Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği (
TOBB) gelecek beş yıllık süreçte çevre
ülkeler ve Türkiye'nin adeta 'inşaat halinde' olacağını açıkladı. Türkiye'de artan konut talebi,
kentsel dönüşüm projeleri, doğrudan
yabancı yatırımlardaki artış beklentisi, yenilebilir enerji alanında yapılması planlanan altyapı yatırımları ve büyük enerji nakil projelerinin ülkemizden geçmesi başta konut inşaatları olmak üzere konut dışı ve altyapı inşaatlarındaki büyümeyi artıracağını bildiren TOBB, Türkiye'nin yakın coğrafyasındaki ülkelerde de konut ve altyapı yatırımlarının hızlanarak devam etmesinin beklendiğini duyurdu.
Türkiye ekonomisinin lokomotifleri arasında yer alan inşaat ve inşaat malzemeleri
sektörünün mevcut durumu ve geleceğinin değerlendirildiği Türkiye İnşaat Malzemeleri Sektör Görünüm 2011 Raporu Swiss Otel'de düzenlenen bir
basın toplantısı ile açıklandı. Sektörün önümüzdeki 5 yıllık geleceğinin kapsamlı bir şekilde
analiz edildiği
raporun
tanıtım toplantısında konuşan TOBB Başkanı
Hisarcıklıoğlu, inşaat sektörünün 2010 yılının ilk dokuz ayında yüzde 18.4 büyüyerek lokomotif görevi üstlendiğini hatırlatarak, "
İnşaat sektörünün önünde iki fırsat kapısı aralanıyor. Birinci fırsat kapısı, yurtiçinde. Türkiye'nin önümüzdeki 3 yılda ortalama yüzde 5 büyümesi tahmin edilirken, inşaat sektöründeki büyümenin yüzde 8'in üzerinde olmasını bekliyoruz.
Asya-
Pasifik bölgesinden sonra inşaat sektörünün en hızlı büyümesinin beklendiği ülke Türkiye'dir. İkinci fırsat kapısı, çevre coğrafyalarda. Doğu
Avrupa, Türk Cumhuriyetleri, Orta
doğu ve
Kuzey Afrika bölgelerinde inşaat alanında yeni
pazarlar açılıyor. Buralardaki pazar potansiyelini en iyi kullanabilecek ülkeyiz. Türkiye ve çevre ülkeler
şantiye halinde olacak bu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz." diye konuştu.
İnşaat malzemeleri üreticilerinin çevre pazarlarda etkinliğini artırabilmesi için sadece pazarlama değil, bu ülkelerde
üretim tesisi kurma çalışmaları yapmasında fayda olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, "Doğu Avrupa,
Rusya,
Kuzey Afrika ve
Ortadoğu ülkeleri yeniden inşa ediliyor. Ve bu inşaatların
yaşam kalitesinin anahtarı Türk inşaat malzemeleri üreticilerinde. Bizler bunun farkında olup bu bölgelerde daha aktif olmalıyız." dedi.
Sektörün yakın coğrafyada ve Avrupa'da üretim kapasitesi açısından önemli bir konuma sahip olduğunu anlatan TOBB Başkanı, bazı örnekleri şöyle sıraladı: "Çimento üretiminde dünyada yedinci, yakın coğrafyada ise birinciyiz.
Seramikde Avrupa'da ücüncü, bu coğrafyada ikinciyiz. Yine bu coğrafyada dekoratif boyada ikinciyiz, Demir-Çelik üretiminde üçüncüyüz."
"TUNUS VE MISIR ETKİLEMEZ"
Tunus ve
Mısır'daki olayların Türk inşaat sektörünün bu coğrafyadaki pazar payını olumsuz etkilemeyeceğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Biz ticaret ve yatırımlara, gelişmelerin sıcaklığına takılıp kalmadan, uzun vadeli bakıyoruz. Tunus ve Mısır başta olmak üzere, bu coğrafyadaki ülkelerde halkın isteklerine daha fazla duyarlı, daha şeffaf,
hesap verebilir ve demokratik
yönetim tarzına daha yakın idarelerin kurulması, o ülkelerin hayat standartlarını yükseltecektir. İnsanlar geleceğe daha fazla güven duyacaktır. Bu sayede ticaret ve yatırımlar açısından daha verimli
işbirliği fırsatları doğacaktır" değerlendirmesini yaptı.
ENERJİ VERİMLİLİĞİ SEFERBERLİĞİ
Enerjide dışa bağımlı ülkelerden biri olan Türkiye'de inşaat sektörü merkezli enerji verimliliği seferberliğinin başlatılmasının kritik önemde olduğunu ifade eden İMSAD Başkanı Hüseyin Bilmaç ise, sanayide ve binalarda enerji verimliliğine yoğunlaşılması gerektiğini kaydetti.
