmesine ilişkin açılan ana davadan dosyaları ayrılan 7 firari sanığın yargılandığı davanın müdahil avukatlarından Şenal Sarıhan, firari
sanıklardan Cafer Erçakmak'a ait olduğu iddia edilen mezarın açılarak, ölen kişinin kimliğinin tespit edilmesini talep etti.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Sarıhan, Erçakmak'ın da aralarında bulunduğu 7 firari sanığın yargılandığı
Ankara 11. Ağır
Ceza Mahkemesine sunduğu dilekçede,
Sivas Olayları Davası'nın bir numaralı sanığı olan ve halen yakalanamayan Erçakmak'ın, Sivas Yukarı Tekke Mezarlığına gizlice defnedildiğine ilişkin haberlerin bugün basında yer aldığını anımsattı.
Bu durumun, 18 yıldır
yurt içinde ve dışında aranmakta olan sanığın
ölüm haberinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı konusunda kendilerinde ciddi bir kuşku yarattığını ifade eden Sarıhan, ''18 yıldır kaçmayı başarmış olan bir şahsın böyle bir yolla 'aranmaktan kurtulma yolunu' denemesi akla gelmeyecek bir durum değildir. Bu nedenle anılan mezarlığın açılarak gerçekten ölen şahsın Cafer Erçakmak olup olmadığının saptanmasını talep ediyoruz'' dedi.
Erçakmak'ın yurt dışında aranmasına ilişkin işlemlerde ciddi eksiklikler olduğunu ve sanığın 765 sayılı TCK'nın 146. maddesi gereğince de hakkında
tutuklama kararı olduğu bilgisinin ilgili makamlara iletilmediğini belirten Sarıhan, bu durumun, ancak mahkemeye yaptıkları başvurunun ardından yakın bir tarihte düzeltildiğini hatırlattı.
Şenal Sarıhan, dilekçesinde, şunları kaydetti:
''7 Ocak 2006 tarihinden itibaren kırmızı bültenle aranması istenen Cafer Erçakmak, mahkemenizin
emniyete
arama talimatı vermesi üzerine sadece Sivas'taki ikametgahından aranmakla yetinilmişti. 2004-2008 yılları arasında tüm aramalar ikamet adresinde idi. Davaya katılmamızın ardından Sivas
Emniyet Müdürlüğüne yazılan arama istemlerinize verilen yanıtlarda da sanığın, evine gidildiği ve evinde bulunamadığı yolunda bilgilerin yinelenmesi üzerine aranmakta olan bir sanığın evinde bulunmasının mümkün olmayacağını belirterek sanığın aranması için gerekli çabanın gösterilmediği yolundaki kaygılarımızı bilgilerinize sunmuştuk. Ancak şu anda ailesi tarafından defnedildiği iddia edilen sanığın Sivas'ta bulunduğu somut olarak ortaya çıkmış bulunmaktadır. Oysa mahkemenize daha önce sunmuş olduğumuz resmi belgelere göre ise sanık Fransa'da ikamet ediyor biçiminde görülüyordu. Bu belgelerin 'resmi' oluşları karşısında, resmi makamların mı yanıltıldığı, bu yanıltmanın kimler tarafından yapıldığı sorularını ciddi bir biçimde sormak gerekiyor.''
''Ayrıca sanık sürekli Sivas'ta idiyse ya da yurt dışından
hasta olarak Türkiye'ye getirilmişse bütün bu süreçlerde aranmakta olan birinin bütün resmi görevlileri aşarak Sivas'a ulaşmış olması ayrı bir soru işaretidir'' görüşünü dile getiren Sarıhan, ''
Yargılamanın ciddi bir iş olduğu son derece de açıktır. Sanığın yargı önüne getirilmesi bir kamu görevidir. Dosyamızda karşılaştığımız olgular, bu görevin yapılmasında gerekli özenin gösterilmediği yolunda ciddi bir kaygı yaratmaktadır'' ifadesini kullandı.
Sarıhan, defnedilen şahsın Erçakmak olup olmadığının
Adli Tıp kanalı ile saptanmasını ve ardından yakalama konusunda açık ihmalleri olduğunu iddia ettiği Sivas Emniyet Müdürlüğü ve diğer saptanacak
kamu görevlileri hakkında da suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesini talep etti.
(HGK-İU)11.07.2011 17:02:49