Cihan
Yıldırım -
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (
TMSF) Başkanı
Şakir Ercan Gül, ''TMSF'nin gündemden düşmesi;
Türkiye ekonomisi açısından
finans sisteminin ayakta durduğunu, bütün
ekonomik krize rağmen finans sisteminin sağlam olduğunu, yapılan çalışmaların ve hamlelerin doğru ve zamanında yapıldığını göstermektedir'' dedi.
Gül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2003 yılından beri sisteme herhangi bir
bankanın inkital etmediğini, bundan da memnuniyet duyduklarını kaydetti.
Bu nedenle TMSF'nin gündemden düştüğünü ifade eden Gül, şöyle konuştu:
''TMSF'nin gündemden düşmüş olması ülkemiz açısından iyiye işaret. TMSF'nin gündemden düşmesi; Türkiye ekonomisi açısından finans sisteminin ayakta durduğunu, bütün ekonomik krize rağmen finans sisteminin sağlam olduğunu, yapılan çalışmaların ve hamlelerin doğru ve zamanında yapıldığını göstermektedir. İnşallah bundan sonraki dönemde başka banka TMSF'ye intikal etmez.''
Gül, ellerinde
Uzan Grubu'ndan kalma Adabank olduğunu ve bu da 2 ay içinde yeniden
satışa sunacaklarını anlatarak, şöyle devam etti:
''Daha önce 2 kere satışa çıkardık. Fiyatları uygun bulmadığımız için satmadık. Çok düşük fiyatlar geldi. Onu yeniden satışa sunacağız.
BDDK'dan satış yöntemiyle ilgili bir değişiklik yapmasını istedik. BDDK bankalar için hisse satışı dışında satış yönteminin olmayacağını söyleyince tekrar hisse satışıyla satmaya devam edeceğiz. Amacımız varlıkların makul fiyatlarda satışını sağlamak. Adabank, Uzan Grubu'nun borçlarını karşılamaz. Çünkü, alacak rakamı çok yüksek. Uzan Grubu'nun alacak rakamı biraz karışık bir mekanizma.
Bankacılık Kanunu gereği
ödemiş olduğumuz para 6,5-7 milyar dolar civarındadır. Bu kadar parayı tahsil etmiş olmamıza rağmen bu paranın 5 milyar dolarını diğer kurumlara ödedik. 4 milyar dolarını Maliye'ye ödedik. 1 milyar dolarını
Telekom nedeniyle Hazine'ye ödedik. Onların borçlarını ödedik. Alacağımıza mahsup edilen tutar 700-800 milyon dolar gibi bir tutar. Dolayısıyla bizim alacak kalemimiz duruyor. Kamusal anlamda önemli bir tahsilat sağlanmış durumdayız ancak TMSF'nin hesapları anlamında bakıldığı zaman o hesapların açıklığı ortada.''
İlgili kanunda
vergi ve SSK alacaklarının bütün alacaklardan önce tahsil edileceğine dair hüküm olması nedeniyle tahsil ettikleri paraları oralara aktardıklarını ifade eden Gül, ''Nihayetinde o da kamunun bir tahsilatı. O tahsilat çok önemli bir tahsilattı. 2006 yılında
bütçe yaklaşık 4 milyar dolar civarında fazla verdi. Bugün itibariyle 15 grup ve kişiden yaklaşık 2,5 milyar dolar alacağımız var'' dedi.
-''BİZİ EN ÇOK TOPRAK GRUBU ZORLADI''-
Gül, fonu en fazla zorlayan grubun Toprak olduğuna da değinerek, şunları söyledi:
''Aslında ilk muhatap olduğumuzda sorunu en kolay çözülecek grubun Toprak Grubu olduğunu düşünmüştük. Neden? Varlıkları vardı. Bunları kendisinin satmasına imkan vermek suretiyle, hatta bunları projelendirerek, katma değer yaratarak borçlarını çok kısa zamanda ödeyebilecek durumdaydı. Bunu yapması için elimizden gelen hiçbir şeyi esirgemedik. Kendisine bu imkanı verdik. Buna rağmen anlayamadığım nedenlerden ötürü bunu
dava mekanizmasına soktu. Bu dava mekanizmasında anlayamadığımız nedenlerden dolayı bazı karşılıklar da buldu. Nihayetinde bu maç devam ediyor. Bu 90 dakikalık maç. Henüz bitmiş değil. Sonuçta hukuk nezdinde haklılığımızın
tescil edileceğini düşündüğümüz için devam ediyoruz. Sadece şunu anlamıyorum. Toprak Grubu bu anlaşmaları nasıl ihtilaf konusu haline getirebilir. Hadi o getirdi bu ihtilaf konusu olan şey nasıl yargı mekanizmaları tarafından görülmez. Bunu anlamakta zorluk çekiyorum. İki kere
akit yapıp bozan Toprak Grubu'dur.''
Gül, Aslanlı Köşk'ün satışının kesinleştiğini, Toprak İzolasyon Fabrikası'nı sattıklarını, bunlarda sorun olmadığını belirterek, ''Ancak, diğer satışlarımız kesinleşmediği için o süreç içinde borç tespitiyle alakalı
Danıştay'dan yürütmeyi durdurma kararı geldi. Bize göre çok hatalı bir karar olmasına rağmen yargı kararını bir şekilde uygulamak durumundayız'' diye konuştu.
