Sakarya Ticaret ve
Sanayi Odası (SATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Kösemusul,
Karasu ilçesindeki
Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne (
TİGEM) ait Karasu ilçesindeki arazinin
ihale yoluyla 30 yıl süreyle kiralanmasıyla ilgili olarak, arazinin Sakarya'ya kazandırılması ve mal olması için ellerinden gelen gayreti göstermek istediklerini söyledi.
SATSO Tarım ve Hayvancılığı Geliştirme Komisyonu'nun
Orman Park'ta düzenlediği toplantıda konuşan Kösemusul, yöneticiler olarak TİGEM'e nasıl sahip çıkacakları yönünde karar vermeleri gerektiğini belirterek, ''TİGEM'in Sakarya'ya kazandırılması ve mal olması için elimizden gelen gayreti göstermek istiyoruz. Bu konuda her kesimin desteğini ve katılımını bekliyoruz. Büyük bir sinerji ve birliktelik sağlayabiliriz'' dedi.
AK Parti Sakarya
Milletvekili Hasan
Ali Çelik ise Sakarya'da tarım ve
hayvancılığın gelişmesinin kaçınılmaz olduğunu kaydetti.
Tarım ve sanayinin gelişmesi için gayret etmeleri gerektiğini ifade eden Çelik, ''TİGEM İşletmeleri'nin Sakarya'ya kazandırılmasını
girişimci ruhun önemli bir çalışması olarak görüyorum. Anladığım kadarıyla, TİGEM Sakarya için bir laboratuvar niteliği taşıyacak. TİGEM ülkemizdeki en
küçük, özellikle damızlık kültürüne yönelik işletmelerden biridir. TİGEM'in Sakarya için talep edilmesi çok güzel
sivil bir hareket ancak
serbest piyasa ekomisi var bundan dolayı herkes ihalede
teklif verebilir, ihalesiz hibe edilmez. Ancak ortak akıldan da yana olduğumuzu bilmenizi isterim'' şeklinde konuştu.
Komisyon başkanı
Muzaffer Güneş de amaçlarının Sakarya'da hayvancılığın gelişmesine katkıda bulunmak olduğunu kaydederek, ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla koordineli bir şekilde çalışmayı hedeflediklerini anlattı.
TİGEM ihalesinin iptal edildiğini hatırlatan Güneş, ''Bu noktada Sakarya'daki birlikteliği kuvvetlendirmek adına bölgenin tekrar Sakarya'ya kazandırılması gerektiğini söylüyoruz ve gereken desteği bekliyoruz. TİGEM, Sakarya'da tarım ve hayvancılığın geliştirilmesinde önemli bir adım olacak'' dedi.
Komisyon üyesi Bülent
Yazar da TİGEM arazilerinin hayvancılığın yanında, seracılığa da çok uygun olduğunu ifade etti.
Komisyon üyesi İsmet Çalışkan ise Hollanda'yı yakın bir zamanda ziyaret ettiğini belirterek, ''Burada
inek,
koyun,
keçi ve manda yetiştiren ve bunların sütlerini tüm Avrupa'ya satan tesislerin, bu sütlerin üretildiği alanlarla, insanların yerleşim yerlerinin, yani evlerinin karşılıklı veya yakınlarında olduğunu gördüm. Hollanda'nın Breda Eyaleti'nin en zengin iş adamı da oradaki villalarda yaşıyor ve karşısında 150 kişi istihdam eden iki
fabrika var. Yani villalar ve hayvan çiftlikleri ve mandıralar aynı yerde olabiliyor'' şeklinde konuştu.
Hollanda'da bin tane TİGEM bulunduğuna işaret eden Çalışkan, ''Şehirde, kazada, köyde hiçbir sorun yok, insanların yaşamlarını etkileyecek, rahatsız edici bir durum söz konusu değil. Bugün keçi ve manda sütünden, Hollanda'nın kazandığı para inanılmaz boyutlarda. Manda sütünün 'mozzarella' peyniri ülkemizde 30 Avro'ya satılıyor. Uygulama ve yasalarımız onlardaki gibi olsa 15 Avro'ya satılır. Yani 'işsizlik' diyoruz ama işsizlik diye bir şey yok. Hollanda'daki yasalarla bizim yasalar arasında çok mu fark var? Bunun önünün açılması gerekiyor'' ifadesini kullandı.
Çalışkan, Türkiye'deki süt üretiminin hayvancılıkta olduğu gibi hak ettiği seviyelerde olmadığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:
''Türkiye'nin nüfusu 73 milyon, yüzölçümü ise 780 bin kilometrekare, Hollanda'nın nüfusu 16 milyon civarında, yüzölçümü 142 bin kilometrekare civarındadır. Sağılır hayvan ırkına baktığımızda bizde 4 milyon sağmal baş hayvan, Hollanda'da 1,5 milyon sağmal baş hayvan bulunmaktadır. Ürettiğimiz süt miktarı yıllık 11 milyon 600 bin ton, Hollanda'nın ürettiği 11 milyon 500 bin ton civarlarındadır. Bir sağmal hayvandan Türkiye'de yılda 2 bin 802 litre, Hollanda'da Türkiye'nin yaklaşık üç katı 7 bin 342 litre süt sağılmaktadır. Aradaki fark her şeyi anlatıyor. Ne kadar yetersiz ve verimsiz bir tarım ve hayvancılık politikasına sahibiz.''
(KMK-SBR)09.06.2011 17:05:55