Türk Tabipleri Birliği (TTB)
Merkez Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Osman
Öztürk,
Türkiye'nin büyük çaplı bir toplu
mezarlar gerçekliğiyle yüz yüze olduğunu söyledi.
TTB Merkez Konseyi'nin kamuoyunun gündeminde olan toplu mezar iddiaları ile ilgili oluşturduğu inceleme heyeti
bölgedeki çalışmalarını tamamladı. TTB Genel Başkanı Eriş Bilaloğlu ve TTB Merkez Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Osman Öztürk,
basın toplantısı ile inceleme heyetinin tespit ve gözlemlerini paylaştı. TTB Başkanı Eriş Bilaloğlu, söz konusu raporun,
TBMM İnsan Hakları Komisyonu dâhil tüm ilgililere gönderileceğini belirtti.
Dr. Osman Öztürk, inceleme heyetinin, 19–20
Şubat tarihlerinde bölge tabip odalarının yöneticilerinin de katılımı ile
Bitlis, Mutki,
Siirt,
Batman,
Diyarbakır,
Kozluk,
Hazro ve Silvan'da görgü tanıkları ile görüşerek, bazı toplu mezarlarda incelemelerde bulunulduğunu söyledi. Öztürk, "Şu ana kadar bin 496 kişiye ait kemiklerin bulunduğu 114 toplu mezarın tespit edildiği; açılan 26 toplu mezarda 171 kişinin kemiklerine rastlandığı bildirilmekle birlikte olayın gerçek boyutları çok daha büyüktür. Hakkâri'den Tunceli'ye kadar geniş bir coğrafyada yüzlerce toplu mezarda gömülü kimliği belirsiz binlerce
ceset söz konusudur." diye konuştu.
Toplu mezarların şehir merkezlerinden, yol kenarlarına, çöplüklere kadar değişik bölgelerde mevcut olduğunu dile getirdi.
Otopsi işlemi tamamlanan kimsesiz cesetlerin kimliklerinin belirlenebilmesi için on beş günlük teşhir süresinin bulunduğunu hatırlatan Öztürk, "Ancak uzun yıllar süren çatışmalarda öldürülenler için teşhir süresinin uygulanmaması, ailelere cenazeleri teşhis etme ve teslim alma imkanı verilmemesi, cesetlerin toplu bir şekilde ve hızla gömülmesi, işlenen
faili meçhul cinayetler, toplu mezar olgusunun vahim boyutlara ulaşmasına yol açmıştır." dedi.
Ailelerin, toplu mezarların bir an önce açılması ve kimliklendirmenin hızla yapılarak, cenazelerin kendilerine teslim edilmesini istediklerini söyleyen Öztürk, "Bazı kayıp yakınları ve görgü tanıklarının, mezarlarla ilgili,
baskı görme korkusu ile müracaatta bulunmadığını gözlemledik." şeklinde konuştu.
Öztürk, şimdiye kadar açılan mezarlarda Minneseoto Otopsi Protokolü'ne uyulmadığını belirterek, "Son açılan mezarlarda gerekli özen gösterilmemiş. Kepçe ve dozerin kullanılması ailelerin de farklı tepkilerine yol açıyor. Ve gerçekten kanıt toplamaktan çok sanki kanıtların yok edilmesine yol açacak işlemler uygulanıyor." dedi.
Öztürk, kimliklendirme ve DNA analizi için
Adli Tıp Kurumu'na gönderilen dosyaların, aradan geçen süreye rağmen sonuçlandırılmamasının, tepkilere neden olduğunu kaydetti.
"TOPLU MEZAR İHBARINDA BULUNAN GÖRGÜ TANIKLARINA BASKIYA MARUZ KALMAYACAKLARI GÜVENCESİ VERİLMELİ"
TTB İnceleme Heyeti'nin, ilk değerlendirmelerinden bazıları şöyle sıralandı:
—Toplu mezar ihbarında bulunan kayıp yakınları ve görgü tanıklarına herhangi bir baskıya maruz kalmayacakları güvencesi verilmeli.
—Yapılan şikâyet ve ihbarlar sistemli bir şekilde düzenlenerek, öncelikle toplu mezarların nerelerde olduğu ayrıntılı bir şekilde tespit edilmeli.
—Toplu mezar iddiası bulunan yerler, mezarlar açılıncaya kadar korunmaya alınmalı; üzerlerinin örtülmesi, yol ve inşaat çalışmaları gibi uygulamalarla tahrip edilmeleri önlenmeli.
—Mezar açma işlemleri arkeolojik teknikler kullanılarak özenle yapılmalı, mezarların açılması sırasında ortaya çıkacak biyolojik delillerin toplanması ve değerlendirilmesi için adli tıp uzmanları görevlendirilmeli.
—Mezar açma işlemlerinde
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kabul edilmiş olan
Minnesota Otopsi Protokolü'nün öngördüğü kurallar uygulanmalı.
—Açılan toplu mezarlardan çıkartılan cesetler sadece kimliklendirme için değil
insan hakları ihlalleri açısından da değerlendirilmeli.
-Toplu mezarlar ve bu mezarlardan kanıtlarına ulaşılacak faili meçhul cinayetler ve insan hakları ihlalleri ciddiyetle soruşturulmalı, sorumluları yargı önüne çıkartılmalı.
Toplantının ardından Erişoğlu, bir gazetecinin sorusu üzerine, toplu mezar iddiaları ile ilgili arzu edilen ölçüde konunun tartışılıp-paylaşılıp gereğinin yapılma iradesinin ortada olmadığını savundu.