Enerji verimliliğinin finansmanı için
dernek olarak üyelerle yoğun çalışmalar yaptıklarını belirten Bilmaç, "Raporda da önemle vurgulandığı gibi; hem binalarda hem de sanayide enerji verimliliğinin finansmanı ile ilgili mevzuat ve kurumsal yapılanma konusunda bu noktada ciddi mesafe kat etmiş diğer ülkelerde uygulanan mali destekler,
vergi muafiyeti veya indirimi, hızlandırılmış amortisman, imtiyazlı krediler, üçüncü şahıs finansmanı, tüm binalarda enerji verimliliği için sübvansiyon ve hibeler gibi yöntemler de değerlendirilerek Türkiye koşullarına en uygun yaratıcı çözümlerin geliştirilmesine ihtiyaç vardır." diye konuştu.
Raporun önemli tespitlerden birinin Türk inşaat malzemeleri sanayiinde sektörel işbirliklerinini yeterli düzeyde olmadığını ve geliştirilmesini talep eden Bilmaç, Enerji Ajansı ve Enerji Verimliliği Merkezi kurulmasını önerdi. Bilmaç, yetenekli insan gücünün sektöre çekilmesi gerektiğini kaydederek şu tesbitlerde bulundu: "İnşaat sektörü, Türkiye'nin en büyük istihdam sağlayan iş kolu özelliğini taşımaktadır. Bununla birlikte; çalışma koşulları ve şirketlerin kurumsallık seviyeleri dikkate alındığında, sektörün tüm değer zinciri boyunca yetenekli ve kalifiye iş gücünü çekmekte yetersiz kaldığı göze çarpmaktadır."
ÜRETİM ODAKLILIKTAN TEKNOLOJİK ODAKLILIĞA GEÇİŞ ŞART
Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı (SERFED) Başkanı Zeynep Bodur Okyay ise, Türkiye'nin inşaat malzemeleri sektörünün sürdürülebilir
rekabet gücüne ulaşması için üretim odaklılıktan, teknoloji odaklılığa geçiş yapmasının şart olduğunu söyledi. Okyay, "Türkiye'nin inovasyon kabiliyetinin artırılması için iki önemli adımın atılması gerekmektedir. Birincisi alanında öncü global
firmaların
Ar-Ge merkezlerini Türkiye'ye kaydırmaları ve Türkiye'yi bir Ar-Ge üssü olarak kullanmaları sağlanmalıdır. İkincisi Türkiye'de inovasyon kült
ürünün yerleşmesi için, üreticilerin pazar odaklı yapıya geçmeleri önemlidir. Bu üretim ve
satış odaklı firmalar için uzun soluklu bir değişimin zorunlu olduğu anlamına gelmektedir." dedi.
Sektörün rekabet gücünü artırmak için kritik konulardan birisinin de
markalaşma olduğunu belirten Okyay, şu bilgileri verdi:"Marka yaratmak uzun soluklu bir mücadeledir. Marka yaratmak, yaratılmış güçlü markaların değerini korumak da sürekli yatırım yapmayı gerektirdiğini bir sanayici olarak deneyimlerimize dayanarak söyleyebilirim. Biz de Kale olarak yapı sektöründeki güçlü markalarımızı değerini korumak için kendimizi müşterimizin yerine koyup, işimize onların gözünden bakmaya odaklanıyoruz. Tasarımdan, üretime, satıştan uygulamaya kadar tüm iş süreçlerimizi buna göre yapılandırıyoruz."
SATIŞ VE DAĞITIM KANALINDA DEĞİŞİM
Raporun satış ve dağıtım kanalları bölümünün verilerini basınla paylaşan Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu (TİMFED) Başkanı
Serdar Dönmez, gelecek beş yılda sektöre yön verecek dinamiklerin inşaat malzemeleri üreticilerinde olduğu kadar satış ve dağıtım kanallarında da değişimi zorunlu kıldığını söyledi. Bayilerin sundukları ürün kategorilerinde uzman hale gelmeleri ve ürünü
hizmetle birlikte sunmalarının önemini vurgulayan Dönmez, büyüyen yapı market kanalı ve güçlü üreticiler karşısında birkaç bayinin biraraya gelerek daha güçlü bayilik yapıları oluşturmalarının kaçınılmaz hale geleceğini ifade etti. Dönmez, TİMFED olarak satış ve dağıtım kanallarında pazarlama, marka yönetimi, tedarik zinciri yönetimi, insan kaynakları yönetimi gibi konularda eğitim faaliyetleri yaptıklarını anlattı..
RAPOR İÇİN ÖZEL ANKETLER YAPILDI
Türkiye İnşaat Malzemeleri Sektör Görünüm Raporu'nun detayları hakkında bilgi veren
Deloitte Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve ortağı M. Sait Gözüm, inşaat ve inşaat malzemeleri sektöründe çok sayıda firma ve kuruluşa hizmet verdiklerini ve sektörün gelişimini yakından takip ettiklerini ifade etti.