Eski DTP milletvekili ve Van bağımsız
milletvekili adayı Aysel Tuğluk, Abdullah
Öcalan'ın
avukatlığını yaptığı dönemde Öcalan ile ilgili çıkan haberler nedeniyle yargılandığı davada 7 yıl sonra
savunma yaptı. Hakkında zorla getirilme kararı olan Tuğluk, Öcalan ile görüşmelerinin avukat müvekkil ilişkisi içerisinde olduğunu, basına aktarmadığını söyledi.
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde 2 gün önceki görülen
duruşmaya gelmeyen ve hakkında zorla getirilme kararı verilen Aysel Tuğluk, bugün Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne geldi. Duruşmanın 14 Haziran'a bırakılmış olmasına rağmen savunmasının alınması için ara celse açılan Tuğluk, suçlamaları kabul etmedi. Tuğluk, "
Abdullah Öcalan'ın avukatlığını yaptım. İmralı'daki görüşmelerimiz avukat müvekkil ilişkisi içerisinde geçmiştir. Kesinlikle görüşme içeriklerini yerel ya da uluslararası basına aktarmadım. Bu konuda
basın açıklaması yapmadım. Gazetelerde yayınlanan haberlerin kaynağını bilmiyorum. Suçsuzum, beraatimi istiyorum." dedi.
Mahkeme ise Tuğluk hakkında çıkartılan zorla getirilme kararını kaldırıp dosyanın esas hakkındaki görüşünü açıklaması için savcılığa gönderilmesine karar verdi. Duruşma 14 Haziran'a ertelendi.
Adliye çıkışında da soruları cevaplayan Tuğluk, "Davanın konusu sayın Öcalan'ın avukatlığını yaptığım sırada onun görüşlerini basına yansıtmış olmak iddiasıyla
propaganda suçu. Ben bu konuda ifademi verdim ve duruşma ertelendi." diye konuştu.
İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 2004 yılı
Nisan ayında 4 farklı gazetede yer alan haberlerin
terör örgütü lideri Abdullah Öcalan tarafından iletildiği, bu sözlerin
sanık avukatları tarafından yazılı ve görsel basına aktarıldığı ve
Genelkurmay Başkanlığı'nın bu konuda suç duyurusunda bulunduğu anlatılıyor. Öcalan ile görüşen avukatların, görüşme fırsatını ve yasaların kendilerine verdiği hak ve yetkileri kötüye kullanarak örgüt elebaşısının ilettiği görüş ve talimatları basın yayın kuruluşlarını kullanarak örgüt üyelerine ve sempatizanlarına aktardıkları belirtiliyor. Avukatların bu tür açıklamalarla avukat-müvekkil ilişkisi dışına çıkarak örgüt sözcülüğü konumuna geldikleri, örgütün siyasi alanda savunuculuğunu yaptıkları ve
terör örgütü ile sözde başkanı arasında irtibat ve iletişimi devam ettirdikleri iddia ediliyor. İddianamede Aysel Tuğluk'un da aralarında olduğu 6 sanığın "örgüt adına görev almak" suçundan 15 yıldan az olmamak üzere ağır hapisle cezalandırılması isteniyor.