Ergenekon ana
davasında
tanık olarak dinlenmek üzere önceki
duruşmaya çağrılan ancak rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılan Esra Feride Gökçimen, ilk duruşmada olduğu gibi bugün de
sanık Semih Tufan Gülaltay'dan korktuğu için duruşma salonuna girmedi. Gülaltay'ın karşısına çıkmaya hazır olmadığını söyleyen Gökçimen,
gizli tanıklar için oluşturulan özel odaya alındı ve görüntüsü de duruşma salonundan izlettirildi. Gülaltay'ın tanık Gökçimen'i yalancılıkla suçlaması üzerine Gökçimen, "Sizin baskıcı tutumunuzdan dolayı herkes sustu. 70-80 yaşındaki adamı bile falakaya yatırıp dövmediniz mi? Oradaki falakaları, sopaları ve zincirleri inkar mı ediyorsunuz?" diye tepki gösterdi.
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon ana davasının 178. duruşmasına
tutuklu sanıklardan
Doğu Perinçek, Mehmet Fikri
Karadağ, Hayrettin
Ertekin,
Ergun Poyraz ve İsmail
Sağır katılmadı. Aralarında
Veli Küçük ve
Muzaffer Tekin'in de yer aldığı diğer 16 tutuklu sanık ile tutuksuz sanıklardan Güler Kömürcü
Öztürk, Aykut Metin Şükre ve
Erkan Ayyıldız ise duruşmada hazır bulundu.
Kimlik yoklamasının ardından tutuklu sanıklardan
Oktay Yıldırım, Ergenekon ana davası ile İkinci Ergenekon davalarına ilişkin ele geçirilen mühimmatlarla ilgili olarak
mahkemeye ulaşan en son bilirkişi raporunun kendisine verilmesini istedi. Yıldırım, 15
Nisan 2011
Cuma günü talebinde bu konuya da değinmek istediği ancak rapora henüz ulaşamadığını açıkladı.
Mahkeme Başkanı Köksal
Şengün,
soruşturma aşamasında sanıklardan
Semih Tufan Gülaltay aleyhine ifadesi bulunan Esra Feride Gökçimen'in duruşmada hazır bulunduğunu söyledi. Bir dönem Gülaltay'ın ofisinde çalıştığı belirtilen Feride Gökçimen'in, can ve mal güvenliğinden endişe duyması nedeniyle duruşma salonuna girmek istemediği hatırlatıldı. Rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığı için geçen oturumda ifadesi yarıda kalan Gökçimen'in, bugün de duruşma salonuna girmek istemediği yönünde mahkemeye dilekçe verdiği açıklandı.
Başkan Şengün, tanık Gökçimen'i gizli tanıklar için ayarlanan tanık odasına aldıklarını, üye hakim Hüsnü Çalmuk'un da yanında olduğunu ve ifadesine bu şekilde devam edileceğini kaydetti. Tanık odasının, gizli tanıkların görüntülerinin mozaiklenerek ve seslerinin değiştirilerek duruşma salonuna aksettirilmesi amacıyla oluşturulmuş olmasına karşın Gökçimen'in görüntüsü ve sesi üzerinde oynama yapmadan duruşma salonuna aksettirildiği görüldü.
VELİ KÜÇÜK'ÜN AVUKAT KIZI, DURUŞMAYI GİZLİ TANIK ODASINDAN İZLEDİ
Bu sırada tutuklu sanık
Veli Küçük'ün
avukatlığını da yapan kızı Zeynep Küçük, tanık odasına gitmek için mahkemeden izin istedi. Başkan
Köksal Şengün'ün izni üzerine Küçük, duruşmanın bundan sonraki bölümünü gizli tanık odasından takip etti.
Sanık avukatlarından
Vural Ergül, usul hakkında söz isteyince Başkan Şengün, duruşmayı açtıklarını ve tanık dinleyeceklerini açıkladıklarını söyledi. Her ne kadar kendisine konuşması için net bir söz verilmemiş olsa da avukat Ergül, "Tanığın yüzünü görüyor ve sesini de duyuyoruz. Bunu hukuksuz ve ne kanunsuz bir uygulamadır?" şeklinde tepki göstererek yerine oturdu. Tanık Feride Gökçimen'in açıklaması ise avukat Ergül'ün sorusuna
cevap niteliğinde oldu. Gökçimen, çok ağır tehditler aldığını, can ve mal güvenliğinden endişe duyduğunu, Semih Tufan Gülaltay ile aynı ortamda bulunmaya hazır olmadığını açıkladı.
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, 10
Mart 2011 tarihli duruşmada da tanık olarak ifade verdiğini hatırlatarak soruşturma aşamasında Semih Tufan Gülaltay aleyhine verdiği ifadeleri neden geri çektiğini sordu. Bunun üzerine Gökçimen, kendisi ve oğluna yönelik çok ağır tehditler aldığını söyledi. Sanık Gülaltay'ın kardeşi Emre ve annesi Solmaz Gülaltay tarafından telefonla arandığını belirten Gökçimen, "Önce Emre ile çok kısa konuştuk. Ardından da Solmaz Gülaltay ile 5-10 dakika kadar görüştük. Bana bu davanın da biteceğini ve benimle bir sorunlarının olmadığını söyledi. Ben de hiç kimsenin devletten daha üstün olamayacağını söyledim. Bunun üzerine Semih Tufan Gülaltay aleyhine verdiğim ifadeyi geri almazsam aynı odada oğluma öyle bir şey yaparlarmış ki tekerlekli sandalyeye mahkum ederlermiş. Bizi çok ağır şekilde ölümle tehdit etti. Her şeyin düzeleceğini sandığım için şikayetimden vazgeçtiğimi söyleyerek ifademi geri çektim ama durmadı. Vicdanım, bu duruma daha fazla izin vermediği için de gerçekleri anlatmak zorunda kaldım." diye konuştu..
