TESEV: Ortadoğu'nun rol modeli Türkiye

TESEV: Ortadoğu'nun rol modeli Türkiye

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) tarafından hazırlanan "Ortadoğu'da Türkiye Algısı 2010" araştırması, Ortadoğu halklarının Türkiye'ye bakış açısında önemli veriler ortaya koydu. Araştırmaya katılanların yüzde 66'sı Türkiye'yi rol model ülke olarak gördüklerini belirtirken, Türkiye'ye duyulan sempati ve arabuluculuk rolüne de büyük çoğunluk destek verdi. Ekonomik alandaki sorulara verilen cevaplar da, Ortadoğu'nun Türkiye ekonomisine duyduğu güveni ortaya koydu. Katılımcıların yüzde 27'sine göre önümüzdeki 10 yıl içinde Türkiye ekonomik açıdan bölgede lider olacak. TESEV tarafından Dış Politika Programı çerçevesinde hazırlanan "Ortadoğa'da Türkiye Algısı 2010" başlıklı araştırmasının sonuçları kamuoyuna duyuruldu. TESEV'in Karaköy'deki Merkez binasında gerçekleştirilen toplantıya vakfın yönetim kurulu başkanı Can Paker, TESEV Dış Politika Programı Yöneticisi Sabiha Senyücel Gündoğar, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Meliha Altunışık, Gökçe Pirinçoğlu katıldı. Toplantının açılışında konuşan TESEV Yönetim Kurulu Başkanı Can Paker, araştırmanın sonuçlarını vakıf olarak çok önemsediklerini söyledi. Amerika ve Ortadoğu'da Türkiye'nin son dönemdeki dış siyasetinin sıkça tartışılan bir konu olduğunu vurgu yapan Paker, popüler adıyla 'eksen kayması' tartışmalarında baş rolü, Türkiye'nin son dönem Ortadoğu siyasetinin oynadığını belirtti. Bölgedeki gelişmeler karşısında Türkiye'nin izlediği, sorunların çözümünde arabuluculuk rolünün Türkiye'nin dış politikasında değişim yaşandığı savlarının ana referansı olduğunu aktaran Paker, değişim derken kast edilen şeyin iyi açıklanması gereğini vurguladı. Değişimin Türkiye'nin yön değiştirmesi olarak yorumlanmaması gerektiğinin altını çizen Paker, bu yaklaşımın yaşananlara 'dar' bir açıdan bakmak olacağını belirtti. Paker, Türkiye'nin son dönemde yaşadığı dış politika değişimini 'eksen kayması'ndan çok, çok eksenli dünyada birden çok eksene genişlemesi şeklinde okumanın daha doğru olacağını ifade etti. Paker, "Önceki dönemlerde sadece batı eksenine oturtulan Türkiye dış siyaseti, küresel dünya anlayışına uygun şekilde Kuzey, Güney ve Doğu eksenlerini de kapsama alanında ilerlemektedir. Önemli olan bu çok eksenli siyaset anlayışının başarılı bir şekilde uygulayabilmektir." dedi. "ORTADOĞU'DA TÜRKİYE'YE SEMPATİ YÜZDE 80'E ULAŞTI" Araştırmanın sonuçlarının Türkiye'nin bölgede kabul görür bir ülke olduğunu ortaya koyduğunu anlatan Paker, Türkiye'ye duyulan sempatinin 2009 araştırmasına göre yüzde 5 oranında arttığını belirtti. Paker, 2009'da yüzde 75 olan sempati oranının 2010 yılında 80'e çıktığını aktardı. Türkiye'nin arabulucu rolüne 2009 yılında gösterilen desteğin 2010 yılında da devam ettiğini anlatan Paker, araştırmanın ulaştığı en önemli sonucun ise, Türkiye ekonomisine bölgenin bakışı olduğunu anlattı. Türkiye'nin bölge ülkeleri arasında en güçlü ekonomiye sahip olarak görüldüğünü aktaran Paker, katılımcıların yüzde 27'sinin önümüzdeki 10 yılda Türkiye'yi bölgedeki en büyük ekonomik güç olarak gördüğünü söyledi. TESEV Dış Politika Programı Yöneticisi Sabiha Senyücel Gündoğar ise, bölgede yaşanan son olaylarla birlikte araştırmanın sonuçlarının daha da önem kazandığını vurguladı. Gündoğar, 2009 yılında gerçekleştirilen "Ortadoğu'da Türkiye Algılaması"ndan farklı olarak son çalışmada İran'ın da yer aldığını aktardı. Türkiye'ye duyulan sempatinin 7 ülke baz alındığında yüzde 75 olarak gerçekleştiğini belirten Gündoğar İran'ın da dahil edildiğinde bu oranın yüzde 85'i bulduğunu anlattı. Araştırmaya göre, 2009 yılında 7 ülke ile 2010 yılında aynı ülkelerden elde edilen bölge ortalaması karşılaştırıldığında Türkiye'ye duyulan sempatinin yüzde 75'den yüzde 80'e yükseldiği görülüyor. Sonuçlara detaylı olarak bakıldığında farklı verilere ulaşılıyor. Sonuçlara göre Mısır yüzde 10, Irak ise yüzde 16 oranında zemin kaybettiği anlaşılıyor. "TÜRKİYE