Türk Eğitim Sen Giresun Şube Başkanı Arif Çetinkaya, ilde bulunan okullarda önemli oranda öğretmen açığı bulunduğunu söyledi. Çetinkaya, sendika binasınde düzenlediği basın toplantısında, 2010-2011 eğitim öğretim yılının 2. yarıyılının 14 Şubat Pazartesi günü başlayacağını hatırlattı. Eğitim-öğretim döneminin ilk yarısının Giresun'da birçok problemlerle beraber başladığını ve bittiğini kaydeden Çetinkaya, bu problemlere sendikalarının zaman zaman dikkat çektiğini ve çözümü yönünde adım atılmasını istediğini aktardı. Eğitim-öğretimdeki problemlerin devam ettiğini, çözüm üretilmediği gibi, çözüm üretmek için bir çaba sarf edilmediğini de gözlemlediklerini aktaran Çetinkaya, "Eğitimin sorunlarla ikinci yarıyıla başlayacak olmasının başarıyı düşürmesi kaçınılmazdır." dedi. Giresun'da bulunan okullarda önemli oranda öğretmen açığı bulunduğunu aktaran Çetinkaya, "Okullarımızda öğretmen açığı bulunmaktadır. Bu öğretmen açıkları ders ücreti karşılığı çalışan ücretli öğretmenlerle doldurulmaya çalışılmaktadır. Bu öğretmen adaylarımız yaz döneminde KPSS sınavına girecekleri için bir çoğu ikinci yarıyılda görevi bırakmışlardır. Çünkü onların gelecekleri bu sınava bağlıdır. Şimdi yeni ücretli öğretmenler görevlendirilmeye çalışılacaktır. Yeterli ücretli öğretmen bulunamaz ise dersler boş geçecektir. Yeni öğretmen bulunsa dahi her yarıyıl ayrı bir öğretmenin 4 aylık bir süre için derse girmesinden nasıl başarı sağlanacaktır. Okullarımızda öğretmenler odası kadrolu, sözleşmeli, ders ücretli öğretmen olarak adeta parçalanmıştır. Sözleşmeli kölelik halen ısrarla devam ettirilmek istenmektedir." diye konuştu. "4/C'li çalışan arkadaşlarımız kadroya alınmamakta, kısmi çalışan statüsü devam ettirilmektedir. Halbuki bu çalışanlara ait kadrolar boş durmaktadır." diyen Çetinkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "Okullarımızda hizmetli, memur, hemşire gibi yardımcı personel bulunmamaktadır. Okullarımızın temizliğini yapacak, kaloriferini yakacak, yatılı okullarda çocuklarımızın basit sağlık problemi ile ilgilenecek personel yoktur. Okullarımızın ihtiyaçlarını giderecek yeterli ödenekler gönderilmemektedir. Okul yöneticileri ve velilerden problemlerin üstesinden gelmeleri beklenmektedir. Halbuki bunlar Milli Eğitim Bakanlığı'nın çözmesi gereken ana sorunlardır. Okul idarelerinin işi okul aile birliğine yardım toplamak değil, eğitimde başarılı çalışmalar yapmaktır. Okul idarelerinin ve öğretmenlerin veliler tarafından aile birliğine yardım toplama elemanı olarak görülmesinden kurtarılması gerekir. Okullarımızdaki mevcut bilgi teknolojisi laboratuvarlarının yenilenmesi, eksik araç ve gereçlerin bir an önce tamamlanması gerekmektedir." Milli eğitim müdürlüklerinin kendi çalışanları ile ilişkilerinde uyguladığı kayırmacı ve baskıcı tutumun kurum içinde çalışma barışını bozduğunu, okullarda personelin çalışmasında rahat ve huzurlu olmasını da engellediğini savunan Çetinkaya, "Öğretmenlerin en çok güven duyması gereken kendi kurumlarına güvenleri kalmamıştır. Okullara yapılan atamaların yargı tarafından iptal edilmesi, pansiyonlu okullara müdür yardımcılığı sınavını kazanarak hak sahibi olan öğretmenlere duyuru yapılmadan, yönetmelik hiçe sayılarak bakan onayı ile atama ve görevlendirme yapılması, öğretmenler arasında yapılan ayrımcılığın açık göstergeleridir. Bu şartlar altında yapılan eğitim-öğretimde ortaya çıkan başarısızlığın sebebi kim olacaktır. Bu başarısızlığı, eğitim çalışanlarına ve velilere mal etmek sorununu çözmek yerine, görmezden gelmenin, milleti oyalamanın bir yoludur." dedi.