Kadir Yıldız - Murat Yolcu - Türk Hava Yolları (THY) Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir, ''Türkiye'nin
2023 hedefleri arasında kendi bölgesel yolcu uçağını üretmesi de bulunuyor. Bu konudaki çalışmalara katkıda bulunabiliriz'' dedi.
Demir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, THY'nin 2004 yılından bugüne kadar mevcut
uçak sayısını 3'e katlayarak filosunu 3 misli büyüttüğünü, buna rağmen
teknik servis vermede herhangi bir aksama olmadığını söyledi.
Teknik servis
hizmeti verirken önemli parametrelerden birinin yetişmiş insan gücü olduğunu vurgulayan Demir, uçağa iyi kalitede
bakım yapabilecek ve uçağı bilen bir elemanı 1 veya 2 senede yetiştirmenin mümkün olmadığına dikkati çekti.
THY Teknik A.Ş'nin 2006 yılından bu yana faaliyet gösterdiğini anlatan Demir, bu hızlı
büyüme sürecinde aldıkları yeni personelin tecrübelilerle kısa sürede kaynaşmasını sağlayarak, THY'deki büyümeyi
desteklediklerini kaydetti.
''Bakım onarım alanında THY Teknik A.Ş. dünyada söz sahibi olabilmek için yola çıktı'' diyen Demir, bu anlamda THY filosunda uçak sayısı 3 kat artmasına rağmen dışarıya verdikleri hizmetleri de arttırdıklarını vurguladı.
''Şu anda THY Teknik A.Ş'nin kazandığı paranın yüzde 25'i THY dışından gelmektedir'' ifadelerini kullanan Demir, şöyle devam etti:
''Yani THY'nin 3 misli büyümesine destek verdiğimiz gibi bu filonun 4'te 1'i kadar uçağa da hizmet veriyoruz. Bu anlamda kendimize yeterliliğimiz gayet iyi. Elemanlarımızın bilgi seviyesi gayet iyi. Hızla da
genç arkadaşlarımızı bünyemize katıyoruz. Şu andaki işimizin yüzde 25'ini THY dışındaki
yerli ve
yabancı şirketlere yapıyoruz. Hedefimiz bunu yüzde 50'ye kadar çıkarmak. THY'nin önümüzdeki yıllarda uçak sayısı 200'ü aşacak, iki sene sonra 215 olacak. Ona rağmen biz yine yüzde 50 işimizi THY, diğer yüzde 50'lik kısmı da THY dışına vermek üzere yapılanıyoruz. Bu anlamda yeni tesisler kuruyoruz. Bu tesislerin kurulması ile birlikte bakım kapasitemiz 2 mislinden fazla artacak. Bu artış ile birlikte biz hizmet verme kapasitemizi arttıracağız. Bu anlamda da Avrupa'daki en büyük bakım tesislerimizden de biri bizde olacak. Bu anlamda da gerek Avrupa'da gerek Rusya'da,
Kuzey Afrika'da ve Orta Doğu'da söz sahibi bir şirket olarak yerimizi alacağız.''
İsmail Demir, THY dışında Türkiye'deki şirketlere, Orta Doğu'dan, Doğu Avrupa'dan,
İtalya,
Almanya, Rusya'dan ve Orta Asya'dan gelen çeşitli firmalara hizmet verdiklerini söyledi.
Yeni yeni ortaya çıkan, havacılığa yeni giren ülkelerin ilk aşamada bütün bakım işlerini THY Teknik A.Ş'nin aldığını vurgulayan Demir, şöyle konuştu:
''Mesela Irak'ta yeni yeni hava yolları yapılanması oluyor. Bunların bütün servislerini biz veriyoruz.
Afganistan da yeni yeni hava yolları yapılanması oluyor onların da bütün servislerini biz veriyoruz. Tacikistan'da benzeri şekilde. Bu tür ülkelerde şu an uçak sayısı az olsa bile onları teknik anlamda tutan ve ayağa kaldıran bir yapımız var. Bu da bizim için geleceğe bir yatırım anlamı taşıyor. Libya'da iç karışıklıklar öncesi bazı temaslarımız vardı. Hatta birkaç
havayolu vardı. Bunlardan birine teknik destek vermeye başlamıştık. Biraz taşlar yerine oturduktan sonrada destek vereceğiz. Orada devrede olacağız.''