ÖNÜMÜZDEKİ 10 YILIN EN BÜYÜK EKONOMİSİ OLARAK GÖRÜLÜYOR" Araştırmanın önemli bir bölümünde de "Türkiye bölge ülkelerine model olabilir mi?" sorusu üzerinde yer aldığını söyleyen Gündoğar, 8 ülke ortalamasına bakıldığında katılanları yüzde 66'sının model olarak Türkiye'ye gördüklerini söyledi. Gündoğar, diğer bölge ülkeleriyle kıyaslandığında bu oranın gayet yüksek olduğunun altını çizdi. Araştırmayaya katılan 8 ülkeden 2 binin üzerindeki kişinin yüzde 66'sı Türkiye'nin Ortadoğu ülkelerine rol model olabileceği cevabını verdi. Sonuçların detaylarına inildiğinde, rol model olabilir diyenlerin yüzde 15'sinin Müslüman kimliği, yüzde 12'sinin ekonomisi, yüzde 11'inin demokratik rejime sahip olması, yüzde 10'unun ise Filistin ve Müslümanların haklarını korumasını gerekçe gösterdi. Araştırmanın sonuçlarına göre Türkiye'nin bölgede Suudi Arabistan'ın ardından ilk büyük ekonomi olarak görüldüğünü bildiren Gündoğar, " 'Önümüzdeki 10 yılda Türkiye'yi nerede görüyorsunuz?' şeklindeki soruya 'ilk sırada cevabı' veriliyor. Bölgenin Türkiye'den ekonomik anlamda beklentiler var bunu ciddi anlamda görebiliyoruz." dedi. Araştırmanın sonuçları katılımcıların Türkiye ekonomisine duyduğu güveni ortaya koydu. Katılımcıların yüzde 14'ü bu gün için Türkiye'yi bölgedeki en önemli güç olarak görürken, Türkiye'nin ekonomik geleceği konusuna bakış ise çok daha olumlu oldu. Katılımcıların yüzde 27'si gelecek 10 yılda Türkiye'yi bölgedeki en önemli ekonomik güç olarak gördüğünü belirtti. Kamuoyu yoklamasının ikinci kez tekrarlanmasının önemine işaret eden Ortadoğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Meliha Altunışık ise, yeni araştırmanın söyleyecek daha çok veri içerdiğini ifade etti. Bölgeyi 'toplumlar' ve 'rejimler' olarak sınıflandıran Altunışık, Türkiye'nin zaman zaman bu ikisi arasında bir denge zorluğu yaşadığını anlattı. Mısır ve Tunus'taki son olaylarla bu sıkıntının iyice arttığını savunan Altunışık, AK Parti'nin bu konudaki politikasını değerlendirdi. Birinci AK Parti hükümetinin demokrasi söylemini daha çok öncellediğini söyleyen Altunışık, ikinci AK Parti hükümetinde ise bu söylemin çok fazla yer almadığını dile getirdi. Açıklamaların ardından toplantıya katılanlar, basın mensuplarının sorularını cevapladı. Gazetecilerin Başbakan Erdoğan'ın Mısır'daki ayaklanmaya yönelik açıklamasının El Cezire televizyonunda canlı verildiği ve kanalın internet sitesinde uzun süre kaldığını hatırlatması ve Türkiye Başbakanı'nın söyleyeceklerinin bölge için önemli olduğunu belirterek, "Bundan sonra Türkiye nasıl hareket etmeli" sorusuna Meliha Altunışık cevap verdi. Arap dünyasında bir güçsüzlük hissi olduğunu ve bu bağlamda Türkiye'nin güçlü ve başarılı bir ülke olduğunun görüldüğünü anlatan Altunışık, "Kendi liderlerinin yapamadığını yapan ülke olarak görülüyor. İsrail'i eleştirilmesi, Irak savaşındaki tutumu... Bütün bunlar, kendi ülkelerinin yapamadığını yapan bir Türkiye olarak algılanıyor. Dolayısıyla böyle bir bölgesel rol var." diye konuştu. İran'a göre Türkiye'nin son yıllarda daha olumlu görülmeye başladığını belirten Altunışık, "Herkes İran'ın da etkisini artırdığının farkında bölgede geleneksel anlamda belki İran daha etkili ama Türkiye'nin gücü ve etkisi daha olumlu görünüyor. İran etkisi daha geleneksel ve daha askeri güç kullanımına dayalı bir etkiyken, daha bölücü, belki bölünmeleri derinleştirici görülürken, Türkiye daha yapıcı bütünleştirici, çözücü, yumuşak güç olarak tanımlanıyor. Saha çalışması 25 Ağustos – 27 Eylül 2010 tarihleri arasında eş zamanlı olarak 8 ülkede gerçekleştirilen araştırma için, Mısır, Ürdün, Filistin, Lübnan, Suudi Arabistan, Suriye ve İran'da telefonla arama ve Irak'ta ise yüzyüze görüşme tekniği kullanıldı. 2 bin 267 kişiyle gerçekleştirilen araştırma Ortadoğu'da Türkiye algısı adına önemli sonuçlar ortaya koyuyor. Vakıf, 2009'da da benzer bir çalışma yapmıştı.
<< Önceki Haber TESEV: Ortadoğu'nun rol modeli Türkiye Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER