Şanlıurfa Valiliği, tarihi evlerin turizme kazandırması amacıyla
restorasyon çalışmalarını sürdürüyor. Ancak valiliğin
restore etmeye karar verdiği tarihi bir evin sahibi restorasyon işlemine karşı çıktı. Karşılıklı
davanın açıldığı ev ile ilgili onarımlar sürerken, evin sahibi Hafize Sema Abacı, evinin onarılmaması için
mahkemede dava açtıkları halde, onarımın durdurulmamasına tepki gösterdi. Valilik ise restorasyon çalışmaları kapsamında herhangi hukuki bir sıkıntının olmadığını açıkladı.
Şanlıurfa Türkmeydanı Mahallesi'nde Reji Kilisesi yanındaki evlerde onarım işlemleri sürüyor. Bölgede dedesinden kalma bir evi bu bulunan Hafize Sema Abacı adlı bir vatandaş tarihi evini maddi değerlerle ölçülemeyecek kadar değerli olduğunu belirterek, 127 bin lira bedel biçilen evini satmak istemedi. Sema Abacı, Valiliğin cağrısına
cevap vermeyince valilik, mahkeme kararıyla Özel Kamulaştırma Kanunu'nun 9 maddesine dayanarak tarihi evde onarım işlemlerine başladı. Evin sahibi Abacı,
itiraz dilekçesi ile evi satmak istemediğini belirtti ve valiliği onarım çalışmalarını durdurması için idari mahkemeye başvurdu.
Konu ile ilgili mahkeme devam ederken, valilik onarım işlemlerini durdurmadı. İstanbul'da yaşayan Abacı, dedesinden kalma evini ziyaret ederek devam eden onarım çalışmalarına
isyan etti. Mahkemenin sonuçlanmadan onarımların başlamasının yanlış olduğunu savunan Abacı, buradaki evlerin Avrupalılara butik
otel veya farklı şekillerde kullanılması için peşkeş çekildiğini ileri sürdü. Sema Abacı, evinin onarılmasını yüreği
yanık bir şekilde izlediğini söyledi. Abacı, 'marke şehir olacağız' diye bütün manevi değerlerin yok sayılmasına ve manevi değerlerin maddi değerlerle ölçülmesine tepki gösterdi.
Evin 1800'lerde büyük dedesi tarafından yapıldığını anlatan Abacı, evin Hristiyanlara ait bir ev olarak yansıtılmasından da rahatsız olduğunu dile getirdi.
"DEĞERLERİMİZ İÇİN SAVAŞTIK"
Kurtuluş Savaşı'nda babasının da savaştığını kaydeden Abacı, bir karış toprağı savunmak topyekün bir mücadele verdiklerini anlatarak, "Biz malımızın maddi değeri değil manevi değeri üzerinde duruyoruz. Burası da elimizden alınırsa kendimizi Urfa'dan silinmiş, atılmış gibi hissedeceğiz. Kurtuluş Savaşı'nın, vatan korumanın, milli ve manevi hiçbir değerinin anlamının kalmadığını düşünüyorum. Lütfen gerekli makamların bu işin üstünde durmasını, Urfa'ya otel veya başka sosyal tesisler lazımsa bunun yasal süreçler ve yasal dayanaklar üzerinde yapılıp bitirilmesini istiyorum. Bizden herkes elini uzak tutsun." dedi.
Urfa'da arazilerin peşkeş çekildiğini iddia eden Abacı, "Tapular henüz bizim üstümüzdeyken mahkeme neticelenmeden onarıma geçilmiştir. İl Özel İdaresi'nden haber gelince dava açtık, fakat reddedildi. Önce Özel idare'nin dava açması gerekiyormuş. Özel İdare'nin açtığı asliye hukuk davasına mazeret dilekçesi ile başvurdum. Daha sonra idari mahkemede dava açtım. Urfa'ya ne oluyor? Urfa'daki mal sahipleri, eski Urfalılar Urfa'dan atılmak mı isteniyor? Urfa'nın yabancılara peşkeş çekildiği yönündeki rivayetleri ile bütün
yurt dedikodudan sallanıyor. Bunlarda gerçek payı buradan mı belli olacak?" diye sordu.
Şanlıurfa Valiliği de
kamulaştırma için evin sahibine yazı gönderildiğini ancak tarihinde karşılık vermediği için Özel Kamulaştırma Kanunu'nun 9. maddesi gereğince kamulaştırma çalışmalarını başlattıklarını belirterek, restorasyonda herhangi bir hukuki sorunun olmadığını bildirdi.