''THY Teknik A.Ş'nin bakım yaptığı bir şirket iyi bir şirkettir imajı dünyada oluşmaya başladı'' diyen Demir, ''Dünyada bizim algımız değişiyor. Hatta teknik
ekip olarak dünyada söz sahibi olmuş bazı şirketlerin de bizler ile ilgili bizi de bir
rakip olarak ciddiye almak durumunda kaldıklarını görüyoruz. THY, dünyada uçakları uçan bir şirket olmanın yanında teknik kısımda da iddialı bir bakım onarım kuruluşu olarak piyasaya çıkıyor'' şeklinde konuştu.
-''Amacımız dünyada söz sahibi olmak''-
THY Teknik A.Ş. olarak 5 yeni şirket kurduklarını ifade eden Demir, bunların
motor, kabin içi ekipmanları yürütmek ve uçak koltuğu üretmekle ilgili olduğunu kaydetti.
Artık
havacılık sektöründe imalata girdiklerini anlatan Demir, bakım onarım sektörünün bir adım ötesinde daha çok gelir getiren, daha çok fikir ve mühendisliğin yoğun olduğu alanlara da girdiklerine dikkati çekti.
Bunu yaparak THY'nin bazı
ürünleri daha ucuza almasını sağlamalarının birinci amaçları olmadığını dile getiren Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Birinci amacımız THY'nin alt kuruluşu olan Teknik A.Ş, kurduğu şirketlerle belli ürünleri ve hizmetleri ortaya çıkartıp bu anlamda dünyada söz sahibi olması ve dünyada bu alanda oluşan pazardan pay almasıdır. Bu payı aldığımızda da THY'nin aldığı hizmetler daha ucuza geldiği gibi THY'ye yapılan hizmetin biz kat kat fazlası ile de dünyadaki diğer şirketlere
üretim yapmış olacağız. Bu da asıl gelir kaynağını oluşturacak, asıl istihdamı oluşturacak. Sadece THY'nin bazı ürünleri daha ucuza alması daha
küçük bir yan amaç olacak. İlk amacımız dünyada söz sahibi olmak.''
Kurdukları motor bakım şirketinin
Sabiha Gökçen Havalimanı'nda yaklaşık 20 aylık faaliyette olduğunu kaydeden Demir, şöyle konuştu:
''
Zorlu Holding ile kurduğumuz bir gaz tribünü ve uçak motor bakım şirketi var. O şu anda kuruluş aşaması bitti, yeni yapılanıyor. İlk gaz tribününü aldı, bakıma başladı. Elemanlarını oluşturuyor. Kabin içi şirketimizi, Türk Havacılık ve
Uzay Sanayisi (TAİ) ile bunu ortak kurduk oda
tasarımlarını bitirmek üzere. Bir grup tasarımını da bitirdi. Tasarımını bitirip imalata geçiyor. Prototip imalatlarını Boing ve
Airbus'a kabul ettirdikten sonra ilk THY uçaklarına olmak üzere, sonra da dünya uçaklarına mutfak,
tuvalet ve panel üretmeye başlayacak. Koltuk şirketimiz ise oda
koltuk tasarımına başladı. Tasarımlar şu anda yürütülüyor. Tasarım sonrası imalat çalışmaları başlamak üzere. İlk prototip çıkarılıp THY'ye sunulacak.''
-Türkiye'de bir ilki yapıyorlar-
Bütün bu çalışmaların tamamlanmasının ardından uçakların içine koydukları ekipmanların giderek millileştiğini söyleyebileceklerini anlatan Demir, şunları kaydetti:
''Yani THY'de 170 tane uçağın içine falanca şeyi üretip vermekten daha çok dünyadaki 17 bin uçağa bunu verebilmek daha büyük amacımız. Türkiye'nin dünyada uçak ile ilgili ürünlerde söz sahibi olması gerekiyor. Bizim attığımız adımlar hacim olarak küçük olabilir ama kavramsal olarak çok büyük adımlar. Çünkü kavramsal olarak büyüklüğünün sebebi Türkiye'de bir şirket çıkıyor, doğrudan Airbus ve Boing'e kendi personelinin tasarladığı ve testlerini yaptığı malzemesini koyup 'bu ürünü ben yaptım ve bu ürünü sizin uçaklarınıza sunuyorum' dediği, onların da bakıp inceleyip '
evet bu ürün benim uçaklarıma gelebilir' diye onaylayacağı bir süreç. Bu ilk defa oluyor Türkiye'de. Koltuk veya uçak kabin içi ekipmanları ilk başta basit gelebilir ama kavramsal olarak gerçekten büyük. Türk mühendislerinin, Türk insanının tasarladığı, üretiği malzemesini yaptığı, testini yaptığı ürünler uçaklara girmeye başlayacak. Bunu diğerleri de takip edecek. Türkiye'de imal edilen birçok parça çeşitli uçaklarda, helikopterde falan kullanılıyor şu anda. Ama bunların hepsini Boing'deki mühendisler tasarlıyor, çiziyor, çizimleri ve malzemeyi bize veriyor biz de üretiyoruz. Bu onlardan farklı olarak tasarlamasını, çizimini ve hesabını bizim yaptığımız ürünler olacak.''
