Van ve
Ağrı'daki bazı
sivil toplum kuruluşları,
terör örgütü PKK'nın
hain saldırılarını kınadı.
Van
Ticaret ve
Sanayi Odası (V
ATSO) Başkanı Mirza Nadiroğlu, son zamanlarda
bölgede yaşanan ve sivillerin
hedef alındığı
terör saldırıları ile ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, terör saldırılarını kınadıklarını söyledi.
Terörün
ülkeye ve insanlara zarar verdiğini belirten Nadiroğlu, saldırıların, özellikle bölge illerinin ekonomisine de büyük
darbe vurduğunu ifade etti.
''Bölgede yaşanan
terör olaylarını kınıyoruz'' diyen Nadiroğlu, 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan seçimlerde
halk iradesinin sandığa yansıtıldığını, bu nedenle de BDP'li milletvekillerinin
TBMM açıldığında koşulsuz ve şartsız Meclis'e gitmeleri gerektiğini dile getirdi.
Nadiroğlu, ülkede yeni bir süreç başladığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
''BDP'li milletvekilleri yeni anayasa ile ilgili görüşmelere katılarak halkın iradesini buraya yansıtması gerekiyor. Son iki ayda yaşanan terör olayları bölgeye büyük zarar vermektedir.
Ekonomi ve para ürkek ve hassastır. Para kesinlikle
kaos olan yere gitmez. Çünkü kaosun olduğu yerde yatırım olmaz.
Meslek odaları olarak bizim görevimiz burada aş, iş, ekmektir. Terörün olduğu yerde aş ve iş olmaz. Sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. 90 yıllara tekrar dönülmesi için bir hava yaratılıyor. İlimizde birçok şehit verildi. Biz bunu tasvip etmiyoruz. Herkesin özverili davranması ve herkesimin elini taşın altına koyması gerekiyor. Bu bölgedeki tüm canlar bizim canlarımızdır. Bu ülkedeki
Kürt ve Türk halkı et ile tırnak gibidir.''
Van Kardelenler
Kadın Derneği Başkanı Gülşen Dalaz ise
terör örgütü PKK'nın masum insanlara, kadınlara ve çocuklara dokunmasını, ''terör örgütünün tükenmişliği, yok oluşu ve çaresizliği'' olarak değerlendirerek, şöyle konuştu:
''Kim tarafından hangi gerekçelerle yapılırsa yapılsın, masum insanları hedef alan saldırılar asla kabul edilemez. Ellerini savunmasız insanların kanı ile bulamışların meşru bir hak talebi olamaz. Halkımıza reva görülen acı, terör, şiddet ve güvensizlik ortamına yol açan her kişi ve kurumun, yaşanan bu acıların sorumluluğunu omuzlarında ve vicdanlarında ilelebet taşıyacakları bilinmelidir. Özelikle Siirt'teki olayda kadınların hedef alınması ve Batman'daki hamile bir kadının ve çocuğunun hedef alınması bölgemizde daha önce benzeri görülmemiş bir olaydır. Kadınlara yönelik saldırı hiçbir dinde ve inançta görülmemiştir. Toplumumuzda daha önce kadın ve çocuklara hiçbir şekilde dokunulmadığını biz
yaşam boyunca görmekteyiz. Ama gelin görün ki artık kültürümüzde bir yozlaşma, bir yok oluş ve inançlarımızda bir
zayıflama var. Hak elde edileceği adı altında çocuk, kadın gözetilmeden yaşam hakları elden alınmaktadır. Belli bir örgüt tarafından yaşam hakkının elden alınması büyük bir tepki toplamaktadır. Biz de kadınlar olarak sonuna kadar tepkimizi göstereceğiz.''
Van
Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Faruk Alpaslan da yaşanan olayların tasvip edilecek bir yanı olmadığına değinerek, ''Doğmamış çocuklara kurşun sıkmanın, eşlerimizi, kadınlarımızı katletmenin hiçbir haklı gerekçesi olmadığı düşüncesi içerisindeyiz'' diye konuştu.
Bu tür olaylara ''dur'' demenin zamanının geldiğini vurgulayan Alpaslan, tarafların uygarca soruna çözüm bulması ve duyarlı davranması gerektiğini anlattı.
-AĞRI-
Ağrı Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Mehmet Erat da kadınlara ve çocuklara yönelik şiddeti esefle kınadığını belirterek, ''Hepimizi derinden üzen bu olayları tasvip etmek mümkün değildir. Kadınlar, bizim analarımız, bacılarımız, kızlarımız. Son bir yıl içerisinde bizim bölgemiz de dahil olmak üzere, çok ciddi anlamda kadına yönelik şiddetin arttığını görüyoruz. Artık bu saldırılar son bulsun'' dedi.
Erat, ölümlerin insanların yüreğini kanattığını bildirerek, şunları ifade etti:
''On yıllardır kanla, silahla, savaşla sorunlarımızı çözmeye çalıştık. Ama sorunlarımız böyle çözülmez. Son silahlı eylemlerin sivilleri hedef almasını aklı ve vicdanı olan hiç kimsenin kabul etmesi mümkün değildir. Lütfen kadınlarımıza gereken sevgiyi, saygıyı gösterelim. Saygı çerçevesi içinde olalım. Bu tür olaylar ancak ailelerin bölünmesine, yıpranmasına ve ailelerin parçalanmasına neden olur. Bunların olmaması için bölge olarak, ülke olarak herkesi sağduyuya davet ediyoruz. Umuyorum bundan sonra gerek bölgemizde, gerekse ülkemizde bu tür olayların olmaması için elimizden gelen çabayı gösteririz. Kadına şiddetle değil, sevgi ile yaklaşalım.''
Kadının Sosyal Hayatını İnceleme ve
Araştırma Derneği (KASAİD) Başkanı
Dilan Özmen Özgün ise Türkiye'nin huzur ve barış ortamına bir an önce kavuşmasının en büyük arzuları olduğunu dile getirerek, masum vatandaşların öldürülmesinin son derece çirkin ve üzücü bir durum olduğunu söyledi.
Özgün, sadece Türkiye'de değil dünyada kadına yönelik bir
takım psikolojik, cinsel, fiziksel şiddet uygulandığını anımsatarak, şiddetin her türlüsüne karşı olduklarını anlattı.
Şiddetle hiçbir sorunun çözülmeyeceğini bildiren Özgün, şunları söyledi:
''Peygamber
Efendimiz, 'Cennet analarımızın ayakları altındadır' demiş. Ana,
emek veren, her türlü cefayı çekendir. Öyle ise analarımıza, kadınlarımıza, anne adaylarımıza şiddeti kabul etmiyoruz. Bu saldırıları gerçekleştirenler her kimse, o da bir ana evladıdır. Sizler, annenize, eşinize, kızınıza, nasıl davranılmasını istiyorsanız, diğerlerine de öyle davranın. Kadın şiddeti hak etmiyor. Yapılan şiddeti de
dernek olarak kınıyoruz. Umarız bu ve buna benzer saldırılar bir daha yaşanmaz.''
(EKİP-LEV-SA)28.09.2011 14:39:08