'GÜLALTAY, 70-80 YAŞINDAKİ ADAMI FALAKAYA YATIRIM DÖVDÜ'
Feride Gökçimen'in, ifadesini 2 yıl önce bu davanın Beşiktaş'ta görülen duruşmasında geri aldığını söylemesi üzerine Başkan Şengün, "Bu dava orada hiç görülmedi. Sizin orada ifade verdiğiniz, Semih Tufan Gülaltay'ın yargılandığı 12.
Ağır Ceza Mahkemesinde görülen başka bir çete davasıdır. Siz orada
mağdur-sanık sıfatıyla ifade vermişsiniz." hatırlatmasında bulundu.
Gökçimen'in, 7 Nisan 2011 tarihli bir dilekçe ile tanık koruma yasasından faydalanmak istediği, ancak 10 Mart 2011 tarihli duruşmada mahkeme tarafından Gökçimen'in tanık koruma yasasından yararlanmasına karar verildiği açıklandı. Gökçimen'in aldığı tehditleri tekrar anlatıp ağladığı gözlendi. Bunun üzerine Başkan Şengün, "Tanıksınız. Bunlara hazırlıklı olacaksınız. Size tabii ki sorular sorulacak." açıklamasında bulundu.
Aleyhine verdiği ifade ile kendisini zor duruma sokan tanık Gökçimen'e soru soracağını belirten sanık Tufan Gülaltay, başkan Şengün'den izin istedi. Gökçimen'in 11 Temmuz 2006 tarihinde polis ifadesi olduğunu söyleyen Gülaltay, Gökçimen'in karanlık ilişkileri olan bir kişi olduğunu öne sürdü. Gülaltay, "Eşiniz Muzaffer Gökçimen'in ticari ilişkilerini bilmediğiniz yolunda bir beyanınız var ama bu bahsettiğim ifademde kocanızın içerisinde kağıt para balyaları bulunan varilleri bulabilmek için bir
dedektör yapmaya çalıştığını söylemişsiniz. Eşinin işini bu kadar ayrıntısıyla bildiği anlaşılan bir kişi, daha sonra da ilişkilerinden haberdar olmadığını söylüyor. Biz hangisine inanalım.?" diye sordu. Gökçimen ise kocasının sadece
tanıtım, pazarlama ve
satış işlerine karıştığını, ticari ilişkilerinden haberi olmadığını söyledi.
Bu sırada tutuklu sanık
Alparslan Arslan'ın etrafında bulunan biri rütbeli 3
jandarma arasından birden bağırmaya başladığı duyuldu. Kime sarf ettiği anlaşılmayan küfürler etmesi üzerine Arslan, ağzı bir peçete balyası ile kapatılarak duruşma salonundan çıkarıldı. Arslan'ın, duruşma salonunu terk ederken de jandarma görevlilerine zorluk çıkardığı gözlendi.
Sanık Gülaltay'ın, bahsettiği polis ifadesinde geçen bazı yerleri okuyarak yalan ve çelişkili olduğunu ileri sürmesi üzerine Gökçimen, "Sizin baskıcı tutumunuzdan dolayı herkes sustu. 70-80 yaşındaki adamı bile falakaya yatırıp dövmediniz mi? Oradaki falakaları, sopaları ve zincirleri inkar mı ediyorsunuz?" diye tepki gösterdi.
AVUKAT ERGÜL, TUNCAY GÜNEY İÇİN TUTUKLANMAMA GÜVENCESİ İSTEDİ
Avukatı
Vural Ergül, yazılı dilekçesi ile mahkeme heyetinden
Tuncay Güney'in de duruşmada tanık olarak dinlenmesi için davet edilmesini talep etti. Ergül dilekçesinde, "Mahkemenizin de hafızasını tazelemek üzere yeniden hatırlatmak gerekir ki,
Tuncay Güney'in mülakatında adı geçmeseydi ne sayın Doğu Perinçek, ne sayın Veli Küçük ne sayın Adnan Akfırat ne de diğer mülakata konu isimler güya mahkemenizin 3 yıldır varlığını yokluğunu araştırdığı
örgüt adı çerçevesinde bir araya getirilebilecekti. Hal böyle iken davanın başında kullanılan ve sonra bir kenara atılan
şüpheli Tuncay Güney'in bugüne kadar bir türlü ifadesi alınamamıştır." açıklamasını yaptı. Ergül, Tuncay Güney'in tanık koruma programına alınmasını talep ederek, "Tuncay Güney hakkında 'duruşmaya gelmesi halinde tutuklanmayacağı hususunda bir güvence belgesi' verilerek kendisine davette bulunulmasına karar verilmesini talep ederim." ifadelerine yer verdi.
Daha önce de avukatları tarafından firari sanık
Bedrettin Dalan hakkında aynı şekilde güvence ya da
garanti belgesi istenmişti. Ancak mahkeme, bu talebi yerinde bulmayarak reddetmişti.