-Bakım ve onarım sanayideki hedef-
İsmail Demir, THY Teknik A.Ş. olarak yapılanmalarda kendi alanlarında dünyada öne çıkan şirketler oluşturmaya çalıştıklarını, bilgi ve birikimlerini en iyi verim alacakları alanlara yoğunlaştırmak istediklerini söyledi.
''Türkiye'nin artık bu tür dünya şirketleri oluşturması gerekiyor'' diyen Demir, şöyle devam etti:
''Dünya şirketlerinin nüvesini oluşturacak yüzde 1'den yüzde 100'e kadar katkıda bulunmaya hazırız. Gerek finansal gerek
sermaye olarak da. Bunun yanında THY Teknik A.Ş'nin oluşturacağı yapılanma bir bakım onarım şirketi olarak en iyi bakımı ve onarımı veren, müşterilerinin kendisiyle çalışmaktan gurur duyduğu bir şirket olmaktır. Gurur duyulması kelimesi önemli. Bu ne demek sizin çalıştığınız bir şirket veya kuruluş sizin adınızdan gururla bahsetmesi, yani sizinle çalıştığını söylemeyi bir gurur vesilesi sayması. Bu ne demektir siz çok kaliteli hizmet veriyorsunuz, müşteriniz gerek maddi gerekse manevi yönden sizinle mutlu ve bu çalışmayı herkese söylemek istiyor. Bu kavramı oluşturduğumuzda dünyada önemli bir yere gelmiş olacağız. Çünkü 2020'lerde dünyadaki bakım ve onarım sanayisinin cirosu 62 veya 63 milyar dolar. Şimdi bu 62 veya 63 milyar doların yüzde 2'sini niye almayalım, yüzde 3'ünü niye almayalım, yüzde 5'ini niye almayalım ve yüzde 10'unu niye almayalım diye sorduğumuzda tabii ki almak için fazla bir engel yok. İnsan kaynağımız çok
şükür mevcut. Buna bilgi birikimini de ekleyerek milyarlarca dolarlık bakım ve onarım sektörünün merkezinde yer alabiliriz.''
-2023 hedefleri-
''2023 hedefleri arasında Türkiye'nin kendi bölgesel yolcu uçağını üretmesi de bulunuyor'' diyen Demir, sözlerini şöyle tamamladı:
''Bu konudaki çalışmalara katkıda bulunabiliriz. Biz askeri uçaktan çok
sivil alanda böyle bir uçağın ne tür özellikler taşıması gerektiği, uçağın kullanıcısı, bakımcısı ve her tarafını bilen kuruluşlar olarak bu konuda destek verebiliriz. Uçak, nihai bir ürün. O nihai ürünün birçok yan ve alt ürünleri var. Dünyada bugün uçak üreten şirketlerin hemen hemen hepsi aslında bir entegratör rolü oynuyor. Yani tasarımı kendisi yapıyor ama motoru, gövdenin birçok kısmını çeşitli şirketlere dağıtmıştır. Dağıtığı ürünleri toplayıp monte edip uçak üretiyorlar. Yani bu ne demek Türkiye'nin uçak yapmak gibi bir ideali var ise temel olarak uçağı tasarlayan, uçağı bilen insanların tasarımı geliştirmeleri gerekiyor. Buradan adım atmamız lazım. Bizde de uçağı bilen insanlar tabii ki var. Türkiye'de uçak yapılacak ise motordan tutun, hidrolik mekanizmalara kadar bunların çeşitlerini üretecek şirketler olmalı. Bu şirketler olmasa da uçak bekleme durumunda değil çünkü dünyada çeşitli uçaklar var, çeşitli parçalar var. Bu uçaklara da dünyanın dört bir yanından şirketler imal edip malzeme veriyorlar. O halde bunların bir kısmı neden Türkiye'de olmasın?''
(MY-FTH-SA)06.10.2011 12:20:59