-''420 MİLYON LİRA BORCU VAR''-
Bu karar çerçevesinde yürütmeyi durdurduklarını, satış işlemlerini geri çektiklerini anlatan Gül, ''Fakat, Danıştay, kararıyla aynı zamanda bizim alacaklı olduğumuzu tespit ettiği için yeni alacak rakamını revize ettik. Bu karar çerçevesinde bütün varlıkları yeniden satışa çıkaracağız. Bunla ilgili değerleme çalışmaları yapılıyor. Bu işte biz yüzde 100 haklıyız. Danıştay'ın da tescil ettiği üzere 420 milyon lira borcu var. Bu tutarı ödemesi gerekiyor. Bu arada Toprak, bize gelirse onunla konuşmaya, borç rakamını makul hale getirmeye hazır olabiliriz'' dedi.
Gül, yargı sürecinden kaynaklanan tahsilat etkinsizliğiyle karşı karşıya olduklarına da değinerek, şunları bildirdi:
''
Yargı süreci bir şeyin içine girdiği zaman bizi durduruyor. ABD TMSF'sine bakıyorum... Yürütmenin durdurulma kararı bile ABD TMSF'si kararlarına karşı verilemiyor. ABD TMSF'si çok kısa zamanda hızlı ve etkili çözümleme yapabiliyor. Ben yapamıyorum. Yaptığımız tüm işlemlere elbette yargı yolu açıktır. Yürütmeye durdurma mekanizması öyle garip bir şekilde işliyor ki... Bizde, yürütmenin durdurulması kararı işlemi en başa döndürüyor. O ana kadar yapılan işlemin kamusal maliyeti nedir? Onu kim ödeyecek? Madem öyle bir karar verilecek yürütmeyi durdurma doğrudan doğruya
iptal kararı ver. Yürütmeyi durdurma kararları istisnai müesseselerdir. Olması gerekir mi,
evet olması gerekir. Yürütmeyi durdurma kararına karşı değilim ama Türkiye'deki uygulanış biçimi hukuk devletine zarar verir biçimde gelişiyor. Bir de çok durduruyor bizi, hareket edemiyoruz. Ekonominin genel dinamizminden istifade edememiş oluyoruz.''
Varlıkları çok hızlı bir şekilde paraya dönüştürmeleri gerektiğine işaret eden Gül, ''İhale süreçlerinin bu kadar uzun sürmesi alıcılarda bıkkınlık, isteksizlik yaratıyor.
Problemli işlere girmek istemiyorlar. Dolayısıyla bu da borçluların ekmeğine yağ sürüyor. Bu durumu Türk yargı sistemi açısından ciddi tartışmamız gerekiyor'' dedi.
Gül, bu konuda adli yargıda pek fazla sorun olmadığını, idari yargı açısından bunları söylediğini anlatarak, ''İdari yargının yürütmeyi durdurma kararlarının işleyiş biçimi Türkiye ekonomisinin dinamizmine engel oluyor'' diye konuştu.
-''ÇUKUROVA GRUBU PAMUKBANK NEDENİYLE BORÇLARINI ÖDEDİ''-
TMSF'nin muhatap olduğu diğer grup ve kişilerle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Gül, şunları söyledi:
''Kısmen Aksoy Grubu ile problem yaşıyoruz. Gariboğlu
protokolünü bitirdik. Geldi, tüm borçlarını bir şekilde ödedi. TMSF ile olan bağını kopardı. Sitebank borçlarını ödedi, TMSF ile bağlarını kopardı.
Çukurova Grubu, Pamukbank nedeniyle borçlarını ödedi. TMSF ile olan bağını Pamukbank nedeniyle kopardı. Cavit Çağlar'ın, İnterbank satışı ilişkisi nedeniyle bir miktar borcu var. Onunla protokol yaptık, tahsile devam ediyoruz.
Demirel Grubu çok enteresan bir grup. Danıştay'da bize yönelik dava kazandılar. 'Mallar babasının malıdır, oğlunun malına gidemezsiniz' gibi bir karar çıkınca çok az yani 50 milyon dolar kadar tahsilat yapabildik. Bekliyoruz. Alacak kalemimiz var ama varlık yok. Yurt dışında bir miktar para bulduk, onu tahsil için uğraşıyoruz.''
Gül, Aksoy Grubu'ndan
Cine 5 Televizyonu'nu sattıklarını, henüz RTÜK'ten onay gelmediğini ifade ederek, ''Radyolarını sattık. Ceylan Grubu ile bir anlaşmamız var, o devam ediyor. Eston'u kısa zaman önce ilgili hakim ortağın muvafakatıyla Dubai'li bir firmaya sattık. Protokol yapıldı ve bugünlerde ilk ödeme olacak. Bu açıdan baktığımızda ülkemize doğrudan
yabancı sermaye girmiş durumda'' dedi.
Protokolü olan gruplarla ilişkilerinin devam ettiğini belirten Gül, protokolü olmayan grupların mevcut ellerinde olan varlıkların satış çalışmalarının devam ettiğini kaydetti.
Bazı grupların borç rakamları olduğunu ama protokol yapmaya uygun varlıklarının olmadığını söyleyen Gül, ''Elimizde Zeytinoğlu'nun KÜMAŞ işletmesi var. İlgili hakim ortakla
diyalog kurduğumuz için, birlikte düşünerek yürütebiliyoruz. Amacımız borçluya kendi varlıklarını en yüksek fiyattan satmasına imkan vermek, hem alacağımızı maksimize etmek hem de borçlunun borcunu kapamasına imkan sağlamaktır'' diye konuştu.
(CY-TAR-TLN)26.05.2011 10:14:12